Sizlere birkaç küçük soruyla başlayarak başlayamama hastalığını daha havalı tabirle “Atalet duygusu”nu anlatacağım.
İlk soru çok basit aslında “Hayatta başarılı olmak istiyor musunuz?” Çoğunuzun içinden kim istemez ki dediğinizi düşünüyorum. Bence de öyle kim istemez ki?
Peki soruyu biraz zorlaştıralım mı? “Başarmak için yapılması gereken temel şey nedir?” Burada da birçoğumuzun ortak cevabı bellidir aslında. “Çalışmak”
Peki başarılı olmak istiyorsak ve nasıl yapacağımızı da biliyorsak bir çoğumuza engel olan, ortalama bir hayat sürmemize neden olan şey nedir? Bu sorunun cevabı bize atalet duygusunu özetliyor aslında.
Atalet kelime anlamı olarak eylemsizlik demektir. Harekete geçmeme, sabit durma hali de diyebiliriz.
Böyle bir ruh halindeyken yani başarı için harekete geçmezken başarının bizi tesadüfen bulmasını bekleyemeyiz herhalde. Hepimiz içinde bulunduğumuz hayatta bazı başarılar elde etmek için çabalıyoruz. Kimimiz okul kazanmak, kimimiz dil öğrenmek, kimimiz üniversiteden mezun olmak, kimimiz KPSS’nı kazanıp atanmak, kimimiz şirketinde yükselmek, kimimiz şirket açmak, marka olmak vs. vs. Bu örneklerin sonu yok. Ancak ana amaç her zaman ilerlemek. Bunun ilk şartı da eylemsizliği yani ataleti yenmek.
Peki bu nasıl olacak?
Bu yazıyı yazmaya başlama nedenim kendi içimde son zamanlarda tekrar oluşan bu eylemsizliği yenmek. Uzun süredir yapmak isteyip bir türlü güç bulamadığım blog yazılarına başlamaktı. Gelin beraber hayatımızda var olan bu duyguyu alt edelim. Eylemsizliği alt etmek o ilk adımla başlar bu yazı da benim ilk adımım. İlk adımı atmaktan korkmadığınız anda, o adımı attığınız anda, ataleti yenmiş oluyorsunuz. Keza benim şuanda yaptığım gibi.
İlk adımı attınız, ya sonra… Sonrasında beklentilerinizi ayarında tutmak geliyor bence. Bu işi kafanızda bir bebeğin yürümeye başladığı an gibi tasvir ediyorum esasen. Ha bu arada hayallerinizden eksilen bir şey yok ama önce bebek adımlarıyla başlayıp sonra maraton koşacaksınız.
Attığımız ilk adımın devamında başta sendeleye sendeleye düşe kalka birkaç adımla kısa mesafeler ilerleyeceksiniz. Bu size az gibi gelebilir ama başlamasaydınız aynı yerinizde kalacaktınız.
Bunu basit bir örnekle betimleyeyim istiyorum;
Üniversite sınavlarına hazırlanan ve ilk 15bin hedefleyen bir öğrenci oldukça yüksek netler yapmalıdır. Bu hepimizce bilinen bir şey. Çalışmaya başlayacak artık 12.sınıf olmuş, sınav senesi gelmiş ama bir türlü o test kitaplarının başına geçip başlayamıyor. Sonrasında artık hadi bir gayret deyip kitabı açıp çözdüğü ilk soruyla ataleti yenmiş oldu. Şimdi süreklilik için azar azar ama istikrarla çözdüğü soru sayılarını arttırıyor ve günde en az 500er soru çözebilecek hale geliyor. Binlerce soruyu sınava hazırlanırken çözen biri emin olun hedeflediği yere gelir. Bu benim sınava hazırlık sürecimde izlediğim yoldu ve beni hedeflediğim noktaya getirdi. Önce bebek adımlarıyla başladım, sonra sakin sakin zaman tanıyarak maraton koşmaya başladım.
Demem o ki, ataletin sizi yenmesine izin vermeyin, ilk adımı atmaya korkmayın ve asla vazgeçmeyin. Bunlar sizi her zaman hedeflediğiniz noktaya götürecektir. Umarım bu yazıdan sonra hayatınızın bebek adımını atar, maratonu bitirdiğinizde hayallerinize kavuşursunuz.