24.06.2020/00.07
Merhaba, bilerek bu yazıyı geç saatte yazıyorum. Kulağımda Schubert’ten Serenade, yanı başımda uyuyakalmış çok sevgili kardeşim, duygularım yoğun ve bu satırları sizler için dolduruyorum. Bu yazımı okurken dinlemek istersiniz belki diye de linki aşağıya bırakıyorum..
https://www.youtube.com/watch?v=ZpA0l2WB86E
Açıkçası başlarken buraya, gerçek kimliğimi, kendimi tanıtmak zorunda mıyım acaba diye giriş yapmadım desem yalan olur. Ama zorunda olmadığımı bu satırları yazarken anlıyorum. Hem ismim ne, neredeyim niye önemli olmalı?
Ben bu sayfaya okyanus esintisi bulmak ya da olmak için geldim. Okyanus esintisi de ne diyebilirsiniz. Merak ediyorsanız eğer, duvarıma bir göz atmanızı rica ederim.
Ama illa ki kendimden bahsetmem gerekiyorsa her gün bıktığın ama girmek zorunda olduğun o kalabalıktan biriyim, her gün gördüğün ama selam vermediğin komşunum, suladığın çiçek ya da kapının önüne içsin diye bir tas koyduğun kedi belki de evine yakın bir yere yuva yapmış bir kuşum. Tam hayatın içindenim yani sıradan senim, oyum, benim… Bunlar şuan hiç önemli değil. Şimdilik!
Buraya silinmiş hatıralarımı tekrar canlandırmak, unuttuğum, aklımdan çıkarmak istesem de hayatıma yön veren bir çok “keşke” den bahsetmek ya da daha basiti size kendimden, kendime de sizden bir şey katarak yeni bir yaşam bulmak için geldim.
Merhaba ben A.E. buraya kalabalık içinde ölmek üzere olan gerçek kendimi kurtarmak için geldim. Bu yazıyı kısaca buraya geliş nedenimi açıklamak ve sadece kendimi anlatmak için yazıyorum. Umarım bundan sonra dile getiremediğim ama sayfalara döktüğüm yazılarım hoşunuza gider.
Sevgiyle kalın…