Başkalaştık

Beklentisiz bir girişimdi başta sohbetine girişim, sonra tanıdım, yavaşça anladım, kırdım ve kırıldım ama hiç kopamadım.

Önemin çok, saçma düzeyinde aşırıya kaçtın ben de sen.

Sonu yok ki bunun, bırakamam ellerini, düşünüyorum deli gibi, gözüm açıldığında başlıyor zihnim, kapanırken de sayıklıyor seni. Sevgi derler bunun adına, sevgiyle özetlemek de saçma ama.

Bilemiyor insan, aynada gördüğünü tanıyamıyor, objektiflere yabancı ve kendisini yeniden buluyor. Garip bir durum seni sevmek, sanki hiç gelmeyecek bir gemiyi bir ömür beklemek. İnancım da söndü sahi, halen daha istiyorum oysa seni. Ağırlığına, isteğine, kalbine ve güzelliğine, duruşuna, posuna boyuna, her şeyine yarı hayran ve aşık zerrem sen atomlarına.

Düşünmek de karıştırıyor kafamı, kaç ve kurtar ikinizi de bu seraptan, gerçeğin iğnesi kalbinize batmadan, son verin bu rüyalara diyor, mantığım kalbime meydan okuyor ama sensin ona da en mantıklısı zira istiyorum, bilsem de sonumuzun ayrı tellere asılı olan benzer pijamalar gibi olduğunu.

Yine de diliyorum, sandalımda sen ile balık tuttuğumu.

Meyveleri toplayıp, bir çırpıda yuttuğumu.

İçinde olduğun bir karavanda, kendimi unuttuğumu.

Yokluğunun değil, olamayışımızın arzusu bu, onun isteği, en korkak ceylan bile inanır, avcısından kaçacağına, bense hiç inanmıyorum oysa bir masada karşıma alacağıma. Vazgeçmiş olmak mı dersin buna, sevgiyi ertelemek mi, kendini derinlere gömmek miydi oysa, mezardan çıkartma isteğinin sebebi.

Zaman zaman olur insan kendine yabancı, niye korkarız? Niye kaçarız bu yenilikten?

Değişmek çok mu kötüdür ki ondan mı istemeyiz yeni bizi. Çok ürkünç, çok tuhaf, çok garip ki çok bile yetersiz kalıyor bu sözcükleri abartmaya inan.

Aşırı diye özetleyebilirim sana olan duygularımı.

Sevgim aşırı, yorgunluğum aşırı, isteğim aşırı ve korkumda öyle.

Nasıl olur, olur mu, korkutur ve unutturur mu zaman, vaz mı geçirir bu kez? Bilmiyorum inan, kestiremiyorum.

Yabancıyım kendime şu sıralar, başka geldin de başka ettin beni, değişti aldığım tüm havalar.

Bir köşede duruyorum, ikimizi düşünüyorum, insanları izliyorum deniz kenarında soluklanıyorum, hayal kuramıyorum ama artık, inancımı sen aldın, fazla iyiliğin sonu kötülüktür, güzel duygular öldürür ve böyle sevenler kavuşamaz ki.

Sen de haklısın, büyük bir farklılık bu sana, büyük bir yenilik dimi anlatsana?

Geçmişini tercih ediyorsan bana, daha iyidir olmaman yanımda. Aşıp gelebiliyorsan ama, daima ol benim anımda, kucağımda, hayatımda.

 Tek bildiğim başkalaştım, bazense laçkalaştım, su yüzeyinde yüzdüm, durdum ve duruldum, kurumayı diledim. Geçmişi şimdime kattım, aşure mevsimde olmamızdan mı bu karmaşıklığım. Aynadaki yüzümü tanımayışım zamanında kendime kızışım ve seni istemekte çocuk gibi haykırışım.

Değiştim ve başkalaştım, bu mevsimde aşka kaçtım, tutuldum ve silkelendim sen tarafından, realist olmaktı tek olanağım. Düşünmeye vermek gerekir ara, her düşünen ulaşamaz ki amacına. 

Seninle ben başkalaştım, sen de hayli başkalaştın, değişimine yavaş yavaş alıştın, titreyen ellerin de ermekte olmuşluğa, içinden istemekle geçer kışın inan. Soğuk ki ne soğuk, istemli ki ne istemli.

İstemek de harbi asıl mesele oysa, delidolu uçarı yaşlarda istemek üstelik, şarkısı yazılan bir söz ki neşeli çağlarımıza. Birlikte geçmesinin hayaliyle ve sevginin yetemediği çaresizliğiyle. Beklemek, görmek, yaşamak, zaman nehrine kağıttan bir gemi bırakmak gerek. inanmak ve arzulamak, içten içe yanmak da gerek.

Yerin sabit halbuki, alevi sakin, karmaşıklığa dayanır kalbim inan. Olan yalnızca başkalarına.

Öncesi siliniyor, süpürülüyor zihnimin kaldırımlarında, zaman unutturdu zaten, alıştırıyor şimdi sana, yeni zorluğa, en güzeline, en güzelime.

Ve biliyor musun? 

Bize eskisi kadar inanamıyorum, daha fazla istesem de gerçeğin tokadı patlıyor hep yüzüme, ne de güzel şekilde imkansız olduk birbirimize. Yine de zamanla görülen rüyalarda bulurum bizi, tekrar inanırım, tekrar avuturum kendimi.

Hayallerde yaşamak mı yakışır ki bize yoksa gerçeklerimiz en sonunda yoksa gerçeklerimiz yazılacak mı finalde gökyüzüne?

Bize müstahak mı kavuşmalar da kavuşmalar, size mi nasip güzelim sarılmalar?

Ortada bir yol, farklı istikamet ve tek bir orta, denk mi getirir, denkten mi götürür. Yelkovana sövdürür mü sevdirirken akrebi.

Her hikayede olduğu gibi. Tik ve taklara dayalı ya birbirini isteyen kalpler.

Şarkılarda da söylendiği gibi, bunu da zaman nasılsa çözer.

Selam Ben Emirhan
Yolunun daha henüz çok çok başında olduğunun farkında olan az insan var hayatta, henüz bir başarı elde edemeden kendini alim sanan çakma filozoflar var, insan, nankör ve kibirli olmasıyla tanınır, ben ise halktan biri, ülkedeki milyonlarca gençten yalnızca bir tanesiyim, Selam, ben Emirhan.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
BİR EFSANENİN GERİ DÖNÜŞÜ – HOUSE OF THE DRAGON İNCELEME

BİR EFSANENİN GERİ DÖNÜŞÜ – HOUSE OF THE DRAGON İNCELEME

Sonraki
İncir Ağaçları

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.