20 Nisan 2034
” Rodio Telescope Fastten gelen sinyal ekibimiz ve ZX adlı yapay zeka sayesinde çözüme kavuştu. Sinyal başka yaşam formuna ait ve 10 yıl önce elimize ulaşmalıydı. Fakat bu durum sinyalin geldiği gezegen ve dünyamız arasındaki zaman farkından dolayı gerçekleşemedi. 28 Ekim sabahı Uluslararası Uzay İstasyonundaki ekibimize gezegene gitmeleri için işaret göndereceğiz. Ekibimiz işareti aldıktan sonra gezegene doğru yol alacaktır.
27 Ekim 2034 sabahı 05 :00 ‘de Uluslararası Uzay İstasyonundaki ekibimiz ile iletişime geçeceğiz. Bu iletişim canlı olarak yayınlanacaktır. “
Mark kahvesinden birkaç yudum içip yapay zekanın gazeteyi kapatmasını söyledi ve David’ e doğru seslendi.
” Hey David, sinyal hakkında ne düşünüyorsun? “
” Yolculuk yıllarca sürebilir. Belki de dünyaya döndüğümüzde ailemizi kaybetmiş olacağız. Bunun için eşime durumu bildiren bir mesaj göndereceğim.”
“Evet, evet bunu bende yapacağım. Sinyalin başka bir yaşam formuna ait olduğunu düşünüyorum. Sence doğru bir fikir mi?”
“İşine dön Mark. Unutma yolculukta robotları kullanacağız.”
“Yolculukta kullanacağımız robotların ve geminin bakımını hallettim.”
“Mark, David buraya gelin bir toplantı yapacağız.”
Mark, David büyük masaya doğru ilerledi. Gördükleri tek şey harflerin ve rakamların eşleştirmesi ile ortaya çıkan karışık kelimelerdi.
” Tüm bunlar ne anlama geliyor?”
” Sinyali gönderen yaşam formunun dili. “
” Yani uzaylıların dili? “
” Evet. Şuna bakın. (rakamları göstererek) 13 17 22 1 17. Bu sayıları alfabe sırasına göre eşleştirdiğimizde insan kelimesi ortaya çıkıyor.”
O sırada odanın içi tiz bir sesle yankılandı ve mürettebat toplantıyı bitirmek zorunda kaldı. Bu tiz ses canlı görüşmenin yapılacağını haber veriyordu. İnsanlık gemideki mürettebatla bağlantı kuracak, ertesi gün yolculuk başlayacaktı. Belki de uçsuz bucaksız uzayda, insanlık tarafından bilinen ve henüz keşfedilmemiş gezegenlerde başka yaşam formu nefes alıyordu.
28 Ekim 2034
“5,4,3, 2, 1.”
Gemi uzaya doğru fırlatıldı ve mürettebat sinyalin kaynağına doğru ilerliyordu. Fakat ters giden bir şeyler vardı. Geminin, robotların kontrolleri yapılmıştı. Mürettebatta eksik insan sayısı yoktu. O zaman sorun neydi?
“Mark gideceğimiz gezegenin ve etrafındakilerin haritası çıkarılmıştı. Karadelik bu haritada yoktu.”
“Hayır, hayır, hayır… Karadeliğin olay ufkuna doğru sürükleniyoruz.”
Karadelik hesaba katılmamıştı. Mürettebat karadeliğin olay ufkuna hızla ilerlemekteydi. Eğer geri dönülemez noktaya gelirlerse mürettebat moleküllerine ayrılacaktı.
“Geri dönmenin bir yolu olmalı.”
15 dakika sonra karadeliğin olay ufkuna gireceksiniz.
15 :00
“Bir çözüm olmalı.”
14 :59
“Buldum. İtici güç. Uzay mekiğinin kapak kısmına patlayıcı yerleştireceğiz.”
“Delirdin mi? Kapak yok olacak. Ayrıca çok fazla güç açığa çıkacak geminin kontrolünü kaybedeceğiz.”
“Geminin ikinci bir kapak sistemi var. David patlayıcıyı yerleştirdikten 10 saniye sonra ikinci kapağı ve kalkanları aktif hale getireceksin. Oluşan itici güç karadeliğin olay ufkundan uzaklaşmazı, karediliğin yakınında bulunan gezegenin yörüngesine girmemizi sağlayacak. Yörüngeye girdiğimizde gezegenin çekim gücü bizi sinyalin kaynağına doğru fırlatacak. “
13:20
James geminin deposuna doğru ilerledi,patlayacıyı alıp kapağa yerleştirdi. Çıkan ses uzayda büyük bir yankının oluşmasına neden oldu. Artık mürettebat karadeliğin olay ufkundan uzaklaşmış ve büyük bir hızla sinyalin kaynağına doğru yol alıyordu.
…..
Bir müddet sonra gezegene varılmıştı. İnsan ırkından çok daha farklı bir yaşam formu mürettebatı başkanlarına doğru sürükleyerek götürüyordu. Oldukça gelişmiş teknolojiye sahip bir odaya girdiler. Mark konuşmaya başladı.
“22 6 11 22 24 11 28 18 21 22 25 17 24 25 29 ( Ne istiyorsunuz?)”
” 22 1117….. ( Sinyali bize yardım etmeniz için uzun süre önce gönderdik. Bu süre zarfında çöpleriniz yüzünden çoğu ırkımızı kaybettik. Uzay bizim evimiz.)