Başak Tanesi

Bundan belki de birkaç ay önce, bir sivil toplum kuruluşunda basit bir röportaj videosunda yer almıştım. Videonun kısa bir kesitinde “Gönüllüyüm çünkü …” cümlesinin devamını getirmemiz gerekiyordu. Ben ne dediğimi hatta röportajı bile unutmuşken, çok kıymet verdiğim, her zaman en doğru yerde en doğru dokunuşu yapacak kadar beni iyi tanıyan, bütün o mesafeye rağmen bıkmadan usanmadan birbirimize koca bir podcast serisi yapacak kadar ses kaydı attığımız, o çok kıymetli ince ruh bana bunu hatırlattı. Bana kim olduğumu, niye burada olduğumu nerden geldiğimi ve burada ne yaptığımı kendi cümlemle hatırlattı.

“Gönüllüyüm çünkü; insanların potansiyellerini ortaya çıkartmalarına yardımcı olmayı seviyorum.”

 Bu yüzden sivil topluma girdim. Bu yüzden gönüllü oldum. Karşılıksız yıllarca çalıştım, çabaladım emek verdim. Bu yüzden yüzlerce gençle tanıştım, konuştum, onlara bir sürü şey anlattım. Zorlandıklarında rahatlatıp, yanlarında oldum. Aslında her şey bu basit cümlede saklıydı. Aslında bu koca kaos, yürüdüğüm yol, kaybolduğum orman; hepsi bu bir cümleden, bu bir tohumdan patladı. Hayat önüme birilerini çıkarttı ve onlar da can suyunu verdiler. Toprağımdan çıktım, uzadım büyüdüm. Yeri geldi çatladım, sarardım, boynum eğrildi. Ama yine de buradayım. Her şeye rağmen, sapsarı güneşte parlayan bir başak tanesi. 

Buğday dünya üzerinde hemen hemen her yerde yetişen, filiz veren, en yaygın olan ve temel ihtiyaç sayılan bitki türüymüş. Herkese, her yere uyum sağlar, her yerde açarmış. Her ne kadar sıradan normal bir başak tanesi olsa da, insanın ilk sırada tuttuğu ve temel yiyeceklerini ürettiği en çok ihtiyaç duyduğuymuş. 

Bu zamana kadar bir çok kişiye dokunmaya, her bir tohumu filizlenmesi için ikna etmeye adadım kendimi. Ama şimdi sıra bende. Hayat bana da bir tohum gibi hayat verdi. Filiz açtım, büyüdüm, boyum uzadı. Sonra güneşte yandım kavruldum, çatladım, sarardım. Şimdi geriye baktığımda her gün bir önceki günden daha değerli olduğumu fark ediyorum. Her gün bir fazlasıyım. Çok çalıştım, çok çabaladım, çok yoruldum. Her şeyin üstesinden geldim ve her şeye rağmen yeniden başlayacak kadar cesurum. Bu yüzden ben suçluluk duymadan mutlu olmayı, iyi hissetmeyi, heyecanlanmayı, her şeyin en iyisini hak ediyorum çünkü bulduğum her güzel şeyi paylaşmayı biliyorum. 

Ben herhangi bir tarlada güneşin altında açan sıradan tekbir başak tanesi olarak, tüm tarlayı açmak, yükselmek için; en güzeli, en iyisi, en verimlisi olmaları için ikna etmeye çalıştım. Her birine dokundum, rüzgarımı, nefesimi gönderdim. Sonunda hasat geldi, hepimizi kesti ve başka balyalara sardı, dağıttı. Koca bir ekin kapattık birlikte. Şimdi yeniden doğmak için çekildiğim kabuğumdan yazıyorum. Yeniden kabuğundan çıkma vaktimin geldiği şu günlerde yeni ekin için kendime söz veriyorum. Bundan sonra en çok kendi ruhuma dokunacak, ona odaklanacak, kendi potansiyelimi gerçekleştirecek kadar cesur olacağım. Ve bunu sadece ve sadece kendim için yapacağım.  Tekrar, tekrar ve tekrar. Çünkü insan ancak o zaman kendi dönüşümünü tamamlar, yükselir ve güçlenir. 

Aynı geçmişten gelip aynı geleceğe gittiğim o kıymetli ruhun da dediği gibi “Çünkü doğamızda var bizim, yeniden açmak, açılmak.” Tek ihtiyacımız; çıkılacak yeni yolculuklar, can suyu olacak insanlar ve köklenecek yeni topraklar.

Pandora
Pandora
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
RIDERS OF ICARUS — FREE TO PLAY AND EARN ( PlayToEarn, BlockchainGames)

RIDERS OF ICARUS — FREE TO PLAY AND EARN ( PlayToEarn, BlockchainGames)

Sonraki
ZORUNLU SEÇMELİ HAYATIMIZ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.