Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı ülkemizde çok farklı değerlendirilmeye devam ediliyor.
Bazı hususlarda toplumumuz içinde ortak bir mutabakat geliştirilemediğinden ötürü, kavramlar ve olgular üzerinde tanımlamalar da herkesin kendi siyasal konumlanışına göre değer buluyor.
Her şeyden önce sapla samanı ayırmak gerekiyor.
PKK terör örgütüdür.
YPG/PYD gibi örgütler, PKK’nın türevleri olup, emperyalist egemen güçlerin Ortadoğu bölgesindeki kullanışlı “paydaşlarıdır”!
***
Ülkemiz, hudutlarımız dâhilinde yıllardır sıkıntı yaşadığımız terör ve terörizmle mücadele etmek adına “zorunlu” bir operasyon tertiplemiştir ve bunda da “görece” başarı elde edilmiştir.
Yalnız, gazetelerde görüş serdeden bazı münevverlere göre, olay çok farklı yankı bulmakta ve değerlendirilmekte.
Evet…
Daha önceki yazılarımda şu aralar “demokrasicilik” oynamayalım demiştim ama, insanların en temel haklarından düşünce özgürlüğüne de gem vurmayalım.
Cumhuriyet Halk Partisi ile PKK terör örgütünü eş düzlemde değerlendirmek ve hatta CHP’nin PKK ile işbirliği içinde olduğunu ileri sürmek nasıl değerlendirilmeli…
Bunu toplumumuzun ferasetine bırakıyorum.
Öte yandan…
Yine okuduğumda…
Şaşırıp kaldığım durumlar hâsıl olmakta.
Yine, meseleyi, kesin hatlarıyla oluşturalım:
Türkiye’nin sorunu, terördür.
Makro ölçekten bakılırsa terörizmdir.
***
Bu harekâtla birlikte, terör sorunun çözümlenmesiyle birlikte bazı şeyler eşanlı anılır oldu.
Bence…
Kendi görüşümdür…
Türkiye’de bir “Kürt Sorunu” yoktur.
Her nedense bu terör olayını, ülkemizdeki Kürt yurttaşlarımız üzerinden yorumlama çabası var…
Hâlbuki…
Eğer Türkiye’de bir demokrasini sorunu varsa, insan hakları sorunu varsa, yine bir ifade hürriyeti sorunu varsa…
İstisnasız tüm toplumun sorunudur bunlar.
***
Ama nedense, hep aynı şeyler sakız gibi çiğnenip toplumun huzuruna getiriliyor.
Kürt Sorunu diyerek, sorun mikro boyutta ele alınıp değerlendiriliyor. Kimlik ve aidiyet olgularına göndermeler yapılarak, sorun etnik bir kökene dayandırılıyor.
Tabii bu arada…
Türkiye ve Cumhuriyet yeminli düşmanları…
Bu fırsat bu fırsat diyerek, masada duran sorunları, meseleleri hercümerç ederek, toplumun ve kamuoyunun önüne getirmekte ama kafa karışıklığına neden olmaktalar.
Artık, ülkemizde, herhangi bir etnisiteye dayalı bir siyasal problemden bahsetmek, ancak fanteziye kaçar.
Bugün, belki de yer yer eleştirdiğimiz yine yer yer hakkını verdiğimiz politikalar ve uygulamalar nedeniyle demokratik standartların genişlemesini sağlayan AK Parti…
Terörün bu minvalde kök salmasının da sebebidir. Değişik isimlerle adlandırdığı bir sorunu senelere yayarak, meselenin kronikleşmesine vesile olmuştur. Bu bağlamda, artık yaşadığımız ve tecrübe ettiğimiz sorunun adını dürüstçe koymamız gerekir: Terör ve terörizm…
Demokrasinin evrensel boyutlarda ülkemizde yeşerememesinin sancılarını, sadece Kürt yurttaşlarımız değil herkes çekmektedir.