Sevenin de sebebi ne olursa olsun gittiğini gördüm ama en adisi daima bendim. Sevdiğim herkesten ve her yerden daima gittim. Üflesem gözlerini kırpacak kadar yakın olduğum insanın aslında ciğerim çıkana kadar bağırsam da duyamayacağı kadar uzak olduğuna şahit olduktan sonra oturdum ve dedim ki “Şimdi senin nereden dönsem kar sayılır?” Senin ve senin gibilerin yani enginar kadar bile olamayanların neresinden dönersen dön, hatta kuru kuru dönmek olmaz, salavat zincirini de ekleyeyim. ıııhhh! Karlı hiçbir yanın-ız yok güzelim. Bana eşlik edenler alışmıştır laftan lafa atlamama; çocukken saçlarını kestiğim barbie bebeklerin ahını mı aldım bilmem, artık saçlarımın yüzde 49’u artık yok. Hayatıma giren tüm barbie bebeklerinden özür diliyorum. Biraz daha böyle devam ederse Ali Lidar gibi başlayacağım; “yuvasını yıktığım kuşların ahı desem, çocuktum ulan çocuk!”. Doktorum; hücrelerimin kendisini tanımadığını ve bu sebepten ötürü savaş başlatıp mekan olarak da saçlarımı seçtiklerini söyledi. Aha dedim, hücrelerimden tam olarak beklediğim performans! Kaş, kirpik, saçlarımın hepsi gidebilirmiş. Olsun. Olmasa iyi olur ama. Böyle anlarla yüzleştiğim zaman kendimi Nuri Bey Apartmanında hissediyorum, burnumun ucunda küf kokusu. Ha bir de artık soranlara, evin yolunu buldum ama henüz kapıyı açmadılar diyorum. İçeride ışık yanıyor, kapatmayı unutmadıysa hala umut vardır diyorum. Sonra bazı anlar oluyor, hiç hissettiğim anlar. Bildiniz mi? Heh! işte öyle anlarda; ağzımın kenarında sigara, cebimde acabalar ve matematiğimin yettiği kadar keşkelerle o yokuşları çıkmışım demeyip, evi komple ateşe veresim geliyor. Ha bir de yanlış anlaşılmasın, evi ateşe vereyim ama çakmağı elime o tutuşturmasın. Çünkü, sizlerin de bilmediğiniz sebepler üzerine muhtemelen üzülürüm gibi. Uzunca bir aradan sonra herkese selam olsun o zaman. Ayakkabılarım çok eski, eve dönmem uzun zaman aldı.
Barbie Bebeklerin Ahı
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum