Barbaros Hayreddin Paşa’ya kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun denizlerdeki politikası
Küçük bir beylik olarak kurulan Osmanlı Devleti zamanla hem karada hem de denizlerdeki hakimiyetini güçlendirerek büyük bir imparatorluğa dönüşmüştür. Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki gücü Orhan Gazi döneminde Rumeli’ye geçişiyle birlikte başlamıştır. Bu dönemde Süleyman Paşa’nın 1376 yılında Gelibolu’yu fethetmesi üzerine Rumeli’nin geçişi kolaylaştırmış, Marmara Denizi’ni ve Çanakkale Boğazı’nı koruması konusunda önemli bir kazanımdır. Ayrıca bu dönemde Karesioğulları Beyliği’nin alınmasıyla da Osmanlı donanması oluşturulmuştur. Yıldırım Bayezid döneminde Gelibolu’da ilk önemli Osmanlı tersanesi inşa edilmiştir.
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikle Osmanlı’nın Anadolu ve Rumeli arasında kalan toprak parçası alındı. Osmanlı Devleti bir imparatorluk seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde Gelibolu tersanesinde 350-400 parçalık bir donanma inşa edilmiştir. Venediklilerin Boğazlarda ortak olmak istemesi üzerine Çanakkale’e Kal’a-yı Sultaniye, İstanbul’a da Kilid’in Bahr inşa edilmiştir. aynı zamanda Midilli, İmroz, Bozcaada ve Limni adaları olmak üzere bazı Ege Adaları fethedilmiştir. ayrıca Kırım’ın Osmanlı egemenliğine geçmesiyle Karadeniz Türk gölü olmuştur. II. Bayezid döneminde ise Modon, Koron ve İnehbahtı adaları ele geçirilmiş ve Osmanlı’nın denizlerdeki gücü daha da güçlenmiştir. Yavuz Sultan Selim ise donanmanın merkezini Gelibolu’dan Haliç’e naklettirmiş ve Tersane-i Amire kurulmuştur. Bu dönemde Suriye ve Mısır’ın alınmasıyla Osmanlı’nın denizleri kontrolü kolaylaşmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun denizlerdeki başarısının zirve noktası Kanuni Sultan Süleyman dönemidir. Özellikle Rodos’un fethiyle Doğu Akdeniz, Trablusgarb’ın alınmasıyla Orta Akdeniz hakimiyetini kurmuş ve Batı Akdeniz’de de Osmanlı egemenliğini güçlendirmiştir. Fakat Akdeniz hakimiyeti üzerinde en büyük pay Barbaros Hayreddin Paşa’ya aittir. Preveze Deniz Savaşı hem Osmanlı tarihi hem de Barbaros açısında önemlidir. Aslında bu yazımızın konusu Barbaros Hayrettin Paşa’nın hayatı ve Preveze Deniz Savaşı’dır.
Barbaros Hayreddin Paşa Kimdir?
Asıl adı Hızır olan Barbaros Hayreddin Paşa Vardar yenicesinden gelip Midilli’nin fethinden sonra buraya yerleşen Yakup adlı sipahi’nin oğludur. Kırmızı sakalından dolayı Avrupalılar tarafından Barbarossa olarak tanınmış ve Yavuz Sultan Selim tarafından ise Hayreddin lakabı verilmiştir. Bazı kaynaklara göre Barbaros Hayreddin Paşa, iri yapılı, kumral tenli idi. Saçı, sakalı, kaşları ve kirpikleri çok gürdü. Bütün ömrü denizlerde geçtiğinden dolayı İspanyolca, Rumca, Arapça, Fransızca ve İtalyanca gibi Akdeniz dillerini iyi bilirdi. Ayrıca musikiyi de severdi.
Başlarda Hızır, Midilli, Selanik ve Eğriboz arasında ticaretle uğraşıyordu. İspanyolların Batı Akdeniz’e hakim olma gayretleriyle Endülüs’te Müslümanlara yaptıkları zulümler neticesinde bölgedeki asayiş ve huzur bozuldu. Böylece Oruç ve Hızır kardeşler Batı Akdeniz’e yönelerek, 1504’ten sonra Kuzey Afrika sahillerinde görünmeye başladılar. Cerbe Adasını kendilerine üs yaparak akınlarını İtalya kıyılarına kadar genişlettiler.
Barbaroslar, 1513′ yılında Cicelli ‘yi ele geçirdiler. Buranın yerli halkı Oruç Reis’i sultan ilan etti. Böylece Barbarosların Kuzey Afrika’da kuracakları devletin temelleri atılmış oldu. Barbaros kardeşler Yavuz Sultan Selim’in himayesine girmek amacıyla değerli hediyelerle İstanbul’a elçi gönderdiler. Osmanlı desteğini alan Barbaroslar 1516’da Cezayir’i kuşatarak şehri ele geçirdiler. Fakat 1518 yılından yapılan bir savaşta Oruç Reis şehit düşmüştür.
Oruç Reis’in ölümü üzerine tek başına kalan Hızır, Osmanlı desteğini güçlendirmek için Hacı Hüseyin’i kırk esirle birlikte payitahta gönderdi. Bununla birlikte Yavuz Sultan Selim Hızır Reis’e Hayreddin lakabını vererek Cezayir’in hakimi olarak tanındığını bildirdi. Böylece Cezayir, Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Cezayir’e hakim olan Barbaros Hayreddin Paşa, burayı idari bakımdan ikiye ayırarak Doğu kısımlarını yerli emirlerden Ahmet b. Kadi’nin, Batı kısımlarını ise Muhammed b. Ali’nin idaresine bıraktı.
Barbaros Hayreddin Paşa, 1520-1529 yılları arasında neredeyse bütün yörenin hakimi oldu. Başta Sinan ve Aydın reisler olmak üzere Akdeniz’deki Türk denizcileriyle civardaki adalar onun hizmetine girdi. ayrıca Cezayir’de bir silah atölyesi kuruldu. Barbaros, İtalya’dan sonra İspanya sahillerini de vurmaya başladı. Özellikle İspanyolların baskılarından kaçan Gırnata Müslümanları Barbaros Hayreddin Paşa’ya sığındı. Onun hakimiyetinde Cezayir’e getirilen Müslümanların sayısı 70.000’i buldu.
Andrea Dorian’ın 1532’de Osmanlılara ait olan Koren ve Patras’ı ele geçirmesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman Barbaros’u İstanbul’a çağırdı. Bunun üzerine Hayreddin Paşa, yerine Kara Hasan’ı bırakarak İstanbul’a yola çıktı. Bunun haricinde Barbaros’un Osmanlı Devleti’nin hizmetine katılacağı doğrultusundaki haberler Avrupa’yı ve bilhassa İspanya Kralı V. Carlos’u tedirgin etmiştir. Bu yüzden Akdeniz, Kuzey Afrika ve Avrupa’daki tüm dengeleri değiştireceğinden endişe duyulmuştur. Kısaca Barbaros Hayreddin Paşa, Müslümanlar için bir kurtarıcı Hızır iken, Avrupalılar için ise korkunç bir şahsiyettir. Hatta Avrupalı kadınlar ağlayan veya yaramazlık eden çocukları “işte Barbaros geliyor.” diye susturmaya çalışmışlardır. İstanbul’a vardıktan sonra derhal Padişahın huzuruna kabul edildi. Böylece Barbaros Hayreddin Paşa, Kemankeş Ahmed Paşa’nın yerine Kaptan-ı Deryalığa getirildi. Bundan önce Gelibolu sancakbeyliği rütbesiyle verilen Kaptanıderyalık beylerbeylik rütbesine yükseltilmiştir. Barbaros Hayreddin Paşa’nın hedefi Akdeniz’de Türk üstünlüğünü kurmak için bir yandan güçlü ve düzenli donanmanın kurulmasına çalışırken diğer yandan da V. Karl’a karşı Fransa ile işbirliği yapılmasına önem vermiştir.
Bu dönemde Sakız, Kıbrıs ve Girit haricindeki Venedik’in Doğu Akdeniz ve Ege’deki hakimiyetine son verilerek deniz yollarının güvenliği sağlanmıştır.
Preveze Deniz Savaşı
Barbaros Hayreddin Paşa’nın Akdeniz’deki birçok adayı vurmasıyla Şarlken, Barbaros’un bu faaliyetleri üzerine harekete geçti ve Venedik, Papalık, Portekiz, İspanya ve Almanya’nın katılımıyla Andrea Doria komutasında büyük bir Haçlı donanması oluşturuldu. Amaç Osmanlıları Akdeniz’den uzaklaştırmaktır. Böylece Ayamavra Adası’nın Batı tarafı olan Preveze’de Haçlı donanması büyük bir bozguna uğratıldı. Preveze’de kazanılan bu zafer Osmanlı denizciliği bakımından bir dönüm noktasıdır. Barbaros Hayreddin Paşa’nın Preveze’de kazandığı zafer Akdeniz’de osmanlı üstünlüğünün kurulmasını sağlamıştır. Akdeniz Türk gölü haline geldi. Artık Osmanlı gücü Karada olduğu kadar denizlerde de zirveye ulaştı. Preveze Deniz Savaşı’ndan sonra Venedik, Osmanlı Devleti’nden barış istemek zorunda kaldı. İki taraf arasında yapılan antlaşmaya göre; Venedik, Mora’daki Anaboli ve Malvasia’yı Osmanlı Devleti’ne vermeyi, Dalmaçya ve Ege’de daha önce ele geçirilen yerlerdeki Osmanlı hakimiyetini kabul etmek zorundan kaldı.
Kaynakça
- BİLGİN, Feridun, “Mekan ve İnsan Gelibolu ve Barbaros Hayreddin Paşa( Osmanlı Devleti’nin Akdeniz Hakimiyeti” Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Yıl: 11, Bahar 2013, Sayı: 14, ss. 17-31
- TURAN, Şerafettin, “DİA Barbaros Hayreddin Paşa” Cilt 5, SS. 65-67, İstanbul-1992
- BOSTAN, İdris, “DİA Preveze Deniz Savaşı” Cilt 34, SS. 343-345, İstanbul-2007
- Osmanlı Tarihi El Kitabı, Editör: Tufan Gündüz, Grafiker Yayınları, Ankara-2016