Bakara Meal Notları 2: Anlayınca Çok Şey Değişir – Recep 1444

Kaynak belirtilmedi

Recep ayı itibariyle başlayan “Üç Aylar”, İslam alemi için oldukça değerli bir zaman dilimidir. Bu süreçte kutsal kitap Kuran-ı Kerim’de yer alan bazı dikkat çekici ayetleri, “100BinDost” projesinden ilham alınarak isimlendirilen “Anlayınca Çok Şey Değişir” blog serisinde bulabilirsiniz.

 “O halde yaratanla yaratamayan bir olur mu? Siz düşünmez misiniz?” (Nahl, 17-19) mesajı dikkate alınarak ve ayetleri okuyup anlamaya gayret ederek, Ramazan ayının sonuna kadar kitabın tamamlanması hedeflenmektedir. Sure başlıklarına göre sınıflandırılarak paylaşılacak bu seri, bir çoğumuz için farkındalık kazandıracak niteliğe sahip olabilir. Bu yazıda, 286 ayet ile Kuran-ı Kerim’in en uzun suresi olan Bakara Suresi’nin diğer ayetlerinden bazılarını bulabilirsiniz. Keyifli okumalar!

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

Bakara Suresi ✨

⭐139. Onlara de ki: “Allah, hem bizim Rabbimiz, hem sizin Rabbiniz olduğu halde siz, O’nun hakkında bizimle münâkaşa mı ediyorsunuz? Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz sizedir. Biz O’na tam bir samimiyetle bağlıyız.

⭐141. İşte onlar böyle bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandığınız da sizedir. Siz onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.

🕋144. Resûlüm! Kıblenin Kâbe’ye çevrilmesi hususunda vahyin gelmesi için yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. Şimdi seni elbette hoşlanacağın bir kıbleye çeviriyoruz. Artık namazda yüzünü Mescid-i Haram olan Kâbe tarafına çevir. Ey mü’minler, nerede olursanız olun namazda yüzlerinizi o yöne çevirin. Şüphe yok ki kendilerine kitap verilenler, bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu pekâlâ bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.

📚146. Kendilerine kitap verdiklerimiz Muhammed’in vasıflarını, kitaplarında gördükleri için O’nu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken onlardan bir grup, bildikleri halde gerçeği gizlerler. 

⭐152. O halde beni ibadet ve itaatle hatırlayın ki ben de sizi sevap ve mağfiretle anayım; bana şükredin ibadetsizlik ve itaatsizlikle bana nankörlük yapmayın.

  • İnsanlardan bir kısmı sahip olduğu dünyalıklarla sevinmekte, övünmekte, diğer bir kısmı da maddî/teknolojik ürünleri icat edenleri veya kendisinde güç görüp kahramanlaştırdığı şahsiyetleri övmekte ve onları şükranla anmakta iken; buna karşılık kendisini yaratan ve sayısız nimetler lütfeden Allah’ın yüceliğini ve O’na şükrünü, kulluk borcunu unutmaktadırlar ki bu da tam anlamıyla nankörlüktür. Allah’a ibadet ve itaatle şükrü yerine getirmek, nimeti artırır, basireti açar, berekete vesile olur. Emirlerine muhalefet etmek/karşı çıkmak ve itaatsizlik ise, küfür ve nankörlük olup azabı artırır.

⭐155-156-157. Ey mü’minler! İtaat edeni isyan edenden ayırt etmek için andolsun ki sizi hem biraz korku ve açlıkla hem de mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Ey Resûlüm! Sabredenlere lütuf ve ihsanımı müjdele! Öyle ki onlar, kendilerine bir bela geldiği zaman ancak: “Biz şüphesiz her şeyimizle Allah’a aitiz ve sonunda yine O’na döneceğiz.” derler. Rablerinin mağfiret ve rahmeti, o teslimiyette bulunanların üzerinedir; işte doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.

💧🌞164. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde süzülüp giden gemilerde, Allah’ın semadan indirip onunla, öldükten kuruduktan sonra toprağı dirilttiği suda, orada yeryüzünde yaydığı her türlü canlıda ve onları yaymasında, rüzgarları dilediği gibi estirişinde, gök ile yer arasında Allah’tan gelecek emre hazır bekleyen bulutta, elbette düşünen bir kavim için, Allah’ın varlığına ve birliğine nice deliller vardır.

⭐165. Öyle insanlar vardır ki Allah’tan başkasını putları, arzu ve hevalarını, yücelttikleri, sevip bağlandıkları şahısları, bazı varlık ve eşyayı, gizli veya açıktan sevip O’na yani Allah’a denk hâle getirirler; tıpkı Allah’ı sever gibi onları severler, böylece şirke düşerler, Allah yerine onlara bağlanırlar. Hakiki inanmışların Allah sevgisi emirlerine itaat ve bağlılığı ise daha kuvvetli ve içtendir. O’na denk hiçbir sevgi beslemezler. Allah’a eş koşup da kendilerine zulmedenler, azabı gördükleri zaman, anlayacakları gibi bütün kuvvet ve kudretin Allah’ta bulunduğunu ve Allah’ın azabının, gerçekten çetin olduğunu keşke önceden bilselerdi.

⭐174. Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi gizleyip de onu elde edeceği dünyalık birkaç paraya satanlar var ya… İşte onlar, gizledikleri veya suskunluklarının karşılığında aldıkları ile karınlarına ateşten başka bir şey doldurmayacaklar. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onları temize de çıkarmaz. Onlara acıklı bir azap vardır.

⭐177. Ey ibadet edenler! İyi ve erdemli olmak yalnızca yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Fakat iyi ve erdemli muttakî kişi; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, Kitap’a yani Kur’an’a ve peygamberlere inanıp malını, sevgisine rağmen Allah rızası için akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda/sokakta kalmışlara, dilenenlere ve boyunduruk altında bulunanlara kurtulmaları için ihlasla veren, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, ahitleştiği zaman sözlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve savaşın şiddetlendiği anda sabredendir. İşte imanlarında, yaptığı iyilik ve taatte doğru olanlar onlardır. Ve takvâya erenler de onlardır.

⭐186. Resûlüm! Kullarım sana beni soracak olurlarsa bilsinler ki ben, şüphesiz onlara çok yakınım. İsterse gönlünden geçirsin. Bana dua edenin duasına icâbet eder kabul ederim. O halde onlar da benim davetimi kabul edip bana itaat etsinler ve bana imanda sebat etsinler. Tâ ki bu sayede doğru yola kurtuluşa ulaşmış olsunlar. 

⭐188. Bir de mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile, haksız yere haram yollardan yemek için o malları hâkimlere reis ve idarecilere rüşvet olarak aktarmayın.

⭐208-209. Ey iman edenler! Hepiniz çekişmeyi bırakıp Kur’an’ın prensiplerinde toplanarak İslâm ile, toplumsal ve evrensel barışa/güvenliğe tam anlamıyla İslâm’a girin, şeytanın ve benzerlerinin izinden gitmeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. Haram ve helal hakkında size bunca açık deliller  ve gerçekler geldikten sonra, İslâm’ın hak yolundan kayarsanız, bilin ki Allah mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.

🌍212. Dünya hayatı, küfre sapanlara süslü gösterildi dünyaperest/maddeperest oldular. Bu yüzden onların zenginleri, fakir mü’minlerle alay ederler. Halbuki takvâ sahipleri Allah’ın emrine uygun yaşayan/aykırı davranmaktan sakınan o fakir mü’minler, kıyamet gününde onlardan üstündürler. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.

⭐213. İnsanlar, imanlı tek bir ümmetti. Sonra bir kısmı küfre saparak ayrılığa düşünce Allah, rahmetini müjdeleyici ve azabından sakındırıcı olarak peygamberler gönderdi. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, insanlar arasında hükmetmek için onların beraberinde hakikati gösteren kitaplar da indirdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, açık deliller geldikten sonra, aralarındaki ihtiras haset ve zulümden dolayı o son Kitab hakkında ayrılığa düştüler. Allah da ona iman edenleri, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle ulaştırdı. Allah, dilediğini iyi niyetine göre doğru yola iletir.

⭐214. Ey mü’minler! Yoksa siz, sizden önce geçip giden mü’minlerin, başlarına gelen sıkıntılar, sizin de başınıza gelmeden hemen cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki hatta Peygamber ve onunla birlikte olan o mü’minler: “Allah’ın vaadettiği yardımı ne zaman?” diyecek duruma gelmişlerdi. İyi bilin ki Allah’ın yardımı çok yakındır.

Kuran-ı Kerim by Pinterest

Hayır Bildiğinizde Şer, Şer Bildiğinizde Hayır Vardır.

⭐216. Ey mü’minler! Size hoş gelmese de, gerektiğinde zulüm ve saldırıyı önlemek için meşru ölçüler içinde savaşmak artık size yazıldı farz kılındı. Olur ki bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur ve hoşunuza giden bir şey de sizin için şer olur. Hayırlı ve doğru olanı Allah bilir, siz bilemezsiniz.

⭐218.Allah ve Resûlü’ne gerçekten inananlar, dinini yaşamaktan aciz kalıp vatanlarından hicret ederek, Allah yolunda mücadele ve cihad edenler var ya! İşte onlar, Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.

🌙220. Resûlüm! Bir de sana yetimler hakkında sorarlar. De ki: “Onların mallarını karşılıksız muhafaza etmek ve durumlarını düzeltmek için yakın ilgi göstermek, yüzüstü bırakmaktan daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, yetimlere fenalık yapanla iyilik yapıp hallerini düzelteni bilir. Allah dileseydi sizi onlar gibi zor durumda bırakırdı. Şüphesiz Allah mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibidir.

⭐255. Allah öyle bir ilâh ki kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. O, Hayy ve Kayyûm’dur daima diri ve yarattıklarını gözetip yönetendir ve her şey varlığını O’nunla devam ettirir. Kendisini ne bir uyuklama gaflet ne de bir uyku tutar. Göklerde ve yerde olanların hepsi ancak O’nundur. O’nun izni olmadıkça O’nun katında kim şefaat edebilir? Kullarının önündeki ve arkasındaki geçmiş ve geleceklerini, yaptıklarını ve yapacaklarını, dünya ve âhirete ait şeylerini O bilir. Onlar, O’nun ilminden ancak dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü kudreti, mülk ve hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır; onları koruyup gözetmek O’na ağır gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür.

⭐260. Vaktiyle İbrahim de: “Ey Rabbim! Ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. Allah da: “Ne o, yoksa inanmadın mı?” dedi. “Evet inandım, fakat kalbimin iyice mutmain olması için görmek istedim.” dedi. Allah buyurdu ki: “Öyleyse dört cins kuş yakala, onları kendine alıştır sonra iyice kesip doğra ve her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır; koşa koşa sana gelirler.” Bil ki Allah, dilediği her şeyde mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

💐261-262. Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin durumu, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tek tohum tanesinin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah ‘rahmet ve ihsanı bol olan’ ve her şeyi bilendir. Allah yolunda mallarını harcayıp da, harcadıkları şeyin ardından başa kakıp, gönül kırmayanların  verdiklerini hiç hissettirmeyenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

⭐263. Bir tatlı söz ve bir kusuru bağışlama, peşinden eziyet ve mihnet gelen sadakadan daha hayırlıdır. Allah Ganîdir bu tür sadakalara ihtiyacı yoktur, Halîm’dir, cezalandırmayı ihmal etmez ancak mühlet verir.

⭐265. Allah’ın rızasını istemek ve içlerindeki imanlarını kökleştirip sağlamlaştırmak için mallarını sarf edenlerin durumu da, yüksek bir tepede bulunan, bol yağmur değince ürünlerini iki kat veren, veya bol yağmur değmese bile, aynı ürünü vermek için çisentinin bile yettiği bir bahçenin durumu gibidir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

🍇266. Sizden biriniz arzu eder mi ki alt tarafından ırmaklar akan ve içinde her çeşit meyvelerden bir miktar bulunan hurmalığı ve üzüm bağı olsun da, hem kendisine ihtiyarlık çökmüşken hem de güçsüz ve bakıma muhtaç çocukları varken, bu sırada ateşli kavurucu bir kasırga ortaya çıkıp da bağı kasıp kavursun? Elbette istemez. İşte Allah, düşünesiniz diye, âyetlerini size böyle açıklıyor.

🧠 269. O Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet nasip etmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir. Bu âyet ve öğütleri olgun akıl sahiplerinden başkası düşünemez.

⭐278. Ey iman edenler! “Allah’ın emrine uygun yaşayın/aykırı davranmaktan sakının.” Eğer gerçek mü’minlerseniz, artık kalan faizi de bırakın almayın.

⭐280. Eğer borçlunun eli darda ise, genişlik vaktine kadar bekleyip ona mühlet verin. Eli darda olana, borcu sadaka veya zekât olarak bağışlamanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.

💐286. Allah kimseye ibadet ve itaatte gücünün yettiğinin dışında üstünde teklifte bulunmaz herkesin kazandığı iyilik kendi yararına; yaptığı kötülükler de kendi zararınadır. “Ey Rabbimiz! Unutur veya kasıtsız hata edersek, bizi ondan sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden önceki itaatsiz ümmetlere yüklediğin gibi, bize zor/helak edici bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeyleri de bize taşıtma! Bizi affet, bizi bağışla, bizi esirge! Sen Mevlâmızsın; küfre sapan, seni tanımayanlara karşı bize yardım et/zafer ihsan eyle.”

KAYNAK: Feyzü’l Furkan , Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli

 

 

 

 

ahsen blog
observations, interviews, and what's more • enjoy! ✌ • 📨blog.ahsen@gmail.com
Önceki
Türkiyenin olduğu uçurum
Sonraki
Kağıdın Geri Kazanımıyla Sağlanan Tasarruflar

Kağıdın Geri Kazanımıyla Sağlanan Tasarruflar

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.