bazen üzülürsünüz birine; belki en yakınınızdır, belki en uzağınız.
hissetmek için tanımaya gerek yoktur, bir an bir bakış bir düşünce sebep olur buna kimi zaman. ben şu sıralar üzülüyorum birine. tanıyor muyum onu bilmiyorum, birkaç resim, rakı sofrası muhabbetlerimiz yeter mi ki birini tanımaya? tanımak isterdim için için onu. önceleri okuduklarıyla tanımayı denemiştim ama çeşitliydi, kafam karıştı. o şu an bağlı, biliyorum. hayat onu bağlıyor hep. elindekiler yetinebilecekleriyle sınırlı ama yetmiyor, için için belki de fazlasını istiyor. hayalleri var biliyorum. bir eve sığdırdığı yaşamı dışında, dışarıdakilerin ithamları ve yakıştırmaları dışında başka biri var onda. bazen çekip gitmek istiyor sanki ona bu denli yabancılaşmışlardan. ama gitse nereye gidecek, bilmiyorum yine.
ben bu bloğumu sana yazıyorum, ne hakkında olursa olsun ben senin için yazıyorum. bir gün rastlarsan buna, bil ki duvarımdaki kitap okuyan, sigarasını içen sen; ben senin için yazıyorum. senin yaşayamadıkların ve belki de yaşayamayacakların için.