Veryansın…
Veryansın…
Feryat…
*
Sosyal medya ağlarındaki duvarlarımızdan sürekli bir şeylere “isyan” etmekteyiz.
Sürekli olarak “şikâyet” etmekteyiz.
Kendi çapımızda, yanlış bulduğumuz siyasal veya güncel gelişmelere “ayar” veriyoruz.
Bazen öyle oluyor ki, neler yapılması gerektiğini duvarlarımızdan sıralıyoruz!
Sanki bu söylediğim şeyleri ben yapmıyor muyum? Tabii ki ben de yapıyorum.
*
Acaba, bizim bu sosyal ağlardan yaptığımız veryansınların, feryatların veya “ayar çekmelerin” gerçek anlamda bir faydası var mı?
Daha önce de yazmıştım…
Sosyal medya ağları âdeta bizlerin “öz propaganda” mecralarına dönüştü.
Tabii ki insanların duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri kadar doğal bir şey olamaz. İnsanlar, düşüncelerini bir şekilde farklı platformlarda diğerleriyle paylaşarak interaktif bir etkileşim sağlayacak.
Yalnız burada takıldığım nokta…
Acaba verdiğimiz tepkilerde çok mu fazla “aşırılığa” kaçıyoruz? Yani, sonuç itibariyle sosyal ağlardaki kullanıcılar olarak, okyanus içindeki damla ya da çöldeki bir kum taneciği olduğumuza göre…
Bu bağırışlarımızın, veryansınlarımızın…
İstediğimiz ve arzuladığımız “yankıyı” yaratması olası mıdır?
Mesela, bizler duvarlarımızdan ayar verdiğimizde F-35 uçakları ve S-400 füzeleriyle ilgili…
“Olacak”, “olması gereken” zuhur edecek mi?