Tüm insanlığın paylaştığı Dünya, iklim değişikliği ve çevre kirliliği ile mücadele etmektedir. Hemen hemen bütün ülkelerin bu büyük problem ile başa çıkmaya çalıştığı açıkça söylenebilir. Bu doğrultuda, Avrupa Birliği (AB) de mevcut sorunu çözmek için devreye girdi. Avrupa Komisyonu 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı kamuoyuna sundu. Bu, uzun vadeli sürdürülebilir bir çevre anlaşması olarak AB bünyesinde oldukça yeni bir olgudur. Tüm üye ülkelerin daha sağlıklı yaşaması ve işletmelerinin yenilikçi fikirler edinebilmesi için Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, yaşama, çalışma, üretme ve tüketme biçiminin nasıl dönüştürüleceğini göstermektedir. Temel hedeflerden biri de AB ekonomisinin hızlı hareket ederek küresel bir lider olmasına yardımcı olabilmesidir. Ayrıca Avrupa’nın doğal mirasını, biyolojik çeşitliliğini, ormanlarını ve kıtanın denizlerini korumak da önemli bir hedeftir. Bu minvalde AB, iklim değişikliği ve çevre sorunları konusunda nasıl sürdürülebilir ve rekabetçi olunacağını dünyanın diğer ülkelerine göstererek, onları birlikte hareket etmeye ikna edebilir.
Avrupa Yeşil Mutabakatının Uzun Vadeli Planı
Bu bağlamda Avrupa Birliği’nin önce 2030 sonra 2050 olmak üzere hem uzun vadeli hem de kararlı bir planlaması mevcut. Bu durumu ne kadar ciddiye aldıklarını da 4 Mart 2020 tarihinde Avrupa İklim Yasası’nı kabul ederek göstermişlerdir. Buna ek olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı siyasi, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla da incelenebilir. Ekonomik boyutta iki önemli adım halihazırda atılmış vaziyettedir. Bunlardan ilki 10 Mart 2020 tarihinde kabul edilen Avrupa Sanayi Stratejisi, ikincisi ise 11 Mart 2020 tarihinde kabul edilen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı olarak sıralanır. Bunlar AB’nin yapısında uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için yeni gündemlerdir. Ekonomik boyutlara ilişkin olarak, bölgenin temel değerlerine ve sosyal piyasa geleneklerine dayanan Avrupa sanayi politikası oldukça değerli bir öneme sahiptir. Büyük ve küçük ölçekli şirketlerin yanı sıra genç nesil yenilikçi girişimler olarak adlandırılan “start-ups” da dahil olmak üzere Avrupa sanayisindeki tüm oyuncuları desteklemeye çalışmaktadır. Bu şekilde küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik strateji, bürokratik işlemleri azaltmayı ve AB üyelerine yardımcı olmayı hedeflemektedir. Bu yeni Sanayi Stratejisi, küresel rekabet gücü, Avrupa’yı uluslararası alanda 2050 yılına kadar iklim açısından nötr hale getirmek ve Avrupa’nın dijital uzun vadeli geleceğini şekillendirmek olmak üzere üç öncelikten oluşmaktadır.
Yeni Eylem Planı Nedir?
Yeni Eylem Planı, Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin ekonomilerini daha yeşil bir geleceğe uygun hale getirmeyi, çevreyi korurken AB’nin rekabet gücünü arttırmayı ve tüm tüketicilere yeni haklar oluşturmaya hedeflemektedir. Ayrıca bu plan, kullanılan kaynakların mümkün olduğunca uzun süre AB ekonomisinde kalmasını sağlamaya, etkin bir döngüsel ekonominin tasarımına ve üretimine odaklanmaktadır. Dolayısıyla Yeni Eylem Planı, ekonomik boyutuyla AB’deki normlara göre uzun vadeli sürdürülebilir ürünlerin üretilmesi, tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi, minimum atığın sağlanması, en çok kaynak kullanan ve döngüsellik potansiyelinin yüksek olduğu sektörlere yoğunlaşılması gibi temel argümanlara işaret etmektedir. Tüketicilerin küresel iklim, geri dönüştürülebilir ürünlerin kullanımı, çevre kirliliği ve elektrikli araçların yaygınlaşması konularında detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sosyal boyut farkındalığı olarak nitelendirilebilir.
Öte yandan, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın siyasi boyutlarına bakıldığında, tüm AB üyelerinin, politika ve karar vericilerinin ek çaba göstermesi gereken önemli koşullar bulunmaktadır. Bu noktada yönetişim ve politika oluşturma anlamında “birlik” olmak uzun vadeli sürdürülebilir çözümler için önem arz etmektedir. Gerekli güçlü politika takviyesinin nasıl sağlanabileceği sorusunun politika ve karar alıcılar tarafından daha derinlemesine analiz edilmesi gerektiği de dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bu siyasi sürecin yönetilmesinde, enerji sektörü gibi Avrupa’nın temel ekonomi politikalarının iyi incelenmesi gerekmektedir. Siyasi açıdan Avrupa Birliği farklı konularla yoğun bir şekilde ilgilenmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle büyük bir enerji kriziyle karşı karşıya kalan AB’nin sınırlı enerji kaynaklarını akıllıca ve kabul edilebilir bir politikayla yönetmesinin faydalı olacağı söylenebilir. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sosyal boyutlarına ilişkin genel perspektifte, yenilenebilir teknolojiler modern dünyada daha yüksek bir potansiyele sahiptir ve oldukça fazla kamu desteğine sahiptir. Son araştırmalara göre Avrupa toplumu, farklı düzeylerde yerel toplumun önemli bir katkısını alarak yeniden kullanılabilir sistemin sürdürülebilir enerji dönüşümüne yatırım yapmak istemektedir.
Politik Ekonomik ve Sosyal Boyutları
Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir enerji kullanımı ve enerji dönüşümü stratejilerine verdiği önem, birçok farklı düzenlemenin kabul edilmesinde görülebilir. Bu konuya ilişkin olarak AB yapısı tarafından alınan önemli öneriler bulunmaktadır. Ormansızlaşmanın durdurulması, uzun vadeli sürdürülebilir atık yönetimi ve toprakların çok daha sağlıklı hale getirilmesi, sürdürülebilir seyahat süreçlerinin hedeflenmesi, depolanan karbonun uzaklaştırılması, gaz piyasalarının karbonsuzlaştırılması, hidrojenin teşvik edilmesi ve metan emisyonlarının azaltılması için yeni bir çerçeve, AB için son derece önemli adımlardır. Bu bağlamda Avrupa Birliği, bu önemli önceliği mevcut üyelerinin yanı sıra komşuları ve aday üyeleriyle de paylaşarak siyasi, ekonomik ve sosyal kararlılığını ortaya koymaktadır. Ana hedeflerden biri de enerji tüketimini ve yüksek elektrik faturalarını azaltmaktır.
Özetle, mevcut iklim krizi, çevre kirliliği ve doğal enerji kaynaklarının hızla tükenmesi insan nüfusuyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda, Avrupa Birliği’nin üye ve aday devletleri dikkate alındığında gelecekteki nüfusunun artması beklenmektedir. Özellikle Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş, enerji konusunda büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı olan Avrupa ülkelerini derinden etkilemiştir. Gelecekte Rusya’ya olan bağımlılıklarını mümkün olduğunca azaltmak için Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji endüstrisine, elektrikli araç üretimine ve bunların yönetimine odaklanması söz konusu olabilir. Eğer Avrupa Yeşil Mutabakatı uzun vadede bu stratejide başarılı olursa, gelecekte Rusya’yı oyun dışında bırakarak kendi içinde güçlenen bir Avrupa Birliği görülebilir. Bu konu ekonomik, siyasi ve sosyal yönleriyle sadece Avrupa Birliği için değil, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için de çok faydalı olabilir. Bu bağlamda Avrupa Birliği diğer ülkeler için önemli bir rol model olarak gösterilebilir.
Kaynaklar
- European Commission
- Karlo Hainsch, K. L.-B. (2021, September 28). Energy transition scenarios: What policies, societal attitudes, and technology developments will realize the EU Green Deal?