Yıllarca kendi yalnızlığına şahitlik etmiş bir bedenin içinde, aynı geçmişi, aynı haksızlıkları ve bırakılışları düşünüp , beynini bunlarla doldurmuş, küsmüşsün hayata, insanlara. Arada çırpınışların olmuş ama bir el tam tutamamış seni. Ailende başlayan sevgisiz, istenmeyen çocuk, buhran olmuş bütün hayatına, zehir gibi akmış kalbinin her demine. Çocuk yaşta kalmışsın hayatın zorlu yollarını adımlamaya. Senin çağındakiler ana babasına şımarıklık yapıp, oyun oynarken kendi paranı kazanmışsın, tutunmak adına. Gün geceyi, gece günü örterken, yalnızlığın ve isyanların örtmüş üstünü , çaresiz ve kimsesiz.
Vermiş almamışsın ne sevgini, nede paranı. Her yeni başlamaya çalıştığın yeni şehir ve hayat, arkadaş dediğin o insanların eşyalarını yağmalamasıyla bitirmiş eski hayatını. Ki bunlar sende izleri silinmeyen yara olmuş, travma olmuş. Ne kadar kabul etmesende.
“Sana geçmiş bir günümü gösterebilmeyi ne çok isterdim” diyorsun ya, göstersende o yaraların iyileşmeyecek çocuk. O kadar gömülmüşsün ki içine , ne anlıyor nede anlatabiliyorsun. Kusuyorsun daha çok. Ve içerek kandırıyorsun bedeninide, beyninide. Alkole tutunduğun güvensiz güvenlerin temizlemez içindeki nefreti. Açıl artık, akıt içindeki zehr-i. Sen iyileşmedikçe bu zehir esir edecek seni. Savrulacaksın, yine kimsesiz kalacaksın. O dürüstlük dediğin sert söylemlerin, hayatına yeni giren insanlarıda uzaklaştıracak.
Toparlan, kalk ayağa , sanatçı kimliğini hatırla. Eserlerini. Böyle vurdumduymaz , galesiz görünen isyanlar yakışmıyor ki hiç sana. Bırak geçmişini yada barış onunla. Bu gün senin günündür, yoğunlaş ona. Tekrar başaracaksın, ve güleceksin seni küçülten o insanlara. Lütfen, ben şahidim özüne ve iyiliğine. YENİDEN BAŞLA.