AŞKIN ELLE TUTULUR HÂLİ

Fotoğraf sahibi: Pixabay (@Pixabay on Pexels)

Aslında kitabı okumaya karar verdiğim sırada lise öğrencisiydim, okumak için can atıyordum adeta içimde yeri doldurulamaz bir merak vardı. Ama o dönemde nedenini bilmediğim bir şey yüzünden hiç başlayamadım . Ama şuan anlıyorum ki tam zamanında okumuşum, kitabın ilk sayfası ve ilk cümlesinden itibaren öyle bir gerçekliğin içine giriyoruz ki elden bırakmak zor hâle geliyor. Orhan pamuk ‘ un neden Nobel Edebiyat ödüllünü aldığını anlıyoruz. Pamuk , romanlarını yazarken çok fazla okuyup titizlikle araştırma yaptığını romanlarında hissettiriyor . gerek dönemi yansıtışı , gerek Türk kültürü ve inançlarına yer vermesi , batı taklitçisi olmak istememesindendir . Kitabın “ Hayatımın en mutlu ânıymış bilmiyordum.” Cümlesiyle başlaması daha ilk cümlede insanda derin bir merak ‘ a neden oluyor. Yazarın “aşk ve müze“ üzerine yazdığı kitapta karakterlerimiz arasında geçen ama ilerleyen sayfalarda bireyin derinlerine inmesi ve analiz yapması aynı zamanda duyguları ifade ederken 1975 Türkiye’ sine götürmesi bize o dönemdeki şartları ve doğu-batı çatışmasını iliklerimize kadar hissettiren aynı zamanda bize romanı vitrin vitrin , kutu kutu sunan her bir cümlenin veya romanda geçen her bir nesnenin romandaki karakterlerin ve onların hislerini yansıttığını bilmek romanı daha da sürükleyici bir hâle getiriyor . Masumiyet müzesini okurken yalnız aşk hakkında değil , evlilik , arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerimizin derinden etkilendiğini ve kitabın büyüleyici dünyasından ayrılmanın zorlaştığını hissediyoruz. Kitabı bir üst seviyeye taşıyan şey ise bir kitaptan esinlenilen bir müze olması, objelerle yeni bir ruh ve yeni bir mekan yaratılmış sanki. Müzede sergileme ise apayrı bir konu içi objelerle dolu 83 vitrin, kitabın 83 bölümüne tekabül ediyor. Sergilenen eserler ise 1950-2000 arası İstanbul hayatından toplanan eşyalardan oluşuyor. Belki de “şey”lerin masumiyeti ziyaretçiye aktarılıyor. Müzeyi gezerken duygulanmamak elde değil. Çünkü çoğu kişinin evi, bizlerin, sizlerin evi anneannelerimizin evi aslında birer kişisel müze gibi steril, net hatlı evler yerine yıllanmış evlerde hikayesi olan parçaların saklanması herkesin bir zamanlar biriciği olup hatırasına hürmet ettiğine birer gönderme gibi. Müze gezilirken işte bu yüzen duygulanıyor insan. Bu kadar derin duygular barındıran bir kitabı okumamak elde değil.

Ebrulii
hayatımın en güzel günüymüş bilmiyordum
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ben Ve Bloğum Hakkında (Blog Macerama Başlamanın Sevinci İle)

Ben Ve Bloğum Hakkında (Blog Macerama Başlamanın Sevinci İle)

Sonraki
HARPUT GEZİSİ / KALESİ

HARPUT GEZİSİ / KALESİ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.