Aşk asırlardır hem kimsenin bir şey anlamadığı hem de uğrunda onlarca kişinin deli divane olduğu, destanlar yazdığı bir gizemdir. Öyle ufak tefek bir gizemde değil. İnsanı içine alan, kendini dünyanın merkezi sanan, seni oradan oraya sürükleyen, her an seni mutlu eden ya da bilmeden seni ağlatan, seni kaosa sürükleyen, kalbindeki koskoca bir boşluğun adıdır. Bazıları buna aşk der, bazıları ise rüya. Çünkü; gerçek olamayacak kadar güzeldir. Sanki bir çocuğun ilk deva bir lolipopu gördüğü gibidir. İlk önce rengi çocuğu etkiler, daha sonra ağzına alır lolipopun tadının muhteşemliğiyle baş başa kalır ve tekrar tekrar yalar lolipopu. İşte çoğu kişiye göre aşk budur. Bir lolipop sevdası. Gördüğün, tadından dört köşe olduğun, insanı her yönde uçsuz bucaksız bir dünya veren kahkahaların asıl sebebi, koskoca boşluğun yegane adı.
Siyah beyaz bir masal gibi yani senin senfoninle başlayan bizin senfonisiyle son bulan en güzel melodi. Herkesin kendinde ayrı bir yeri, ayrı bir ifadesi vardır bu melodinin. Örneğin:”Ben, Benim Olana” şiirinde söylenildiği gibi. “Ben benim olana delim derim, uğrunda delisi olduğum için.” İşte aşk kimi zaman delilik, kimi zaman serserilik, kimi zamanda sen ne istersen odur.
Aşk neyin ilaçıdır?
İlk önce sizlere soralım. Sizin için aşk neyin ilaçı ya da nasıl bir ilaç?
Bana gelirsek aşk bir parol hesabı. Nasıl diyen sesleri duyar gibiyim. Çünkü; doktorlar parolu her şeye öneriyorlar, nerede hata varsa orayı düzeltiyor. Ha işte aşkta benim için her şeyin ilaçı, her düzeltilmesi gereken yeri düzelten muhteşem bir detay. Aşk mutsuzluğun, rahatlamanın, ben olmanın, güçün, yaşamın, zevkin, senin… yani kısacası her şeyin sihirli ilaçı. Orada her zaman düşeceğimizde bizi, düşmeden tutan biri var; her kötü hissetiğimizde, bizi bizden fazla düşünen bir omuz var. İşte aşk her şeyiyle bizi tekrardan yenileyen, tekrardan var eden en güzel ilaçtır.
Aşk ve Zümrüdüanka ortaklığı nedir?
Sizlere bunun ikisi bir şey çağrıştırıyor mu? Benim için ikisi ince bir çizgide birbirine tutunan, birbirini hapseden bir kördüğümdür. Çünkü aşk; yavaş yavaş, sağlam temellerle, ne kadar emek sarf edersen o kadar kutsal, o kadar yeniden doğuşların gizemdir. Sana her seviye de yeri gelir açıyı tattıran, yeri gelip en güzel kahkahaları atıran bir şeydir. Her açıdan hazırlıklı olmalısın ki daha fazla güçlü olasın, her beklenmeyen olayda yeniden kendini ortaya çıkarıp tekrardan doğmalısın. İşte, her yeniden doğuş bir zümrüdüanka misalidir. Çünkü o da belli zorluklarla yaşar, gelişir ölümünü bile bile her şekilde mutluluğun, açının tadını çıkarır. Sonra da ölüp küllerinden en güçlü şekilde yeniden doğar. Kaldığı yerden daha sert ve daha güçlü hayatı yaşamaya devam eder. Aşk ta tam böyle, her seferinde yılmadan devam edip zorluk karşısında küllerinden yeniden doğmak gibidir. En güçlü haliyle tekrardan var olmaktır.
Aşk seni senden almak değil, seni sana katmaktır.