Aşıklar Şehri Paris’te Gezip Görülmesi Gereken 10 Yer
Paris’e ilk defa gelip 1 hafta kalacak olan arkadaşlara sesleniyorum buradan 🙂 Evet sizin için Paris’in olmazsa olmazlarına yer verdim bu yazıda. Öncelikle otelimizin konumu çok önemli, gezilecek yerlere yakın losyonlardan seçmeliyiz bu yüzden.
EIFFEL KULESİ
Paris‘in gözbebeği Eiffel Kulesi ile geziye başlamanızı öneririm. Eiffel Kulesinin tam altında durun mutlaka. Tam ortasına gelip yukarıya baktığınız zaman kulenin o eşsiz görüntüsü sizi çok etkileyecek ve bir fotoğraf karesi yakalamak isteyeceksiniz, hatta bir selfie bile çekebilirsiniz. Oraya kadar gitmişken kuleye çıkmamak olmaz. Biletinizi önceden internet sitesinden almanızı tavsiye ederim çünkü bir hayli beklemek zorunda kalabilirsiniz bilet kuyruğunda. Bilet ücreti ise 14,5 euro. Kuleye sadece 2.kata kadar çıkılabiliyor güvenlik sebeplerinden dolayı. Bu arada Eiffel kulesi ve çevresinde dolaşırken dikkatli olmakta fayda var çünkü kapkaç olayları yaşanabiliyor. Akşam yemeği Eiffel Kulesinin üst katında bulunan Le Jules Verne restoranında yiyebilirsiniz. Yalnız mekâna şık gitmekte fayda var çünkü mekâna spor kıyafetlerle giriş yapılamıyor.
ZAFER TAKI & CHAMPS ELYSEES
Eiffel Kulesinden sonra nehir boyunca sol tarafa doğru yürüyerek Pont de Bir Hakeim Köprüsünün oradaki 6 numaralı metro istasyonundan Etoile yönüne binip son durakta inerseniz Zafer takının oraya yani Champs-Elysees’ nin başına geleceksiniz. Bu noktadan itibaren Champs-Elysees caddesi üzerinde Joe Dassin’ in “Champs Elysees” şarkısını söyleyerek aşağıya doğru inebilirsiniz.
Cadde üzerinde Louis Vuitton’un dev bir mağazası bulunuyor. Aklınızda bir şey alma düşüncesi yoksa bile görmek için girilebilir. Champs Elysees caddesi üzerinde yer alan Lido’yu es geçmek olmaz. Akşam için bilet alabilir yorgunluğunuzu Lido Show izleyerek atabilirsiniz. Bilet fiyatları yüksek ama izleyeceğiniz şov da verdiğiniz paraya değer. Kıyafet konusunda kendinizi kasmayın ama yine de özen göstermenizde fayda var. (Bilet fiyatları verilecek) Biletinizi de aldıktan sonra Champs Elysees caddesinin sonunda sizi Concorde Meydanı karşılayacak. Concorde meydanının tam karşısına geçtiğinizde Tuileries Bahçesini göreceksiniz. Bu bahçede fotoğraf çekerek, yürüyüş yaparak ya da bankta oturup sandviçinizi yerken etrafı izleyebilirsiniz…
LOUVRE MÜZESİ
Louvre Müzesine 2 gününüzü ayırmanız gerek kesinlikle 1 günde bitirmeniz mümkün değil müzede birçok değerli tablo bulunmakta ve 1 günde hepsini görmeniz imkânsız. Bu yüzden iki gününüzü buraya ayırmakta fayda var. Müze biletinizi de online almanızı öneririm çünkü müze girişinde inanılmaz kuyruk oluyor (Biletler öğrenciler için Cuma günleri ücretsiz). Louvre Müzesine girdiğinizde danışmadan İngilizce müze planını alırsanız müze planından kolayca aradığınız tablolara vakit kaybetmeden bakma fırsatı yakalayabilirsiniz. Louvre müzesi denince akla ilk Mona Lisa tablosu gelmekte tabiki de. Ancak tablo hakkında çok fazla bir beklenti içine girmeyin çünkü siz kocaman bir tablo beklerken küçük bir tablo ile karşılaşmak birazcık hayal kırıklığı yaratabiliyor. Ayrıca müzede ondan daha güzel tablolar göreceksiniz ve Mona Lisa’ya olan bu ilgiyi ister istemez sorgulayacaksınız. Louvre müzesinde o güzelim tablolara baktıktan sonra müzenin karşısında yer alan hediyelik eşya satan dükkanlara da bir göz atabilirsiniz. Paris yazılı bir şemsiye, bir sırt çantası ya da magnet alabilirsiniz.
NOTRE DAME KATEDRALİ
1163’te Papa III Alexander’in temel taşını koyduğu Notre Dame Katedrali, Fransa’nın en önemli dini yapısıdır. Piskopos Maurice de Sully tarafından tasarlanan katedral ancak 170 yılda tamamlanabilmiş. Günümüzde halen aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Gotik mimariden hoşlanıyorsanız katedrale bayılacaksınız çünkü gotik mimarinin en güzel örneklerinden bir tanesi Notre Dame Katedrali. Öyle ki, Fransız yazar Victor Hugo’yu bile etkilemiş eşsiz eseri olan Notre Dame ’ın Kamburu’nu yazmasına sebep olmuştur. Katedrale giriş ücretsiz içeride resim çekmek yasak ama katedrale giren herkes rahatlıkla resim çekebiliyor. Katedrale nasıl ulaşacağınıza gelince katedral Cite adasında yer alıyor. “Cite” ya da “St. Michel” metro duraklarında inerek katedrale ulaşabilirsiniz.
MOULIN ROUGE
Paris’e gidip de Moulin Rouge’da bir şov izlemek istiyorum diyenlerdenseniz 95-200 euro arası fiyatlarla, erken veya geç saatte birçok alternatif şov paketi mevcut. Biletinizi bu site üzerinden alabilirsiniz. Kıyafet konusunda mekân hassas tabiki spor kıyafetlerinizle girmeniz mümkün değil. O yüzden bavulunuza şık bir elbise koymakta fayda var mekânda ayrıca fotoğraf/video çekmek de yasak. Zaten youtube üzerinden videolara tekrar göz atabilirsiniz. Anın tadını çıkarıp eğlenmenize bakın derim.
SACRE COUR BASİLİKASI
Montmartre’ta bulunan Sacré Coeur Bazilikası şehrin en güzel kiliselerinden bir tanesi. Zamanında Prusya savaşı sırasında ölen askerlerin anısına yapılmış. Sacré Coeur “Kutsal Kalp” anlamına geliyor. 1919’da İsa’nın kalbine ithafen en “Kutsal Kalp” adı verilmiş. Yapımına 1875’te başlanmış bu kilise, 1914’te kullanılmaya başlanmış ama inşaatın tamamlanması yine de 1923’ü bulmuş. Katedrale 2 numaralı metronun “Anvers” istasyonunda inip, karşıdaki yokuştan çıkarak ulaşabilirsiniz. Yokuşun başındaki Square Louis-Michel olarak geçen Sacré Coeur Parkı’na geldiğinizde parktaki merdivenlerden, yukarı çıkabilirsiniz. Tepeye çıktığınızda kilisenin önündeki büyük merdivenlere ulaşıyorsunuz. Bu merdivenlerde oturup Paris manzarasını seyredebilirsiniz.
PERE LACHAISE MEZARLIĞI
Halk arasında ünlüler mezarlığı diye anılan bu mezarlıkta Ahmet Kaya, Yılmaz Güney, Oscar İlde, Edith Piaf, Bal zaç, Moliere, La Fonta ine, Edith Piaf, Victor Hugo, Freredir Chopin, gibi birçok ünlü isimin mezarı bulunuyor. Mezarlık çok eski ve büyük, bu yüzden girişte bir harita almanızda fayda var zira aradığınız ünlünün mezarını bulmakta zorlanabilirsiniz. Mezarlığa gidip ne yapacağız demeyin mezarlar birer ev gibi güzel tasarlanmış. Gezerken hangi birine bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Buraya en kolay metro kullanarak ulaşabilirsiniz. Le Pere Lachaise Mezarlığı’na gitmek için 2 nolu metro hattına binip Philippe Auguste İstasyonu’nda inerseniz çabucak ulaşıverirsiniz mezarlığa.
VERSAILLES SARAYI
Ülkenin en büyük ve güzel saraylarından biri olan bu saray 1668 yılında XIV. Louis tarafından yaptırılmıştır. Lokasyon olarak Paris’in şehir dışında kalmakta çünkü XIV. Louis çocukken bir gece Paris’teki saraya bir baskın olmuş ve o gece yaşanılanlar onu çok etkilemiş, bu yüzden kendi sarayını Paris’ten biraz uzak olan Versailles’te yaptırmıştır. Eyfel Kulesi’nin dibindeki Bateaux Paris’inse nehir teknelerinin kalktığı yerden yani Port de la Bourdannais noktasından kalkan Versailles Express otobüsü ile saraya kolayca ulaşabilirsiniz. Salı ve Pazar günleri arası günde iki servis var, 08:00 gidiş / 12:30 dönüş ve 14:00 gidiş / 18:00 dönüş şeklinde. Gidiş-dönüş transfer fiyatı 29 €’dur. Gezinizin 1 gününü bu muhteşem saraya ayırın derim. Sarayı gezmesem de olur bilet pahalı derseniz bahçesinde de dolanabilirsiniz ve güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Sarayı pazartesileri hariç her gün 9.00-18.30 arası ziyaret edebilirsiniz. Bahçeyi ise 08.00-20.30 görebilirsiniz. Giriş ücretleri ise şöyle; saray 15€, Trianon Palaces and Marie-Antoinette’s Estate 10€, Tüm girişleri kapsayan 1 günlük bilet ise 18 €.
PARİS’TE BİSİKLET TURU
Paris’te hava genelde kapalı ve yağmurlu, ama eğer siz oradayken hava güneşli ise tadından yenmez. Bir bisiklet kiralayıp Paris’i bisiklet ile yarım saatliğine turlayabilirsiniz. Paris belediyesi “Velib” markasını iki kavramdan oluşturmuş, “velo” bisiklet, “liberte” ise özgürlük manasına geliyor ve bu iki kelimenin birleşimi ile “Velib” markası oluşturulmuş. Ancak bir noktayı atlamamakta fayda var Parisliler bisikleti günlük kiralamaktan ziyade bir yerden bir yere ulaşmak için değerlendiriyor. Yani tüm bir gün sizin olamıyor ne yazık ki. Sistem şu şekilde çalışıyor: kredi kartınızla çok küçük rakamlarla sisteme üye oluyorsunuz ve daha sonra dilediğiniz istasyondan dilediğiniz bisikleti kiralıyorsunuz. Yarım saat için kiraladığınız bisikleti kullandıktan sonra başka bir istasyona bırakmanız gerekiyor. Paris’te birçok park bahçe bulunuyor ancak ne yazık ki buralara bisiklet ile girmek yasak. Size tavsiyem Seine Nehri kıyısında bisiklet sürmeniz ve yarım saat sonunda bisikletinizi bıraktıktan sonra Seine Nehri’nde bir tekne turuna katılabilirsiniz.
Bateaux-Mouches, Seine Nehri üzerinde yemekli-yemeksiz gezi turları düzenleyen bir şirket. Notre Dame ile Eyfel Kulesi arasında bir tur atıyorsunuz. Biletinizi alıp, turnikelerden okutup geçtikten sonra, sıradaki ilk tekneye biniyorsunuz ve sizi Notre Dame yönüne doğru hareket ediyor ve geziniz başlıyor. Palais, Petit Palais, Concorde, Tuileries, Orsay Müzesi, Louvre Müzesi, Pont des Arts, Institut de France, Pont Neuf gibi birbirinden önemli yerleri birde uzaktan görmüş oluyorsunuz.
Bu İçeriği Okuduğunuz için Önerdiğimiz İçerikler:
- Madrid’de Görmeden Gelmemeniz Gereken 3 Yer
- Venedik Seyahat Rehberi
- Tayland’ın En Gözde Tatil Adası: Phuket Adası ve Bilmeniz Gerekenler
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: