Yazıma şöyle başlamak istiyorum. Bir insanın yalnız olması ve yalnızlığa bırakılması iki farklı şeydir. Bir insan yalnızsa bunu kendisi seçer. Çevresinden kopar, kimseye ihtiyacı olmadığını düşünür. Bu durum asosyalliğe kadar gider belkide. Ama bi insanın yalnız hissetmesi bu tamamen farklıdır. Bu kişi kalabalıklar içinde de yalnızdır ya da bir odanın içinde kendi ile baş başa otursada. Çünkü yalnız hissediyordur bunu farklı şeyler deneyerek çözmeye çalışır ama başarısız olur. Kendimden örnek vermek istiyorum. Ben yalnız bir çocuktum çünkü tektim. Kendi kendime oyunlar kurar hayal dünyamda yaşardım. Küçükken insana bu kötü gelmezdi çünkü bu konsepti anlayamazdın. Büyüdüğümde yatılı okulda 4 sene geçirdim. İlk defa odada benden başka 3 kişi daha vardı uyurken. Onun verdiği farklı hissi hiç unutmam. Çünkü gözüme uyku girmemişti. İlk düşündüğüm yalnız kalmanın artık bir lüks olduğuydu benim için. Bir zaman böyle geçti uyum sağlamaya çalıştım. Fakat sonra şunu fark ettim yalnız kalmasam bile yalnız hissediyordum.Aklım olduğum ortamdan uzaklaşır kendime bi nevi bi yerde huzur arardım. Bu ikilik bana ergenlik dönemi ile beraber kötü zamanlar yaşattı. Daha saldırgandım ve hırçın. Sonra üniversite dönemi geldi. Bu zamana kadar aşk meşk ile ilgili hiçbir olayım yoktu. Ve ünide zamanla aşk ile taşınca, yalnız kalmayı istemenin iyi bir şey olmadığını karar verdim. Hala da bu kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Yaşadığım ilişkilerin ortak noktası şuydu: Yalnız kalmayı asla hissetmiyordum. Çünkü üstüme düşüyorlardı beraberken yalnızlık hissi gidiyordu ve sürekli beraberdik. Bu böyle sürdü gitti. Üniden sonra ilişkilerimde başa döndük ama. İlişkilerde yalnız kalmaya başladım. Belki karşı tarafın niyeti kötü değildi. Bana kişisel, yalnız bir alan açması gerektiğini düşünmüşlerdi. Ama benim ihtiyacım bu değildi. Hepsi su gibi geçip gitti iyi ilişkilerimde bunla beraber. Çünkü bana verebileceğin fazlası olduğunu düşündüm hep ve bunu söylerdim istediklerim hakkında dürüsttüm. Hepimizde söylemeliyiz. Bir insan karşısındakinden beklentisini her zaman bilmeli ilişkide ama bu ona göre değilse bunu her iki tarafta olabildiğince çabuk kabullenmeli. Evet bu yalnızlık serüveni böyle sürüyor şimdi. Daha fazlasını istedim çünkü benim alıştığım buydu, ilişki diye bildiğim buydu. Vakit geçirmek, gezmek, konuşmak, değişik şeyler denemek ve hepsiyle beraber yalnız hissetmemek. Evet belkide fazlası var bende. Çünkü depresyona girmeye yakın oldum her zaman. Bunu böyle önleyebileceğimi düşünüyorum artık buda benim doğrum bilmiyorum. Yalnız yaşıyorum, ailem benimle değil 3 haftada bir görüşüyoruz. İş arkadaşlarımı çıkarsan zaten iki tane arkadaşım var bide sevgilim işte. Bunlar çok fazla değil azda değil tabi. Fakat ben yine yalnız hissediyorum. Kendimle mutsuz olduğumdan değil, kendimi seviyorum. Ama yalnız hissetmeyi zorla hissedemiyosun. O sana geliyor usulca. Ve şu an önümdeki seçeneği görüyorum ve bu beni korkutuyor.
Seçenek şu:
Yeterince yalnız hissettikten sonra hangi ortama girersem gireyim yalnız olmaya devam edicem. Sonra bu beni kendi kendime kalmaya daha fazla iticek. Sonra kendi kendime mutlu huzurlu hissetmeye başlayınca önceden yaptığım gibi bütün kapılarımı kapatıcam. Çünkü mutluluğumu böyle muhafaza ettiğimi düşünerek. Bundan sonraki noktada olacak tek sıkıntı şu: artık hiç bir şeye güvenmeyeceğim.