Ülkenin nasıl bu hale geldiğini yakın geçmişimizde yaşadığımız bu tür olaylarla daha net bir şekilde anlayabiliriz. Nasıl bir ruh halidir bu? Annesi öldürülen çocuklarla cesedinin yanında pencereden röportaj yapıyorsun ve mahalleli de komple toplanmış bunu izliyor. Jandarmanın kadın çürüdükten sonra olay yerine gelmesine ise hiçbir şey demiyorum.
Muhabir nasıl olur da bu kadar uzun süre konuşacak zamanı buluyor ve üstüne farklı açılardan da çekim yapıyor. RTÜK’ün offline olduğu zamanlar da hiç normal değilmiş ki bunu “Sıcağı Sıcağına” adlı televizyon programında da rahat bir şekilde sansürsüz gösterilmiş.
Sanıyorum ki bu program bu tip haberleri jandarmadan önce onlara bildiren insanlara para veriyordu. İnsanlar da fakir ve cahil oldukları için çocukların psikolojilerini düşünmeden böyle bir saçmalığa başvurdular.
Habercilikte önemli olan olumsuzluk, önemlilik, heyecanlılık, ilginçlik maddelerinin tamamını karşılayan bu olay karşısında muhabirler röportaj sonrası jandarmaya haber vermiş bile olabilirler. Çocuklar geceden beri annelerinin cesediyle baş başa kalıp bir de üstüne pencereden annelerinin başında olayı anlatıyor. O 3 çocuğun yaşadığı travma anlatılmayacak derecede büyük.
En ilginç olanı ise mahalleli komşularını kaybediyor ve kimse gram üzülmüyor ağlamıyor. Sanki her gün biri ölüyor ve bu normal bir şeymiş gibi lanse ediliyor durum. Biz nelere atlatmışız ya.
04:18’de kameraman kapı açıldıktan sonra içeri girip bir de kadının cesedine zoom yapıyor. Annenin cesedi o kadar uzun süre orada kalmış ki, sıcakla birlikte sinekler uçuşuyor üstünde.
Bun gören çocuklar nasıl hayatına devam etti? Şu anda ne yapıyorlar? Çok acı bir olay umarım atlatabilmişlerdir diyeceğim ama kim nasıl atlatsın böyle bir şeyi. Yazıklar olsun ya.