”Anne with an E” , Netflix’in dönem dizisi severlere sunduğu 3 sezonluk bir Kanada yapımı dizi. Zaman itibariyle 1800’lerin son dönemlerinde Kanada’nın kırsal kesiminin sosyal , eğitim ve iş hayatını yansıtan çok hoş bir dizi olarak karşımıza çıkıyor. Yazıya aşağıya eklediğim dizinin jenerik müziğini dinleyerek devam edebilirsiniz.
Konu itibariyle, anne ve babasını kaybettikten sonra hayatının bir bölümünü yetimhanede geçiren ve kitap okumayı çok seven İskoç asıllı Anne, evlatlık olarak Cuthbert ailesine verilir. Tüm hikaye işte tam bu noktadan sonra başlar. Cuthbert ailesi daha önce hiç evlenmemiş iki çifti kardeşten oluşmaktadır. Anne ‘nin hayal gücü ve cesaretiyle Cuthbert ailesi tahmin edemeyecekleri maceralara imza atarlar.
Dizi, dünyanın dört bir yanında oldukça ilgi gördü. Özellikle dönem dizilerini tercih edenlerin pozitif yönde yaptığı yorumlar beraberinde dizinin 4. sezonunun çekilmesine yönelik talepleri arttırdı. Fakat dizinin yapımcısı Moira Walley-Beckett , sosyal medya hesabında bu hikayenin 3. sezon ile son bulduğunu duyurdu. Buna rağmen dizi severler sosyal medya üzerinden imza kampanyaları düzenleyerek 4. sezon için ellerinden geleni yapıyorlar.
Dizi ana fikir itibariyle , ana karakterin yaşadığı tüm olumsuzluklara ve sahip olamadığı imkanlara rağmen kendini olduğu gibi kabul ederek cesur bir şekilde hayata devam ediyor olması bir çok insana ilham kaynağı olacak nitelikte. İşte diziden bir kaç alıntı :
-”Hayat benim için kin beslemek ya da yanlışlara odaklanmak için fazla kısa. ”
– ”Sanatta ya da yaşamda düz bir yol yoktur.Bazen ortada yol bile yoktur.Gideceğin yere varacaksan ormanlıkta kendine yol açmak için mücadele verirsin. ”
– ” Aşkın gerçeği, seni sen yapan kontrolün dışındaki güçlükler ve içsel faktörlerin yanı sıra dünyadan ne beklediğin ve aşkı nasıl kabul ettiğinde gizlidir. ”
– ” Umursamaz hatta itici insanlara karşı neden duyarlı olmak zorunda kalayım ki. ”
– ”Anlatırsan unuturum, öğretirsen hatırlarım. Beni dahi edersen öğrenirim.”
– ”Bence kırık eşyaların kendilerine has hüzünlü bir güzelliği var. Yıllar boyunca yaşanan zafer ve trajediler içlerine işliyor. Hiçbir hayata dokunmamış yeni eşyalardan çok daha romantik olabilirler.”
