Yanlış bir tanımlamaya kurban gitmek istemiyorum. Kendi tanımımla zeka ve akıl arasındaki farkı açıklamak istiyorum. çoğunluğun kabul ettiği tanımı bilmeme cahilliğimi mazur görün lütfen.
Bana göre zeka, problem çözmede işgören bir araçtan başka bir şey değildir. Bir kimse bir problemi ne kadar hızlı ve basit bir şekilde çözebiliyorsa o kişinin zekası o kadar gelişkindir.
Problem derken basit bir matematik probleminden tutun hayatımızda karşılaşabileceğimiz sosyal ve ekonomik problemlerin tümünü kast ediyorum. Söz gelimi 2×2 de bu problemlerden biridir.. Para kazanmak da…
Zeka; mantık ilkeleriyle, fayda prensipleriyle, çözüm odaklı, ahlâk kaygısı bulunmadan pragmatist bir yöntemle çalışır.
Her ne kadar pozitivist anlayış zekayı binbir parçaya ayırıp çeşit çeşit zeka türü vardır dese de ben zekanın tekliğine inanıyorum. Duygusal, sosyal, analitik zeka gibi zeka türleri safsatadır.
Zeka, tüm canlılarda bulunur. Ancak insanda şahlanmış vaziyettedir. En komplike versiyonu, popüler tabirle ‘full paket’i, insana armağan edilmiştir.
Gelişkin zekası sayesinde insanlık tarih boyunca hayatta kalma, yeme-içme, barınma, üreme gibi temel problemleri aşabilmiştir. Gelişkin zekası sayesinde teknik alanda çok ciddi ilerlemeler kaydetmiştir.
Aynı şekilde gelişkin zekası sayesinde dil-iletişim konusunda diğer tüm canlılara taş çıkartacak düzeyde gelişmiştir. Zekadaki bu durdurulamaz ilerleyiş teknik buluşlar sayesinde insanlığa bir artı zaman kazandırdıktan sonra üstüne bir de dil devriminin gerçekleşmesiyle beraber ‘akıl’ devrimi yaşanmıştır. İnsanlık bu anda bana göre boyut değiştirmiştir.
Ben bu anı ‘cennetten kovuluş anı’ olarak tasavvur ediyorum.
Ben bu anı ‘beşerlikten insanlığa geçiş anı’ olarak tasavvur ediyorum.
Ben bu anı ‘insanlığın boşluğa düştüğü an’ olarak tasavvur ediyorum.
Ben bu anı ‘doğadan kopuş anı’ olarak tasavvur ediyorum.’
Ben bu anı ‘özfarkındalık anı’ olarak tasavvur ediyorum.
….
İnsanoğlu bana göre bu andan sonra eşi benzeri olmayan bir varlığa dönüşmüştür. Tanrısallaşmıştır. Evren kendisinde dile gelmiştir. Madde amacına ulaşmıştır. Geist nihayet anlaşılmıştır. Tanrının sesi duyulmuştur.
Tanrının en büyük sorumluluk diye atfettiği ‘bilinç’i insanlık bu andan sonra büyük bir cesaretle sırtlamıştır…
Gelişkin zeka, akla gebe kalmıştır. Gelişkin zeka beşerlikten çıkış için gerekli ortamı yaratmış ve aklın devreye girmesini bireyin iradesine teslim etmiştir.
İnsanlık Adem’den önce de zeka sahibi idi.. Adem’den sonra da.. Ancak insanlık bana göre Adem’den önce akıl sahibi değildi. Adem’den sonra da tüm insanlar akıl sahibi olamadılar. Akıl; bilinçli, iradeli, özünün farkına varan kişilerde doğdu ve gelişti.
Akıl, zekadan çok farklıdır. Aklın Başka yasalarının olduğuna inanırım. Aklın daha kutsal olduğunu düşünürüm. Yaşama daha uygun, hayatı daha iyi kavramaya yarayan bir araç olduğuna tüm kalbimle inanırım.
Akıl, insana özgüdür. Özfarkındalık, bilinç, inanç, ahlak… Bunların aklın ürünü olduğunu düşünürüm.
Bizi bilinçlendiren zeka değildi, akıl idi. Bizi ahlaklı kılan da zeka değildir, akıldır. Yarılmışlık ve boşluk hissi devamında gelen özfarkındalık ve insanın kendini tanıması akıl sayesinde oldu.