Son günlerden insanlar aidiyet duygusunu arıyor. Evlerinde, metroda, sokakta, evcil hayvanlarda, eski müziklerde, erkekte, kadında, aramızda… Ama bunun öncesinde içinde. Daha önce birine veya bir şeye ait hissetmeyen insanlarla dolu etrafımız. Peki biz neden ait olmak isteriz. Bu soruyu geçen metroda düşündüm. İnsan kendi kendine de yaşayamaz mıydı. Birine bir şeye ait olmadan sadece kendine ait olarak. Cevap veremedim kendime. Sonra etrafıma bakındım. Bir çocuk annesinin kucağında. Annesine ait. Tutmuş ellerini bırakmıyor. Ait olmak için ona karşı sonsuz bir güven duyuyor. Annesinin onu bırakmayacağına inanıyor. Bir köpek aidiyet duygusunu en iyi anlatacak canlı belki de. Koşulsuz bir sevgi.Ama ya sevgili. Bir gün seni bırakıp gidecekse o zamana kadar yaşadığın o korku beni bir gün terk edecek korkusu. Ait hissettiğin kişinin “Bir gün beni bırakacak mı?” diye düşündüğün bir korku. Bu korkular aslında kendimize karşı çıkışımız. Biz kendimize aitiz. İlk önce kendimiz gibi hissetmeliyiz. Kendimizi kabullenmeliyiz. Ne zamanki kendimizi kabul ederiz. İşte o zaman bir yere aitiz…
Aidiyet
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
1 Yorum
Beğenilenler