Afganistan Sorununa Çözüm Konfederalizm Ve Türkler

Tarih boyunca farklı milletlerin kavşak noktası niteliğinde olan Afganistan, birçok etnisiteye ev sahipliği yapıyor.Etnik çekişmelerin  olduğu  ülkede  birçok farklı etnik grup, Afgan genel kimliği altında tek bir siyasi varlık oluşturmayı başaramamış. Kuruluşundan günümüze 277 yıl geçmesine rağmen ne bir ulus devlet, nede bir üniter sisteme kavuşamadığı gibi bağımsız bir devlet olma niteliğini de hiçbir zaman kazanamamıştır. Afganistan’daki etnik hatlar, kültürel ve dini ayrımlar sebebiyle zaman zaman  etnik çatışmalara yol açıyor.  Etnik çatışmaları durdurmanın  çaresi nüfusları  büyük bir yekûn tutan etnik grupların  çoğunlukta oldukları bölgelerde  devletçikler  kurarak  bu devletlerden gevşek bir konferderalizmin oluşturulmasıdır.

Afganistan’ın nüfusu  2015 tahmini nüfusu 31,822,848 olarak belirtilmiştir. Afganistan nüfusunun %51’ini erkek ve %49’unu kadın oluşturmaktadır. Afganistan’ın okuryazar oranı Afganistan’ın etnik yapısına göre değişmektedir. Örneğin, genelde Afganistan’ın diğer etnik gruplarından biraz daha kurak ve dağlık bölgelerde yaşayan ve tarım yerine eğitim yoluyla geçimlerini sağlayan Hazaralar’ın okuryazar oranı %70’lere kadar çıkarken; bu oran genelde tarım ve özellikle haşhaş gibi geliri yüksek olan tarım ürünleriyle uğraşan Peştunlarda ise %30’un altına düşmektedir ki bu oran kadınlar açısından çok daha düşüktür. Ayrıca Afganistan’daki radikalizm ve şiddet olayları bununla birebir örtüşmektedir. Örneğin Hazaralar’ın yaşadığı Bamyan, Daykundi, Ghor, Samangan ve Mazar-i Şerif gibi bölgeler Afganistan’ın en güvenli bölgeleri olurken Kandahar, Hilmand, Uruzgan, Paktia, Paktika, Nangarhar gibi Peştunların çoğunlukla yaşadığı bölgeler ise aynı zamanda Taliban’ın en çok bulunduğu yerlerdir. Tacikler, Özbekler gibi büyük etnik gruplar başta olmak üzere Afganistan’ın geri kalan etnik grupları ne Hazaralar gibi tamamen eğitime yönelmiştir.

Afganistan’da Peştuca, Farsça’nın bir şivesi olan Darica, Özbekçe, Türkmence gibi pek çok dil konuşulmaktadır. Ancak resmi olarak Farsça ve Peştuca benimsenmektedir. Bunun yanı sıra lise ve üniversite diploması gibi resmi evraklar İngilizce’de yazılmaktadır. Yani Afganistan’dan alınan bir lise veya üniversite diplomasında üç farklı dilde (Farsça, Peştuca, İngilizce) açıklama bulunmaktadır. Afganistan’ın kurumlarının adının Farsça mı yoksa Peştuca mı olacağı konusunda zaman zaman sıkıntılar çıkmaktadır. Örneğin Mazar-i Şarif’te bulunan Balkh Üniversitesi’nin adı Peştuca mı yoksa Farsça mı yazılacağı konusunda tartışmalar çıkmıştır. Genel itibariyle Farsça %70 civarında konuşulurken, Peştuca %30 civarında konuşulmaktadır. Tacikler, Hazaralar Farsça konuşurken Özbekler, Türkmenler ve Peştunlar’ın bir kısmı kendi yerel dillerinin yanı sıra Farsça konuşmaktadırlar. Peştunlar’ın pek çoğu Farsça bilmesine karşın diğer etnik gruplar büyük oranla Peştuca bilmemektedirler. Farsça’nın Peştunlar’ın çoğu tarafından bilinmesine rağmen ve Peştuca Afganistan nüfusunun %30 ‘nu oluşturmasına rağmen resmi dil olarak kullanılmasında Peştunların uzun süredir iktidarda olmaları ve Peştuca konuşan tek büyük etnik grubunu oluşturması etkili olmuştur.

Afganistan’ın siyasi yapısına bakıldığında ilk olarak Ahmet Şah Dürrani tarafından 1747 yılında kurulmuştur. Ahmet Şah Dürrani, Dürrani Kabilesinin Abdal aşiretinden seçilmiş daha sonra Kandahar, Gazni, Herat, Kabil ve Peşaver gibi bölgelerde birbirinden bağımsız yaşayan Afganları bir araya getirerek merkezi hükümet oluşturmuştur. Ahmet Şah Dürrani bununla sınırlı kalmayıp güney ve doğuya seferler düzenleyerek Afganistan’ın sınırlarını genişletmiştir. Ahmet
Şah Dürrani döneminde Afganistan’ın sınırları batıdan Horasan’a, kuzeyden Kırgız bozkırlarına, güneyden Dekken Yaylaları’na ve kuzeyden Ceyhun Nehri’ne kadar genişlemiştir. Ahmet Şah Dönemi’nden sonra yönetim Saduzay boyundan Muhammadzay boyuna geçmiştir. Afganistan’ın eski tarihinde etnik yapılardan daha çok aşiret ve kabile yapılanmaları önemli olmuştur ki bu bazen beraberinde çatışmalara neden olmuştur. Bu çatışmaların çoğu her ikisi de Peştun etnik yapısına mensup olan Popalzay ve Barakzay arasında gerçekleşmiştir. Popalzay ve Barakzay arasındaki bu çekişmeler o zamanın büyük güçleri tarafından kullanılmıştır. Büyük Oyun (the Great Game) olarak bilinen 19. Yüzyıldaki Rusya–İngiltere çekişmesi sonucunda İngiltere’nin farklı boylardan belli insanları kullanarak Afganistan’ı 3 kez işgal etmesi buna bir örnek olmuştur. Ancak Afganistan’ın asıl parçalanması Amir Dost Muhammed Han’dan sonra olmuştur. Zira Dost Muhammed Han’ın 21 oğlu iktidarı kendi aralarında paylaşamamıştır. Afganistan’ın istikrarsızlığında her ne kadar kendi aralarında anlaşamayan eski dönemde kabilelerin ve günümüzde etnik yapıların rolü varsa da bir o kadar da dış güçlerin sürekli içişlerine müdahil olmaları da etkili olmuştur. Bu konu daha detaylı ele alınacaktır. Afganistan kuruluşundan 1963 yılında Muhammed Davut Han tarafından son Afgan kralı olan Zahir Şah iktidardan devrilinceye kadar, babadan oğula geçen krallıkla yönetilmiştir5. Ancak 27 Nisan 1978’da Davut Han ve ailesi SSCB destekli Halk ve Perçem Cephesi tarafından öldürülünce Afganistan’da kargaşalar başlamıştır ve o gün bugündür hala devam etmektedir. 2001 yılında ABD’nin Afganistan’a saldırısıyla birlikte Hamid Karzay başa getirilmiştir ve 2004 yılında yapılan seçimi kazanarak Afganistan’ın ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. Hamid Karzay 2009 seçimini de kazanarak ikinci kez Cumhurbaşkanı olmuştur. Ancak 2014 seçiminde kazananı belli olmadan iki rakipten biri olan Aşraf Gani Cumhurbaşkanı ve rakibi Abdullah Abdullah ise Başbakan olarak görevlerini başlamıştır. Zira her ne kadar ilk seçimde Abdullah Abdullah kazansa da erken seçimde hile yapıldı iddiasıyla seçim sonuçları ilan edilmeden iki rakip arasında uzlaşma sağlanmıştır. Böylece Afganistan’ın yönetim biçiminde olmayan bir başbakanlık makamı oluşturarak iki taraf arasında %50–%50 bir antlaşma sağlanmıştır. Bunun temel nedeni ise, eğer ki Abdullah Abdullah iktidara gelseydi ki ilk seçim sonuçları onun lehindeydi, Afganistan tarihinde ilk defa bir gayri Peştun iktidara gelmiş olacaktı.

       Afganistan’ın Etnik Yapısının İncelenmesi

Afganistan’da çok sayıda etnik grupları yaşamaktadır. Bunların çoğu birbirinden hem mezhepsel hem de dilsel olarak çok farklı yapılara sahiptirler. Bu durum halkın tam olarak bilinçlenmemesi ve birbirini yakından tanımamalarından kaynaklanan halklar arası bir kopukluk meydana getirmiştir ve zaman zaman bu durum daha ciddi sonuçları beraberinde getirerek çatışmalara kadar sonuçlanabilmektedir. Afganistan’ın birbirinden kültürel olarak farklı etnik yapısı ülke toplumunun yerleşiminde de etkili olmuştur ve genellikle aynı etnik yapısına mensup olanlar belli coğrafyalarda yaşamaktadırlar. Örneğin Peştunlar genellikle Pakistan’ın sınırına yakın olan doğu ve güneyde yaşarken Hazaralar merkezi bölge ve kuzeyde yaşamaktadırlar, Tacikler kuzeydoğu ve kuzeyde, Özbekler ise Özbekistan sınıra yakın olan kuzey bölgelerinde yaşamaktadırlar.

      Peştunlar
Peştunlar Afganistan nüfusunun yaklaşık %33’ü ile ülkenin en büyük etnik yapısını oluşturmaktadır. Bu oran bazen Peştun yanlısı yazarlar tarafından %60’lara kadar çıkartabilmektedir. Ancak genel olarak %30-%35 civarı olarak kabul görülmüştür. Afganistan’da 1974’ten bu yana hiç nüfus sayımının olmaması bu durumdan kaynaklı olsa gerek. Peştunlar genel itibariyle Afganistan’ın güney ve doğusunda bulunan, Hilmand, Kandahar, Uruzgan, Nangarhar, Logar, Paktiya ve Paktika gibi bölgelerde yaşamaktadır. Peştunlar kendi arasında aşiretler ve kabile sistemine sahiptir. Ancak Afganistan’ın siyasi yapısında etkili olan ve sürekli adından söz ettiren Galzayiler ve Dürraniler ya da Abdaliler adında iki kabile olmuştur, Afganistan’ın kurucusu olan Ahmet Şah Dürrani’nin kendisi Dürrani kabilesine mensup olduğundan ve kurduğu sistem babadan oğula geçen krallık olduğundan dolayı Dürraniler uzun süre Afganistan’ın iktidarını elinde bulundurmuştur. Bu durumdan rahatsız olan Galzayi Hanedanı ve Dürrani Hanedanı arasında zaman zaman çatışmalar çıkmıştır. Ancak 1978 darbesiyle birlikte ilk defa iktidar Dürraniler’den Galzayilere geçmiştir. Peştunlar genellikle ekime müsait tarım arazilerin bulunduğu güney ve doğu bölgelerinde yaşadığından, genellikle tarımla uğraşırlar ve gelirlerini bu yoldan elde ederler. Son zamanlarda Taliban’ın Peştunlar’ın yaşadığı bölgelerde çoğalmasıyla ve Taliban’ın ana gelir kaynağını haşhaş oluşturmasından dolayı bölgede haşhaş üretimi aşırı derecede çoğalmıştır. O bölgelerde üretilen haşhaş çoğunlukla Pakistan ve İran sınırından dış ülkelere ihraç edilmektedir. Peştunlar mezhep olarak %99 Sünni Müslüman’dırlar, geri kalan kısmı da Şii’dirler. Peştunlar’ın dindar bir yapıya sahip olmaları ve genellikle çocuklarını normal devlet okulları yerine medreselere göndermeleri Taliban’ın Peştunlar arasında nüfuz etmesine kolaylık sağlamıştır. Peştunlar’ın katı bir geleneğe sahip olmaları ve Taliban’ın da bölgede varlığını sürdürmeleri toplumun diğer kesimlerinden daha fazla kadınların üzerindeki baskıyı çoğaltmakta; onların eğitim hakkı, özgür yaşama hakkı, ifade özgürlüğü gibi pek çok hakkını ellerinden almaktadır. Örneğin o bölgelerde zaman zaman kız okullarının yakılması veya okula giden kız çocuklarının yüzüne asit atılması buna açık bir şekilde ifade etmektedir. Peştunlar’ın bir diğer grubu ise sürekli bir bölgeden başka bölgelere iklim hava koşullarına göre göç etmektedir ve göç eden anlamına gelen Göçi ya da Köçi adıyla bilinmektedir. Genellikle hayvancılıkla uğraşırlar ve bu yüzden hayvanların beslenmesi için uygun yerlere göç etmektedirler.

                   Tacikler
Tacikler, Afganistan’ın en büyük ikinci etnik grubudur ve nüfus olarak Afganistan toplam nüfusunun yaklaşık %27 ini oluşturmaktadır. Tacikler genel olarak Afganistan’ın kuzeydoğusunda ve kuzeyinde bulunan Badahşan, Kapisa, Baglan, Takhar, Pencşir ve kısmen de ülkenin batısında bulunan Herat’ta yaşamaktadır. Tacikler iki ana gruba ayrılmaktadırlar: Dağ Tacikleri ve Farsivan Tacikleri. Dağ Tacikleri genellikle kırsal ve köylerde yaşamaktadır ve çiftçilikle ve tarım ile uğraşmaktadırlar. Çoğu fakir bir hayat sürdürmektedirler, bir kısmı da diğer Taciklerden farklı olarak Şii’dirler. Halbuki Tacikler genellikle mezhep olarak Sünni’dirler. Farsivan Tacikleri ise çoğunlukla zengin kesimlerden oluşur ve genellikle şehirlerde yaşamakta, ülkenin siyaseti ve ekonomisiyle yakından ilgilenmektedirler. Genellikle sanat ve ticaret ile uğraşmaktadırlar, genel bir perspektiften bakıldığında Tacikler günümüz itibariyle Afganistan’ın sanat ve medya alanında çok aktif rol oynamaktadırlar. Aynı şekilde Afganistan’ın siyasi yapısında da aktif rol almaktadır, ancak Afganistan’ın tarihinde sadece bir kez iktidara gelmiştir. Tacik asıllı Habibullah Kalakani ya da başka bir adıyla Baçe Sakav 1929 yılında genellikle köylüler ve ülkenin alt sınıfı tarafından desteklenen bir darbeyle iktidara gelmiştir, ve hükümeti sadece 9 ay sürebilmiştir. Tacikler Farsça’nın bir şivesi olan Darıca konuşmaktadırlar, ve yaşadığı bölgede Tacikistan’ın sınırında bulunan Afganistan’ın kuzeyinde yer almaktadır. Ancak Tacikistan Tacikleri’yle günümüzde herhangi bir bağlantıları bulunmamaktadır. Tacikistan’da Tacikler üzerinde Afganistan’da günümüze kadar herhangi bir siyasi amaç güttüğü söylenemez. Ancak gerek Taciklerin Aryan ırkından gelmesini iddia ederek, gerek Farsça konuşmalarını vesile ederek İran’ın bu yönde zaman zaman politikalar yürüttüğünü söylemek yanlış olmamaktadır. Nitekim aynı siyaseti Şii oldukları için Hazaralar üzerinden de yürüttüğünü söylemek mümkün.
          Hazaralar
Afganistan nüfusunun %25’ini oluşturan Hazarlar genellikle Hazaracat adı verilen Afganistan’ın merkezinde bulunan Bamyan, Daykundi, Gazne, Ghor, Samangan gibi illerde yaşarken bir kısmı Kabil, Mazar-i Şarif ve Herat gibi büyük şehirlerde yaşamaktadırlar. Hazaralar’ın yaşadığı bölge çoğunlukla tarıma müsait olmadıkları Hazaralar, ticaret ve eğitim gibi başka alanlara yönelmiştir. Özellikle eğitim alanında nüfus olarak Afganistan’ın %25’ini oluşturan Hazaralar yapılan son anketlere göre üniversite öğrencilerinin %75’ini oluşturmaktadırlar. Hazara toplumunda erkeklerin yanı sıra kızlara da eğitim ve siyasi katılım hakkı verilmiştir. Nüfusunun neredeyse tamamını Hazaralar oluşturan Daykundi’nin hem valisi hem de belediye başkanının kadın olması buna iyi bir örnek olmuştur. Bunun yanı sıra dünya çapında bilinen insan ve kadın hakları savuncusu Sima Samar ve Maryam Monsef’de etnik olarak Hazara etniğine mensuptur. Hazaralar’ın nereden geldikleri konusunda farklı görüşler bulunmaktadırlar. Bazıları Hazaralar’ın Moğol kökenli olduklarını ve Cengiz Han döneminde Afganistan’a geldiklerini savunurken bazıları ise Hazaralar’ın bölgenin yerli halkı olduklarını ve Moğollardan önce de Afganistan’da yaşadıklarını savunmaktadırlar. Hazaralar’ın Afganistan yerlisi olduklarını savunanlar ise M.Ö. 2000’li yıllarda yapılan ve Bamyan vilayetinde bulunan Buda heykelini referans göstererek, Hazara simasına benzediğini iddia etmektedirler. Ancak şu da bir gerçek ki genelde köylü Hazarlar’ın konuştuğu ve Darıca’nın bir lehçesi olan Hazaregi lehçesinin içinde pek çok Moğolca ve Türkçe kelime bulunmaktadır. Hazaralar Darıca konuşmaktadır, ve nüfusunun neredeyse tamamı Şii’dir. Çoğunluğu 12 İmam Şii ancak bazıları İsmaili’dir. Hazaralar’ın çok az bir kısmı ise Sünni mezhebine bağlıdırlar. Hazaralar Afganistan’ın siyaseti ve yönetimine onların efsanevi lideri olan ve Taliban tarafından öldürülen Şehit Abdul Ali Mazari ile katılmıştır. Ondan önceki dönemlerde sürekli Peştunlar tarafından dışlanmıştır. Bu da beraberinde çatışmalara yol açmıştır, bir sonraki bölümde daha detaylı incelenecektir. Afganistan’ın yanı sıra 2 milyona yakın İran’da ve 1 milyona yakın Pakistan’da da Hazara nüfusu bulunmaktadır. İster merkezi hükümetin dışlayıcı siyasetinden dolayı, ister ülkede hakim olan işsizliklerden dolayı Hazaralar İran ve Pakistan’da olduğu gibi pek çok dış ülkelere yönelmiştir, ve böylece son dönemlerde gündeme gelen Hazara diasporası ortaya çıkmıştır13.
       Özbekler
Özbekler, Afganistan nüfusunun tahmini olarak %10’unu oluşturmaktadırlar. Özbekler genellikle Özbekistan sınırına yakın olan Afganistan’ın kuzeyinde yer alan Kunduz, Faryab, Şebergan, Takhar, Samangan ve Mazar-i Şerif gibi bölgelerde yaşamaktadırlar. Özbekler genellikle kendi dili olan Özbekçe konuşurlar. Ancak toplumun neredeyse tamamı Farsça bilmektedir. Özbekler genelde Ticaret ve tarım ile uğraşır ve mezhep olarak Sünni’dirler. Özbekler tıpkı Hazaralar’da olduğu gibi Afganistan’ın siyasi yönetiminde Abdurraşid Dostum ile aktif bir şekilde yer almıştır. Özbekler Afganistan’ın siyasi alanında kendilerine en yakın bulduğu etnik yapı ise Hazaralar olmuştur. Öyle ki Afganistan’ın Ruslara karşı mücadelesinde ve sonrasında ortaya çıkan iç çatışmalarda Abdul Ali Mazari ve General Dostum birleşerek kuzey cephesini oluşturmuştur ve günümüzde de bu Hazara-Özbek yakınlığı devam etmektedir. Diğer taraftan Hazaralar ve Özbekler her ikisi Türk kökenli birer etnik yapı olduklarından dolayı birbirine Bola (Kuzen) diye seslenirler. Özbekler her ne kadar Özbekistan sınırında yaşasalar da Özbekistan Özbekleri’yle tıpkı Tacikler’de de olduğu gibi pek bağlantısı olmamaktadır.
      Türkmenler
Türkmenler, Afganistan nüfusunun yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. Türkmenler genellikle kuzey bölgelerde ve çoğu zaman Özbeklerle, bazen de Hazaralar’la birlikte yaşamaktadırlar. Türkmenler genellikle el sanatı özellikle halı ve ticaretle uğraşmaktadırlar. Çoğu zaman Afganistan’ın iç çatışmalarında müdahil olmamışlardır. Türkmenler bir kısmı Sünni bir kısmı ise Şii’dir. Dil olarak kendine özgün (Türkmence) dili bulunmaktadır. Ancak neredeyse tamamı Farsça bilmektedirler. Dolayısıyla kendi aralarında da çoğu zaman iletişim Farsça olarak gerçekleşmektedir. Türkmenler iç savaşlara müdahil olmadıkları ve ticaretle uğraştıkları için genel itibarıyla Afganistan’ın iktisadi durumuna nazaran zengindirler.Afganistan  Türkmenleri Abdülkerim Mahdum  gibi  etkili liderler çıkarmışlardır.

İki dönem Afganistan parlamentosunda milletvekilliği yapan Mahdum, Afganistan’daki okullarda Türk dilinde eğitim verilmesini ve Afgan Milli Radyosu’nda, Türkmen ve Özbek dilinde ikişer saat yayın yapılmasını sağladı.

Ülkede çeşitli Türk boylarının birlikte yer aldığı, “Erkin Türkistan” isminde bir Türk partisinin kurulmasına öncülük etmişti.

Diğer Etnik Grupları
Afganistan’da diğer pek çok etnik grup da bulunmaktadır, ve sayı olarak otuzu aşkın farklı etnik grubu yaşamaktadır. Ancak bu çalışmada Afganistan’ın etnik çatışmaları incelendiğinden dolayı nüfus olarak az olan etnik yapılar tıpkı diğer ülkelerde olduğu gibi iç çatışmalara pek müdahil olmamıştır, ve devlet açısından da pek bir tehlike arz etmemiştir. Dolayısıyla burada onların isimlerini zikretmekle yetinmekteyiz. Afganistan’ın diğer etnik grupları nüfusu oranıyla şu şekildedirler: Kazaklar, Kırgızlar, Kafiriler, Aymaklar, Kızılbaşlar, Peşeyiler, Hindular vs. Ancak belirtmek gerekir ki Afganistan’da yaşayan çoğu etnik grupları Müslümandır. Çoğunlukla Sünni ve Şii olmak üzere ancak ülkede Müslüman olmayan tek grup Hindular’dır.

Peştun milliyetçiliği, başta Türkmenler olmak üzere Özbekler ve Hazaralar gibi etnik toplulukları düşman olarak görüyor.Taliban, her ne kadar çok etnikli bir İslamcı örgüt görüntüsü verse de Peştun   milliyetçilerinden ve Pakistan’ın Peştun bölgesinden büyük bir destek görüyor
Peştun milliyetçiliğinin dikkat çeken ve rahatsızlık veren yönü ise Taliban ile bağlantıları. Taliban, her ne kadar çok etnikli bir örgüt görüntüsü verse de Pakistan’ın Peştun bölgesinden büyük bir destek görüyor. Ayrıca Peştun milliyetçiliğinin tarihinde Taliban ile yer alan ilişkiler de oldukça yoğun yaşanmış. Pakistan, Peştun milliyetçiliğine kökten karşı ve bu uluscu yapılanmayı kendi bekasına yönelik büyük bir tehdit olarak algılamakta. Bu korkunun ve karşı olmanın Pakistan rejimi açısından haklı gerekçesi var çünkü Peştunlar, Pakistan’ın en büyük azınlık grubunu oluşturuyor.

Günümüzde Afganistan ile ilgili çözüm bulma sürecinde; ABD, AB, Rusya Federasyonu ve Afganistan’ı arka bahçesi olarak gören İran ile Pakistan etkili biçimde yer alırken, Afganistan halkının isteklerini, barış ve huzur içerisinde yaşayacakları bir sistemin inşa edilmesi yerine, Afganistan’ı kan gölüne çeviren, Nazi dönemi uygulamalarında olduğu gibi ırkçı faşist uygulamaları ile bilinen ve özellikle Türklere yönelik katliamları ile mahir Taliban üzerinde anlaşmış gözükmektedirler.

Oysaki siyasal sistem içerisinde; Tacikleri temsil eden partiler ve Türkleri temsil eden partiler tarafından(Özbek, Hazara, Türkmen, Aymak, Afşar, Kazak, Kırgız, Karakalpak ve Halaç) federasyon istekleri ön plana çıkarılmıştır.

Bu anlamda benzer uygulama aslında 1992-1996 yılları arasında nispeten uygulanmıştır.
Ancak günümüzde Taliban gibi radikal dinci bir örgütün bulunması ve uluslararası anlamda ciddi maddi ve istihbarat desteğine sahip bir örgütün olduğu aşamada, sadece federal bir sistemi ben yeterli görmemekteyim.
Konfederal bir sistem ile zaten ayrı coğrafyalarda demografik anlamda da ayrı yaşayan etnisiteleri ayrı ayrı güçlendirilmiş bir yerel sistem ile yapılandırılmalıdır.

Merkezi Yönetimde;
Başkan’ın dönemeçli bir şekilde belirlenmesi,
Başkan yardımcılarının diğer etnik unsurlardan tespit edilip veto hakkı verilmesi,
ABD örneğinde olduğu gibi Senato da her bölgenin eşitliğine dayalı bir temsilin sağlanması,
Temsilciler Meclisinde nüfusa dayalı temsilin sağlanması,
Yerel Yönetimde;
Vali’nin bölge halkının özgür oyu ile seçilmesine imkan sağlanması,
Yerel Meclis’in bölge halkının özgür oyu ile belirlenmesi,
Polis ve jandarma kuvvetinin yerel yönetim tarafından belirlenmesi,
Bölgeden toplanan vergilerin ve gelirlerin %75’inin bölgeye harcanması sağlanmalıdır.
Yerel yapılanmada da;
1- Kandahar Merkezli Peştun Bölgesi
2- Hindikuş Dağları ile doğal sınırları olan Kuzey Afganistan yani Güney Türkistan Bölgesi
3- Hazaracat Bölgesini içine alan ve Merkezi Bamyan olan Hazara Türkleri Bölgesi
4- Tacik Bölgesi
Elbette bunun yaşayabilmesi için mutlaka anayasal zemin sağlanmalı ve uluslararası garantörlük sistemi tesis edilmelidir.

Bu devletler  gevşek bir konferederalizmle Afganistan devletini oluşturmalı    kurulan devletlerin her  birinindiileri kurdukları devletlerde resmi  ve eğitim dilli olmalı her devletçiğin  kendi ordusu ve polisiyle adlı  sistemi  olmalı Uluslararası spor yarışmalarında Afganistan’ı değil oluşturdukları devletçiği temsil etmeli. Afganistan konfederal devleti  başkanlık sistemiyle   konferderalizmi oluşturan devletçiklerin    başkanları tarafından dönüşümlü olarak yönetilmeli ..Devletçiklerin dilleri  Afganistan konfederal devletinin resmi dilleri olmalı.Konfederalizmi  oluşturan devletçiklerin ayrılma hakkı olmalı

Bunlar  olmadığı   taktirde Afganistan’da kan, gözyaşı, katliam, soykırım engellenemeyeceği gibi barış ve huzurda sağlanamayacaktır.

Kaynakça:

1)OĞUZ Esedullah, Afganistan, İstanbul: Cep Kitapları, 1999.

2)KOCAOĞLU Timur,“Afganistan Ulusal Sorununun Uluslararası Boyutları”, Afganistan

3)ÇELİKDÖNMEZ   Ömür-https://www.dikgazete.com/nato-zirvesi-abd-taliban-ve-turkiyeyi-afganistanda-bekleyen-en-buyuk-tehlike

Yücel Tanay
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
BTC 40Bin Doların Altına Düştü, Nascar Sürücüsü LTC'de Ödeme Aldı

BTC 40Bin Doların Altına Düştü, Nascar Sürücüsü LTC'de Ödeme Aldı

Sonraki
KAYGI BOZUKLUĞU (ANKSİYETE)

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.