Affetmek nedir? Ya da şöyle sorayım; gerçekten affetmek nedir? Neleri affedebilir insan, neleri affedemez?
Karşınızdaki kişi kalbinizi çok kırdıysa. Canınız yanar, çok yanar. Bir de karşınızdaki bunun farkında değilse işte o zaman daha da yıkılırsınız. Düşünsenize, çok sevdiğiniz biri, “birbirimizi çok iyi tanırız” dediğiniz biri sizi çok kıracak ve bunun farkında olmayacak. Kendimizi kandırmayalım! Sizi gerçekten tanıyan anlayan biri nasıl farkında olmaz! Eğer o kişi sizi gerçekten tanısaydı sesinizden, bakışınızdan, surat ifadelerinizden siz ne kadar inkar etseniz dahi anlardı ve hatasını telafi etmek isterdi. Sizi gerçekten önemseyen biri sizi kaybetmemek için elinden geleni yapar!
Affetmek zordur. Hele ki sızı kıran çok sevdiğiniz biriyse! Bir de hata büyükse işte o zaman çok zorlanırsınız. En çok sevdiklerimizi affetmek zorken en çok da sevdiklerimiz tarafından kırılırız. Yalnız, bahsettiğim kalp kırıklığı basit bir şey değildir. Öyle ufak bir sorun kalpte bu etkiyi yaratmaz. Gerçekten büyük bir darbe sonucunda yere düştüğümüz, sanki kalkamayacak gibi hissettiğimiz andan bahsediyorum.
Peki birini nasıl affederiz?
Birini affetmek nasıl bir duygudur?
“Affetim” diyince her şey bitmiş mi olur?
Affetmek samimi bir duygudur ve gönülde bir ferahlatıcı his bırakır. Ancak bu zaman alan birşeydir. Zamanla ilk önce siniriniz yatışır, yerini hüzne bırakır. Hatta bazen bu süre içinde özlersiniz, affetmek istersiniz ama yapamazsınız. Olmaz yani, sebebini de bilemezsiniz belki.
İşte o bilemediğiniz sebep hayal kırıklığı. Bu da ancak zamanla bırakır yakanızı.
Birini affettiğinizde biraz daha olgunlaşmış hissedersiniz, biraz daha büyümüş…
Aşması zor olan affetmeyi aştığınızda, gerçekten affetmeyi öğrendiğinizde güçlenirsiniz. Belki o kişiyle iletişiminizi kesersiniz ama en azından kin tutmazsınız.
Umarım siz de bir gün affetmeyi aşabilir ve güçlenebilirsiniz…