Çini egemenliği altına almış Moğol (Kubilay Hanlığı ) Yuan Hanedanlığı’na tâbi Koryo Krallığı’nda çok önemli görevleri üstlenmiş olan Uygur Türkleri özellikle bürokrasi alanında üstün başarılar göstermişti. O dönemde Koryo sarayında görevli Uygur Samga bunlardan biriydi.
Moğol Yuan hanedanlığının Kurucusu Cengiz Han‘ın torunu, Tuluy (Moğolca: Толуй)’un oğlu Kubilay Han‘dır.
Samga hakkında, Koreli bilim adamı Hee Soo-lee’nin “İslam ve Türk Kültürünün Uzak Doğu’yaYayılması.”27 adlı kitabının “Müslüman (Hui-hui) Samga’nın Menşei ve Kore’deki Türk Toplumu”başlıklı bölümü önemli bilgiler içermektedir.
Çin kaynaklarında Uygur adı Hui-hu, Hui-he, Wei-hu, Wei-wu gibi çeşitli şekillerde yazılmıştır.
Dr. Hee Soo-lee’nin naklettiği bilgilere göre, Samga Koryo sarayında Chang Sun-ryong adıyla bilinmekteydi. Ona bu adı, Koryo kralı Ch’ung-yol vermişti. O Müslüman Uygur Türklerindendi.
Onun esas ismi Samga (bazen Senge, Sanga) olup, babası Kyong (Çince: Ch’ing) Kubilay Han (Shih-tsu)’ın katipliğini yapmıştı. Samga prenses Chekuk ’un mabeyincisi olarak Koryo’ya gelmişti, mevkii hızla yükselerek Nang-chang unvanı, Chang-kun (General), Son-mu general, bölge komutanı, Doğu FetihBürosu başkomutanı, Bu-chi-mil-chik gibi görevleri üstlendi. 44 yaşında, yani 1298 yılında chom-ıich’om-ri mevkiinde iken öldü. Samga’nın, yani Chang Sun-ryong’un kurduğu Dok-su Chang ailesinin şeceresi de bu bilgileri doğrulamaktadır. Şecereye göre, o 44 yaşında vefat ettiğinde, Yang, Ye ve Son adlı üç oğlu vardı.
Bu bilgilerden anlaşıldığına göre, Samga Koryo sarayında üst düzey görevler almış bir UygurTürküydü. Koreli bir kadınla evlenmiş ve Kore toplumuyla kaynaşmıştır. Onun 25 kuşaktan torunları bugün Kore’nin orta bölgelerinde kalabalık bir cemaat hâlinde yaşamakta ve Dok-so Chang ailesi olarak bilinmektedir. Bu ailenin şeceresinde, Chang Sun-ryong’dan itibaren 25 nesil boyunca süregelen aile tarihi ayrıntılı biçimde muhafaza edilmiştir. Bu 25 neslin soy ağacı şöyledir:
1.Kurucusu: Sun-ryong, 2. Yang, 3. U-bin, 4. An-chi, 6. Maeng-hyong, 7. Hi-an, 8. İk, 9. Se-gol,10. İn-pil, 11. Ki, 12. Sung-in, 13. Hong-chom, 14. Yop, 15. Hu-ch’ang, 16. Song-mun, 17. Chun, 18.Hyon-kın, 20. Hun, 21. Se-ch’on, 22. Ii-chin, 23. Sun-hi, 24. Hak-su, 25. Kyong-ki Ailenin Dok-su ailesi olarak bilinmesindeki sebep, Dok-su kasabasının kral Ch’ung-yol tarafından Chang Sun-ryong’a tımar olarak verilmesidir. Bu kasaba daha sonra P’ung-dok kasabası olarak değiştirilmiş, Dok-su Chang ailesi de P’ung-dok Chang olarak anılmıştır.Kore’nin eski ve seçkin ailelerinden biri olan Dok-su Chang ailesi, Koryo ve Choson Hanedanları boyunca bakan, âlim, general, filozof ve şair gibi çok sayıda büyük adamlar yetiştirmiştir. Şimdi 12 kola ayrılarak büyük bir cemaat hâline gelen bu aile, Kore’nin daha ziyade orta eyaletlerinde oturmakla beraber, ülkenin dört tarafında dağınık şekilde yerleşmişlerdir. Başlıca yerleşim merkezleri de şunlardır:P’yong-taek, Chin-ıi, Pung-dok, Ham-ch’ong, Kua-Ch’on, A-san, Mun-kyong, Ye-san, Yong-İn,İn-ch’on kasabaları.Bu aile 15. yüzyılda Choson hanedanlığı döneminde uygulanan asimilasyon politikası sonucunda kendi kimliğini kaybetmiştir. Şimdi Türk izlerini taşımayan bu aile kendi atalarının Arap olduğuna inanarak yaşamaktadır.
Yuan Hanedanlığı döneminde, Moğolların Kore ile olan diplomatik ilişkilerini yürüten Şie Sun adındaki Türklerden de bahsetmek gerekir. Çin kaynaklarına göre bu zatlar Göktürk devletinin veziri Tonyukuk’un soyundan gelmektedirler
Göktürk devleti yıkıldıktan sonra, Tonyukuk ve onun sülalesi Uygur devletinde de önemli görevler üstlenmiştir.M. S.840 yılında Uygur devleti yıkıldıktan sonra, Tonyukuk’un torunları Uygurlarla birlikte batıya göç etmişlerve Turfan’da kurulan İdikut Uygur devletinde de vezirlik görevine devam etmişlerdir. Yuan Hanedanlığı döneminde yaşayan yazar Ou Yang-xuan, “Xie soylular Uygurlardan olup, onların ataları Tonyukuk’tur”demektedir.
Onun “Koçulu Xie (Şie) Soyluların Biyografisi” adlı kitabına göre, Tonyukuk’un torunları Uygurların vezirleri olmuşlardır. Yine Yuan Hanedanlığı dönemi yazarlarından Huang Jin “Wei Vilayetindeki Hanım Uygur Soyluların Mezar Taşı” adlı eserinde, “Xie(Şie) soylular aslında Türklerin aristokrasisinden olup, T’ang Hanedanlığı’ndan itibaren Uygurların başveziri olagelmişlerdir. Onların ataları Tonyukuk’tur” diye belirtmiştir. Tarih kaynaklarında,Tonyukuk’un torunlarından Keçipur adında bir zatın 13. yüzyılda İdikut devletinin veziri olduğu belirtilmektedir. Buradan anlaşıldığına göre, Tonyukuk’un torunları bu görevi Yuan Hanedanlığı dönemine kadar kesintisiz sürdürmüşlerdir.
Yuan Hanedanlığı döneminde, İdikut Uygur devletine mensup pek çok siyasetçi, ekonomist,diplomat, tercüman ve teknisyenin Hanbalık’ta (Bugünkü Pekin) görevlendirildiğini yukarıda dile getirmiştik. Tonyukuk’un torunları da Hanbalık’ta görev alanlar arasında bulunmaktadır. Ancak Tonyukuk’un torunları, Hanbalık’ta; Çin kültürünün etkisiyle Çince soyad kullanmaya başlamışlar.Bunlar kendilerine “Xie” (Şie) kelimesini soyad olarak seçmişlerdir. “Xie” (Şie) ise “Selenga nehri”ninÇince transkripsiyonu olan “Xie-lien-jie-he” isminin ilk hecesidir. Tonyukuk’un torunları Çince “Xie” (Şie) soyadını aldıktan sonra, onlara “Xie soylular” ya da “Selengalılar” denmiştir.40 Daha önce bahsettiğimiz Samga/ Senge adının da “Selenge” den gelmiş olması mümkündür. Tonyukuk ’un torunlarının 13. yüzyılda bile Türklüğün kutsal mekânlarından biri olan Selenga’yı soyad olarak kullanmaları, onların vatan sevgisini, vatana bağlılığını ve Türklük şuurunun ne denli yüksek olduğunu göstermektedir.
Xie soyluların bir kısmı Yuan Hanedanlığı döneminde Kore’ye gitmiş ve Kore’de önemli görevler üstlenmişlerdir. Bunlardan Xie Ji-du’nun oğlu Xie Sun 1359 yılında çocuklarıyla birlikte Kore’ye gidip Song-jing şehrine yerleşmiş, Ağustos 1360 yılında ona “Koço beyi” unvanı verilmiş.Daha sonra “Fu-yuan beyi” namı da verilerek Kore’de önemli imtiyazlara sahip olmuştur.O,Kasım 1360 yılında 42 yaşında vefat ettiği zaman geride Chang-shou, Yan-shou, Fu-shou, Qing-shou ve Qian-shou adında beş oğlu ve üç kızı kalmıştı. Xie Sun’un büyük oğlu Xie Chang-shou (1341-1399),Kore’de Xin-yu (Şinyu) kral iken vezirlik yapmıştır. 1388 yılında, Kore generali Li Qing-gui askeridarbe yaparak kralı devirdiği zaman, Xie Chang-shou kralın veliahtları arasında arabuluculuk yapmış, bu olaydan sonra, o daha önemli işlerden sorumlu vezir olarak görev almıştır. Xie Chang-shou 1370, 1387,1388, 1391, 1396, 1398 yıllarında Kore krallığı tarafından Çin’e elçi olarak gönderilmiştir.1394 yılında ayrıca Tercümanlar Dairesi’nin başkanı olan Xie Chang-shou 1399 yılında 59 yaşındayken vefat etmiştir.Xie sülalesinden Xie Si de önemli bir devlet adamı idi. O, Yuan Hanedanlığı sona erdikten sonra Ming Hanedanlığı yönetimini kabul etmiş, 1368 ve 1369 yıllarında, Ming Hanedanlığı tarafından Kore’ye elçi olarak gönderilmiştir.
Kore’ye Giden Uygurların Kore Edebiyatı ,Müziğine Etkileri
Kore’ye giden Uygur Türkleri , sadece Kore’nin siyasi yaşamına değil, edebiyat ve kültür yaşamına katmış, Kore kültürünün zenginleşmesine vesile olmuşlardır.
Xie Sun ve onun oğlu Xie Chang-shou önemli devlet adamı olmanın yanı sıra, Kore edebiyat tarihinde çok önemli yeri olan şairlerdendi. Xie Sun’un Çin’de ve Kore’de yazdığı 700’den fazla şiiri bulunmuştur. Bu şiirler Kore’de toplanıp “Yeni Zikir-name Hatıraları” adıyla basılmıştır.Bu şiirler, sonraki çeşitli şiir antolojilerinde yer almıştır. Xie Chang-shou da aynı zamanda bir şairdir.“Qi Şiirleri” “Qingqiu Manzaralarıyla İlgili Şiirler” adlı şiir antolojilerinde, ona ait 10bentlik şiir bulunmuştur.“Söğüt Dalları”, “Bahar İntibaları”, “Olaylar”, “Balıkçı Dede”, “Bahar Endişeleri” başlıklı şiirler ona aittir.Çinilerce Hu-yue denilen Türkistan müziği, Kore’de Ho-ak olarak bilinmekteydi. Türkistan müziğinin Kore’ye girmesiyle Kore müziği de bu müzik ve müzik aletlerinden etkilenmişti. Ho-mu denilen Türkistan dansı ve Ho-ka denilen Türkistan şarkısı Korelilerce icra ediliyordu. 14. yüzyılda,Ho-chok denilen Türkistan çalgısın da Kore’de çalınmakta olduğunu Dr. Hee Soo-Lee’den öğreniyoruz.
Bunların dışında, Türkistan’da üretilen kavun, karpuz, üzüm ve pamuk gibi zirai ürünler de Türklerin etkisiyle Kore’de yetiştirilmeye başlamıştır.
Hatta ham kristalden yapılan gözlük de Uluğ Türkistan’dan gelen Türklerden öğrenilmiş.Kristal gözlük 14. yüzyılda önce Çin’de kullanılmaya başlamış ve sonra da Kore’de yapılmaya başlamıştır.Bunların dışında şehriye ve hamur tatlısı gibi tatlı türleri de Türklerle birlikte Kore’ye girmiştir.13. yüzyılın ikinci yarısından 14. yüzyılın ortalarına kadar, Kore’de Uygur yazısı ve Uygur Türkçesinin kullanımı çok yaygınlaşmış ve gayr-i resmi bir saray dili hâline gelmiştir. 15. yüzyılda bile,Uygur Türkçesi Kore’de çok önemli bir yabancı dil konumundaydı.
1)7 Hee-Soo Lee, İslam ve Türk Kültürünün Uzak Doğu’ya Yayılması, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 1988
2) Prof. İnayet Alimcan- Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü-Türklerin Uzakdoğu siyası ve Kültür tarihine etkileri(Tang ve Yunan Hanedanlığı dönem)