Dünya Türkleri tarafından Türklüğün sarsılmaz kalesi olarak kabul edilen Türkiye’de kadim Türk yurdu Doğu Türkistan’la ilgili faaliyetler belli dönemlerde yasaklanmıştır. Bu dönem Anasol-D Koalisyon başı, sistemin adamı olan ANAP lideri Mesut Yılmaz Doğu Türkistan’ın Ay-Yıldızlı Gök Bayrak’ının asılmasını resmen yasaklayan ilk Başbakan’dır. Şimdiyse Cumhur-İttifakı döneminde Doğu Türkistanlıların faaliyetlerine kısıtlama vardır.
Ecevit-Devlet Bahçeli- Mesut Yılmazın koalisyon ortağı olduğu 1998 yılında . 23 Aralık 1998 tarih ve 36 sayılı Başbakanlık gizli genelgesiyle Türkiye’de Doğu Türkistan’ın adının anılmasını ve Doğu Türkistan’ın Ay-Yıldızlı Gök Bayrak’ının asılmasını resmen yasaklayan Mesut Yılmazdır
Mesut Yılmaz döneminde, Türkiye’de bulunan Doğu Türkistanlılar’ın kurdukları dernek ve vakıfların faaliyetleri sınırlanmıştır.
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Çin ziyareti sırasında “Suçlularla Mücadele İş Birliği Anlaşması” imzalamıştır. Doğu Türkistanlılar terörist olarak nitelenmişlerdir.
AKP hükümetince Mayıs 2017’de “Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Anlaşması” adıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından imzalanmıştı.Çin’de Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi, Çin ile Türkiye arasında 2017’de imzalanan fakat TBMM’nin henüz onaylamadığı “Suçluların İadesi Anlaşması”nı oylayarak kabul ettiğini duyurdu.
Cumhur İttifakının ortağı MHP kamp mağduru ailelere randevu vermedi.
Aileleri Pekin yönetimi tarafından “toplama kamplarına” alınan Uygur Türklerinin Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu önündeki oturma eylemi 18. gününe girdi ama bugün İstanbul polisi, Uygurların konsolosluk binasının önüne gitmelerine izin vermedi.
İstanbul Valiliği yöneticilerinin eylem yapan Uygurlara “eylemi bitirin” talebinde bulunduğu öğrenildi.
İstanbul Çin Konsolosluğu önünde 17 gün eylem yapan Uygur aileler İstanbul Valiliği’nin dilekçelerin kabulü için aracı olacağını belirtmesinin ardından eylemlerine ara verdi.Bu süreçte bir gelişme olmayınca aileler bu kez de Ankara’daki Çin Büyükelçiliği önünde nöbet eylemine başladı. Eylemin 5. gününde 4 kişi polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı.
Çin’in insan hakları ihlallerini ve zulmünü çeşitli faaliyetlerle dünyaya duyurmaya çalışan Uygur Türkü aktivist Abdülşükür Abdülbasit (İhsan) gözaltında. Kendisi Türkiye’ye geldiği için tüm aile üyeleri Çin hükumeti tarafından toplama kamplarına alınan, babası Çin Komünist Partisinin (ÇKP) sorgulamalarında öldürülen, annesinden ise 4 yıldır haber alamayan ve hak arayışını sürdüren Uygur aktivist İhsan, 20 Kasım gecesi evine gerçekleştirilen bir baskınla gözaltına alındı.
İyi Parti tarafından “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Uygur Türk halkına yönelik insanlık ve vicdan dışı eylemlerinin araştırılması ve sonuçlarının uluslararası topluma deklare edilmesi” amacıyla Meclis araştırma önergesi Ak Parti oylarıyla reddedildi. MHP ise çekimser oy kullandı.Önergeyi reddetme gerekçelerini açıklayan Ak Parti Milletvekili Atay Uslu, bazı mihrakların Uygur Türkleri meselesini kendi çıkarları ile Çin’in arasındaki bir mücadelenin parçası hâline getirdiğine vurgu yaptı, “CIA’nın, FETÖ’nün tuzağına düşmeyelim” dedi.
Halbuki Fetöcüler hiç bir zaman Doğu Türkistanlıları desteklemediler. Çinin resmi haber ajansı Xinhua Haber Ajansı’nın, AA ve DHA gibi Türkiye’nin önde gelen haber ajanslarıyla değil de FETÖ’nün Cihan haber ajansıyla çalışmayı tercih etmişti.Fetöcü Cihan Haber Ajansı (Cihan) ile dünyaca ünlü Çin devlet ajansı Xinhua arasında işbirliği anlaşması imzalamıştı.
Fetüllah Gülen, Cemaatının yayın organlarına verdiği mülakatta şu sözleri sarf etmiştir. ”Çin, Sincan’da, Doğu Türkistan’da Türk diye bir şey yok. Belli bir dönemde Müslümanlaştırılmış Çinliler var” diyerek Çinin resmi tezlerinin savunmuştu.
Bugün Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine soykırım yapıldığını Dünyanın medeni İnsan haklarına saygılı ülkeleri kabul ediyor.Milyonlarca Doğu Türkistanlının ailesi Çinin Nazi kamplarındadır. Doğu Türkistanlı kamp mağdurlarını aileleri ”Ailem nerde ” diye ailesinin akıbetini Çine sorarken Uygur Türkleri meselesinde CİA ve Fetönün parmağını aramak trajikomiktir.
Türkiye’de Çinin yalanlarını pazarlayan Çin’in Türkiye’deki sesi olan Çinci-Maocu ekibin çıkardığı adı “Aydınlık” kendisi karanlık paçavranın yalanlarına inananlar var. Onlar, “Amerika sahip çıkıyorsa Çin haklıdır” gibi ahlâki, vicdani hiçbir haklı tarafı olmayan mazeretler üreterek Doğu Türkistan davasının yılmaz savunucularını Fetöcülükle CİA ajanı olmakla suçluyorlar.
ANASOL-D HÜKÜMETİ DÖNEMİNDE ÇİN DİKTATÖRÜ JİANG ZEMİNE DEVLET NİŞANI VERDİLER
2000 yılının Nisan ayında Çin devlet başkanı Jiang Zemin, Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunuyordu. Yüzlerce kişinin zulüm ve işkence ile katledilmesi ve binlerce kişinin tutuklanması ile sonuçlanan işgalci Çin’in 05 Şubat 1997 Gulca katliamının kanı kurumamış ve zulmün ve katliamın acı hatıraları ile Annelerin gözyaşı ve feryatları daha dinmemişti. Çin devlet başkanı Jiang Zemin, Türkiye’yi ziyaret etti. Türkiye hükümeti de Zemin’i “devlet liyakat nişanı”yla ödüllendirdi.
“57’nci ANASOL-M Koalisyon Hükûmeti” döneminde 19 Nisan 2000 tarihinde Türkiye’yi ziyaret eden Kızıl Çin Devlet Başkanı komünist diktatör Jiang Zemin’e, Çankaya Köşkü’nde “Ata yurdumuzdaki soy ve din kardeşlerimize uyguladığı mezalim için bir armağan” olsa gerek(!) “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” takdim edildi. Bu durum, Doğu Türkistan Türklerini ve Doğu Türkistan göçmeni kardeşlerimizi derinden yaralamış ve yıkılmıştı.
Devrin Cumhurbaşkanı ve siyasi yaşam boyunca hiçbir zaman dış Türkler ile ilgilenmeyen, Türk Dünyasına sahip çıkmayan, Süleyman Demirel, Çin Cumhurbaşkanı’na ödül verilmesi için her türlü şeyi yapmıştır. Türkiye’de devlet nişanı nasıl veriliyor? Çin askerleri Doğu Türkistan’da 7-8 aylık hamile kadınların karınlarını deşerek doğmamış bebekleri öldürürken, Türkiye’de bu katile nişan verildi. Çin devlet başkanının devlet nişanı ile taltif edilmesi, Çin yönetiminin bu gayri insani uygulamalarını tasvip, takdir ve teşvik etmek, bu zulmü alkışlamak anlamına gelir.
Çin devlet başkanı Jiang Zemin devlet nişanı ile taltif edildi. Doğu Türkistan’da Türklere yapılan soykırım ve asimilasyon politikasına adeta “bravo, iyi yaptın” denildi.
KIZIL SARI ŞEYTAN X JİMPİNG: “TÜRKLERE ACIMAYIN, MERHAMET GÖSTERMEYİN, EZİN, YOK EDİN!”
ÇKP Politbüronun 19 Mart 1996’da Doğu Türkistan ile ilgili aldığı on karardan birisi şöyleydi: “Doğu Türkiye siyasetimizi kuvvetlendirmeliyiz. Ve merhametsiz bir ordu kurmalıyız.” Tabi bu Çin’in yeni bir uygulaması değildir. Çin yönetimi her zaman “yakındakini ez, uzaktakini oyala” siyaseti uygulamıştır.
Çin asimilasyon merkezli politik ve sosyal tasarımlarla Doğu Türkistan Türklerini sistematik şekilde Çinlileştirmeye çalışmaktadır. Batı kaynaklarına göre 3 milyon Doğu Türkistanlı, Çin’in toplama kamplarında işkence görmektedir. Bu durum Doğu Türkistan’ın işgal edilmiş sömürge ülke olduğunu teyit etmektedir.
Çin Komünist Partisi’nin sert taktikler ve toplama kampları yöntemine başvurulması 2014 yılına dayanıyor. O yıl Çin Komünist Partisi lideri ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping iktidara geldikten bir yılı aşkın bir süreden sonra Urumçi’ye 4 günlük bir ziyaret gerçekleştirmiş, bu ziyaretin son gününde bir olay olmuştu.
Bunu bahane eden Pekin rejimi “Sert olmalıyız, merhamet göstermeyin” diyordu. Peş peşe saldırıların ardından bölgeye giden Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 2014 yılı Nisan ayında yaptığı ziyaret sırasında Çin güvenlik makamlarına “acımayın, yok edin, topyekün savaş” talimatı vermiştir. Çin lideri “kesinlikle merhamet göstermeyin, diktatörlüğün tüm araçlarını kullanın” demiştir.
Çin lideri Xi Jinping bölgede yetkililere yaptığı konuşmada doğrudan kitlesel gözaltı merkezi kurulması talimatını vermese de parti yetkililerine bölgede Uygur Türkünün kökünün kazınması için diktatörlüğün tüm araçlarını kullanmaya çağırmıştır.
Çin, Doğu Türkistan’da bir devlet olarak işgalcidir, işkencecidir, zalimdir, her türlü kötülüğün failidir.
Çin’in baskıları sonucu Türkiye’nin Doğu Türkistan Türkleri’nin faaliyetini yasaklaması ve Türkiye’de üslenen Doğu Türkistanlılar’a baskı uygulaması özgürlük mücadelesi veren Uygur Müslümanları’nı yeni arayışlara itti. Yıllardır Çin zulmüne karşı Türkiye’de mücadele veren Doğu Türkistanlılar için şimdi Batının demokratik ülkeleri ABD,Kanada ,Hollanda yeni umut kapısı oldu. Doğu Türkistan davasında Türkiye’nin bıraktığı boşluğu dolduran bu ülkeler bu insanlara kapılarını sonuna kadar açtı.
Doğu Türkistan davasını ve Uygur Türklerini sözde milliyetçiler sattı.
Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden Parti Uygurlara uygulanan zihinsel,fiziksel yeni Boraltan faciasının neresindedir.