İnsan davranışları genellikle birbirlerine bağlıdır. Örneğin, Jennifer Dukes Lee adlı bir kadının durumunu ele alalım. Lee, üniversiteyi bitirdikten sonra kırklı yaşlarına kadar 20 küsur yıllık yetişkin yaşamı boyunca, yalnız yaşadığı evinde annesinin veya misafirlerinin evini ziyarete gelmesi dışında yatağını asla toplamadı. Bir noktada, tekrar denemeye karar verdi ve görünüşte önemsiz bir başarı gibi dursa da dört gün üst üste yatağını toplamayı başardı. Sonrasında içten gelen bir toparlama güdüsü ile dördüncü günün sabahı yatağını toplamayı bitirdiğinde, odanın etrafına dağılmış bir çift çorabı ve kıyafetleri de katladı. Sonra kendini mutfakta buldu, günlerdir lavabonun içerisinde bekleyen bulaşıkları çıkarıp bulaşık makinesine yerleştirdi. Ardından kiler dolabını açıp Tupperware’lerini yeniden düzenlemeye başladı. Daha sonra kendisiyle röportaj yapıldığında, Jennifer bu süreci şöyle açıklıyor: “Yatak toplama eylemim bir dizi küçük ev işleri zincirini başlatmıştı. Kendimi bir yetişkin gibi hissettim, artık daha mutlu ve sorumluluklarımı yerine getirebileceğim için daha özgüvenliyim. Düzeltilmiş bir yatak, temiz bir lavabo, düzenli bir kiler dolabı gibi basit işlemler enerjimi oldukça artırmaya başladı.” Jennifer aslında Domino Etkisini yaşıyordu.
Domino Etkisi Nedir?
Domino Etkisi, bir davranışınızda değişiklik yaptığınızda, bunun zincirleme bir reaksiyonu etkinleştireceğini ve ilgili davranışlarınızda da bir değişikliğe neden olacağını belirtir. Bu teoriye kanıt olacak nitelikte, 2012 yılında Northwestern Üniversitesi’ndeki yapılan bir araştırmada, insanların her gün hareketsiz geçen boş zamanlarını azalttıklarında, günlük yağ alımlarını da düşürdükleri sonucuna vardı. Araştırma esnasında yapılan gözlemlerde katılımcılara asla daha az yağ yemeleri söylenmedi, ancak beslenme alışkanlıkları; doğal bir yan etki olarak gelişti. Bir alışkanlık diğerini tetikledi ve bir domino taşı diğerini devirdi. Kendi hayatınızda da benzer durumları fark edebilirsiniz. Günlük yaşamdan bir örnek vermek gerekirse, örneğin düzenli spor salonuna gitme alışkanlığına bağlı kaldığınızda herhangi bir genel planlama yapmamış olmanıza rağmen; doğal olarak kendinizi, işinize daha odaklanmış ve geceleri daha sağlıklı uyuyor buluyorsunuz. Bunun yanı sıra Domino Etkisi, olumsuz alışkanlıklar için de geçerlidir. Örneğin telefonunuzu kontrol etme alışkanlığınızın, sosyal medya bildirimlerine tıklama alışkanlığınızı tetiklediğini, bu da sosyal medyaya kontrolsüzce göz atma alışkanlığınızı ve 20 dakika daha ertelemeye yol açtığını görebilirsiniz. Stanford Üniversitesi profesörü BJ Fogg’ un dediği gibi:
“Tek bir davranışı asla değiştiremezsiniz. Davranışlarımız birbirine bağlıdır, bu nedenle bir davranışı değiştirdiğinizde diğer davranışlar da değişir. “
Domino Etkisinin İç Yüzü
Yakından baktığımızda bu etkinin oluşmasında iki temel neden vardır. Birincisi, günlük hayatımızı oluşturan alışkanlıkların ve rutinlerin çoğu birbiriyle ilişkilidir. Yaşamın sistemleri ile insan davranışları arasında istisnası bulunmayan şaşırtıcı bir bağlantı mevcuttur. Hayatın akışının ayrılmaz parçaları olan olayların doğasında var olan ilişki, yaşamın bir alanındaki seçimlerin, yaptığınız planlardan bağımsız olarak diğer alanlarda şaşırtıcı sonuçlara yol açmasının temel nedenidir. İkinci olarak, Domino Etkisi; insan davranışının temel ilkelerinden ikisini kullanır: bağlılık ve tutarlılık. Bu olgu, Robert Cialdini’nin insan davranışı üzerine yazdığı “İknanın Psikolojisi” adlı klasik kitabında açıklanmıştır. Temel fikir şudur: İnsanlar bir fikre veya hedefe çok küçük bir şekilde bile olsa bağlı kalırlarsa, bu taahhüdü yerine getirme olasılıkları daha yüksektir çünkü artık bu fikri veya hedefi kendi imajlarıyla uyumlu olarak görmeye başlarlar. Yazının başındaki hikayeye dönecek olursak, Jennifer Dukes Lee, her gün yatağını toplamaya başladığında, “Temiz ve düzenli bir insanım” fikrine küçük bir taahhütte bulunuyordu. Birkaç gün sonra, evinin diğer alanlarında da bu yeni öz imajının etkisinden dolayı oluşan sonuçları göstermeye başladı. Eskisine göre artık çok daha tertipli bir insan olmuştu. Bu durum Domino Etkisinin ilginç bir yan ürünüdür. Bu etki sadece bir dizi yeni alışkanlık oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda kişisel değerleriniz arasında bir değişime vesile olur. Her bir küçük domino taşı düştüğünde, siz kendiniz hakkında yeni şeyleri keşfetmeye ve bunların sonuçlarını temellendirerek yeni alışkanlıklar edinmeye başlarsınız.
Domino Etkisinin Kuralları
Domino Etkisi, sadece başınıza gelen bir rastlantı değil, aynı zamanda sizin meydana getirebileceğiniz bir olgudur. Doğal olarak bir sonraki başarılı eyleme yol açan yeni davranışlar oluşturarak iyi alışkanlıkların zincirleme reaksiyonunu ateşlemek sizin elinizdedir. Bu işi gerçek hayatta yapmanın temel anahtarları vardır.
İşte Domino Etkisinin temel üç kuralı:
- Yapmaktan en çok mutlu olduğunuz bir işle başlayın. Küçük bir iş dahi olsa başlayın ve bunu sürekli yapın. Bu sayede sadece tatmin edici hissetmekle kalmayacak, aynı zamanda olmak istediğiniz düzenli kişiye dair motive olacaksınız. Biri düştüğü sürece hangi domino taşının önce düştüğünün önemi yoktur değil mi?
- Her bir işlemde bitirmek için ivmenizi mutlaka koruyun ve motive olduğunuz bir sonraki göreve geçin. Bir görevi bitirmenin ivmesi sizi doğrudan bir sonraki davranışa götürsün. Her tekrarda, yeni öz imajınıza daha fazla bağlı olacaksınız.
- Bir sonraki adım için şüphe duyduğunuzda, her şeyi daha küçük parçalara ayırın ve gözünüzü korkutmasına izin vermeyin. Özellikle yeni alışkanlıklar denerken, onları küçük ve yönetilebilir tutmaya odaklanın. Unutmayın, Domino Etkisi, sonuçlarla değil, ilerlemeyle ilgilidir. Sadece ivmeyi koruyun. Bir domino otomatik olarak diğerini devirdiğinde işlemin tekrar etmesine izin verin.
Bu süreçte eğer ilk alışkanlık, bir sonraki davranışa yol açmazsa, bunun nedeni genellikle sürecin bu üç kurala uymamasıdır. Dominoların düşmesini sağlamanın birçok farklı yolu vardır. Heyecan duyduğunuz davranışa odaklanın ve hayatınız boyunca devam etmesine izin verin.
KAYNAK: Çeviri, How to Create a Chain Reaction of Good Habits by James Clear