Pek çok genç kadın ve erkek duygusal ilişkiye başlamakta ve sürdürmekte sorun çekiyor.
Pek çok genç kadın ve erkek duygusal ilişkiye başlamakta ve sürdürmekte sorun çekiyor. Son yıllarda çok dinlediğim, gözlemlediğim bir konu ikili ilişkilerdeki sorunlar…
İkili ilişkilerdeki sorunlar, ayrılıklar, ihanetler söz konusu olunca erkeklerin kadınlarla ilgili kadınlarında erkeklerle ilgil pek çok fikri hatta sabit fikri mevcut.
Örneğin;
Kadınların erkeklerle ilgili en çarpıcı önyargıları:
- Erkeklere güvenilmez.
- Her erkek aldatır.
- Erkekler ilişkide tek şey ister; cinsellik!
- Erkeklere istediğini hemen vermeyeceksin yoksa senden soğur.
Erkek tarafına sorduğunuzda ise önyargılı cümleler:
- Kadın milleti değil mi güvenmeyeceksin!
- Ah şu kadınlar bir sözleri diğerine uymaz.
- Kadınlar hep naz hep kapris, hiç anlamıyorum ki neden! Akıl sır ermez!
Liste uzar gider…
Bizim burada ele alacağımız konu insanlar hakkında ki düşüncelerimizi tamamen silip, özeleştiri yapacağız.
Kendinize şu soruyu hiç sordunuz mu ?
Peki ben ilişkilerimde nasılım, insanlara nasıl yaklaşıyorum ?
Bu soruyu kendinize sordunuz ve kusurlarınızı buldunuz peki bunları nasıl düzeliriz hadi başlayalım.
İlişkilerde baş belası ikili: Fevrilik ve inatlaşma
Peki bununlardan nasıl kurtulacağız ?
FEVRİLİK NASIL ENGELLENİR?
Hislerinizi tanımlayın. Fevri davranmaya başladığınızda hangi duygunun daha baskın olduğunu belirleyin. Sıkkın mısınız? Sinirli ? Görmezden gelinmiş? Umursamaz? Kontrol dışı? Tetikleyicilerinizi öğrenin böylece bir dahaki seferde dürtüleriniz baskın olduğunda kendinizi kontrol altına alabilirsiniz.
Sonuçları düşünün. Dürtülerinizi dinlemek pozitif sonuçlar doğurabilir, ancak genelde sonradan pişman olacağınız şeyler yaparsınız. Patronunuza kızıp ofisteki herkese onun hakkında mail attığınız zamanı ya da kocanız size sürpriz doğum günü partisi hazırlarken sizi aldattığını düşünüp ona bağırdığınız zamanları düşünün.
10 derin nefes alın. Eğer fevri bir hareket etmeden önce vücudunuza dikkat ederseniz, hızlı ve derin olmayan nefesler aldığınızı, hatta aslında nefes almadığınızı fark edeceksiniz. Derin nefes alın, temiz havanın tadını çıkarın ve odaklanın, sonunda iyi hissedeceksiniz.
Kendinize demek için bir şey ezberleyin. Örneğin, eğer bir alışveriş bağımlısıysanız kendinize “İhtiyacım olan her şeye sahibim” deyin. Eğer öfke dürtüleriniz varsa, “ (Kişi ya da durum yazın)’un sonradan pişman olacağım bir şeyi yapmasına izin vermeyeceğim” deyin.
Hava alın. Fevri davranmanıza neden olan durumdan biraz uzak durun.
İnat etmeyi bırakın!
Kararlı olmak ile inatçı olmak eşdeğer kavramlar değildir. Kararlılık sonuca odaklanmayı getirir. İnatçılık ise amaca ya da yönteme yoğunlaşmayı. Amacın ya da yöntemin sonuca ulaşmaktan daha önemli olması ise hatalar da ısrar etmeyi beraberinde getirir…
Kararlılık ile inatçılık, çoğu zaman birbirine karıştırılan iki kavramdır. İnatçılığın olumsuz bir anlamı da olsa, her şeye rağmen içindeki kararlılık unsuru dolayısıyla hoşuma giden bir yanı vardır.
Ancak ne kadar hoşuma gitse de, inatçılığın içinde akılcılığın bulunmaması, bu tutuma beslediğim hoşgörünün çabuk bitmesine yol açar. Öncelikle inatçılığı bir tanımlamaya çalışayım. İnatçılık amaca ve yönteme aşırı bağlılığın sonuca yarar sağlamadığı halde gösterilen ısrardır. Bu konuda halk arasında verilen en güzel örnek ’keçi inadı’ sözüdür. Meşhur öyküdür; iki keçi ağaçtan bir köprüde karşılaşmışlar ve her ikisi de diğerine yol vermediği için köprünün orta yerinde kilitlenmişlerdir. Bu tür bir inat, her iki keçinin de esas amaçlarına -köprünün diğer ucuna geçme amaçlarına- ulaşmalarına engeldir. Çocuklar kendilerini sıklıkla çıkmaza sokacak şekilde inatlaşırlar. ’Bunu giymeyeceğim’, ’bunu yemeyeceğim’ gibi aslında inat etmenin belirli bir işlevi gerçekleştirmeyeceği konularda ısrarlı olabilirler. Özellikle sadece erişilebilir tek bir kıyafet varsa, ’bunu giymeyeceğim’ demek anlamsızdır. Aynı şekilde inatçı biriyle başa çıkmanın yolu da basittir; ona yol vermek. Eğer tek şeritli bir köprüde ben bir keçiyle karşılaşırsam, geriye gitme pahasına hemen yol veririm. Çünkü aksi takdirde çok zaman kaybedeceğimi ve bu inadın bir işe yaramayacağını bilirim. Buradan anlaşılacağı üzere karşılıklı inatlaşma bir tür tuzaktır.
Buradaki amacımız ikili ilişkilerimizi daha sağlıklı bir duruma getirmek ve bunun içinde öncelikle kendimizden başlamalıyız. Öncelikle inatlaşmayı ve fevrilik konusu üzerinde durduk daha sonra ki blogda devamı gelecek…