Bölüm 11 : Güçlü Bir İpucu…
Max, Tony ve Natasha gördükleri insansız hava aracını çok beğendiler. Max, biraz incelemeden sonra Bayan Helen’e dönüp:
— Bu araç kullanıma hazır mı?
— Emin değilim, hazır olmayabilir. Neden sordun?
— Kevin’ı kurtarırken işimize yarayabilir.
— Bu çok iyi bir fikir ama nasıl emin olabiliriz bunun çalıştığından.
— Benim bir fikrim var. Bir dakika lütfen, izninizle. dedi ve kenara çekilip Tom’u aradı.
— Hey Tom, benim olduğum yeri bul ve yanına Jack’i alıp buraya gel, anlaşıldı mı?
— Anlaşıldı 15 dakikaya oradayız.
Max, telefonu kapatıp diğerlerinin yanına döndü ve:
— Şimdi anlarız. Bayan Helen benimle gelir misiniz lütfen bu işi çözecek kişileri buldum, birazdan gelirler.
— Elbette, Elena sen onlar ile (Tony ve Natasha’yı işaret ederek) kal biz birazdan geliriz.
— Tabii ki anne, hadi ben sizi gezdireyim.
Dışarı çıktıktan bir kaç dakika sonra bir ses geldi ama haberciler gitmişti. Max, eline silahını aldı ve sesi dinledi. Sonra bir konuşma sesi geldi. Bu Tom’un sesiydi.
— Hadi ama Max, bu kadar paranoyak olma. dedi.
Max, sesin sahibini ararken insan vücudu şeklinde bir zırh havadan arkalarına indi. Küçük bir toz bulutu oluştu. Zırhın yüz kısmında bir insan yüzü vardı bu Tom”du. Tom:
— Havalı değil mi?
Max, ona cevap olarak:
— Evet, ama Jack nerede?
— Şey, o henüz alışamadı. dedi ve birden yer sarsıldı. Yolun karşısından büyük bir toz bulutu yükseliyordu. Hemen oraya gittiler. Tom’un zırhının kol kısmından bir pervane çıktı ve çalıştırdıktan sonra toz bulutu dağıldı. Bir öksürük sesi geldi, bu Jack’ti. Jack:
— Bişey mi kaçırdım. dedi. Max:
— Hayır, dostum her zaman ki gibi tam vaktinde buraya geldin.
Jack’i çukurdan çıkarıp evin önüne getirdiler. Jack, iyiydi ve zırh sapasağlamdı. Max:
— Bu zırhı nasıl yaptınız?
— Biraz zeka, biraz kas gücü, biraz litranyum ve enerji içinse periliyoksit kullandık. dedi ve gülmeye başladılar.
Jack ve Tom zırhlarını çıkardılar. Zırh küçülüp bir çantaya dönüştü. Tom:
— İşte teknoloji diye ben buna derim! diye haykırdı.
Bir kaç dakika sonunda gizli yere geçtiler. Jack ve Tom aracı incelemeye başladı. Biraz inceledikten sonra Tom:
— Vay canına, bu harika bir araç kamufle özelliği var, nükleer füzesi var, litranyum kalkanı var bunlar harika.
Tom ve Jack biraz daha inceleme yaptıktan sonra bir test uçuşu yapmak için kumandasını kullandılar. Sorunsuz çalışıyordu. Hazır gibiydi. Max:
— Bayan Helen bu uçaklar buradan nasıl çıkıyor?
— Tabii ki gizli geçitten. dedi ve ıslık çaldı. Sesli Asistan Dipp:
— Çıkış açılacak onaylıyor musunuz Bayan Helen?
— Evet.
Hangarın sonunda bir kapı açıldı. Dışarı çıktılar, dışarıdayken gizli çıkışın adını nasıl aldığını anlamak pek zor olmuyor çünkü dışarı çıkınca sanki dağın bir parçası gibi gözükmesini sağlayan bir hologram bulunuyor. Uçağı dışarı çıkarıp bir kaç test yaptılar. Tom kumandayla onu kontrol ediyordu. Dik iniş ve kalkış yapabiliyordu. İsteyince uçak hologramları da oluşturabiliyordu. Sürü halinde görünüp uçağın vurulma ihtimalini düşürmek için bulunuyorlardı ve düşmanının gözünü korkutmak için diye düşündü Max. Şimdi merkeze dönebilirlerdi. Bayan Helen’den uçağı istedikten sonra Tom ve Jack zırhlarıyla, Max, Tony ve Natasha ise araçlarıyla merkeze doğru yol aldılar ve uçak görünmez olup Tom’un kontrolünde merkeze gidiyordu.
Merkeze geldiklerinde uçağı hangara sokmak için yerde büyük bir giriş açıldı çünkü merkez yer altındaydı. Merkeze girdiler ve dinlenmek için biraz oturdular ayrıca Jack, Bayan Susan’a göründü. Ama Jack’in bir şeyi yoktu. Zırh onu iyi korumuştu. Biraz dinlendikten sonra Tom söze girdi:
— Peki, hiç planımız var mı?
Max, başını iki yana salladı ve:
— Maalesef hayır.
— Ne yapacağız?
— Hiçbir fikrim yok.
— Harika.
Herkesin morali bozuktu, çünkü ellerinden bir şey gelmiyordu. O sırada Tom birden ayağa kalktı ve laboratuvara doğru koşmaya başladı. Bunu gören diğerleri onu takip etti.
Tom, ekranda bir şeylerle uğraşıyordu. Max:
— Hey Tom, neler oluyor?
— Robot sinekleri tekrar göndermeye karar verdim.
— Ama neden, biliyorsun onları tespit ettikleri an imha ediyorlar. Aklında ne var?
— Peki ya Kevin orada değilse. Telefonunu kontrol ettim kaçırıldığında imha etmişler. Ama ya onun üzerinde başka bir elektronik madde varsa.
— Bir dakika ben bir telefon görüşmesi yapacağım.
Max, yanlarından ayrıldı ve Bayan Helen’i aradı. Telefon açılınca:
— Merhaba, Bayan Helen size önemli bir sorabilir miyim?
— Elbette.
— Acaba eşinizin üzerinde düşmanların tespit edemeyeceği bir cihaz var mı? Lütfen iyi düşünün Bayan Helen.
— Aslında evet zihnini cihazlara bağlayabileceğini düşündüğü bir çip üretti çip çalıştı fakat cihazlara bağlanamadı.
— Peki çipe ne oldu?
— Kendisini denek olarak kullandı ve çipi vücuduna enjekte etti.
— Hâlâ vücudunda mı?
— Evet.
— Teşekkürler Bayan Helen bu çok önemli bir ipucu bu herşeyi değiştirebilir.
— Size güveniyorum Max. Başarılar.
Max, telefonu kapattı ve hemen diğerlerinin yanına döndü. Max:
— Tom, robot sinekler merkezin dışından teknolojik aletleri tespit edebilir mi?
— Evet, peki bu ne işe yarayacak?
— Kevin’de bir çip var ve eğer robot sinekler oraya girdiğinde tüm sistemler kapanırsa çipin orada olup olmadığını tespit edebiliriz. Böylece Kevin’i bulabiliriz.
— Bu çok iyi bir fikir.
— Hadi, başlayalım.
Tom son kontrolleri yaptı ve sinekleri yolladı. Sinekler oraya doğru yola koyuldular ve bir kaç dakika sonra oradaydılar. Plan devreye girdi ve sineklerin bir kısmı havalandırmadan içeri girdi. Diğerleri ise tarama yapmak için merkezin üstüne uçtular. Önceden olduğu gibi sinekler tespit edilince merkezdeki tüm cihazlar kapandı ve merkezin üstündeki sinekler tarama yapmaya başladı. Sinekler tarama sonucu hiç bir şey bulamadı ve hepsinin bağlantısı kesildi. Muhtemelen sinyal bozucu çalışmıştı. Ama bu iyi haberdi, çünkü Kevin orada değildi. Şimdi Kevin’i bulmak daha kolaylaşmıştı.
KEVİN İÇİN YENİ ADIM…