Güç, eskiden bıçağı olanın yiyeceği olanın elindeyken günümüzde eşi benzeri görülmeyen bir değişime uğradı. Ve güç bu şekilde el değiştirmiş oldu.
Son 5 yıldır insanoğlunun elinden düşürmediği o telefonlardan girdikleri sosyal medya gücün merkezi olmuştu. Ve bu uygulamalar sayesinde insanların etkileşimi artmış ömürleri boyunca hiç gidemeyecekleri ülkelerle ilgili paylaşımlar görmüşler hatta o ülkelerin vatandaşları ile arkadaş bile olmuşlardı.
Evet güç sadece el değiştirmemisti . Şekil de değiştirmişti. Somut bir şeyken günümüzde soyut bir hale gelmişti.
Peki bu Güç tam olarak kimin elindeydi? 1 kişinin mi, 1 grubun mu, yoksa herkesin mi?
Ya da diğer bir soru? Bu gücü insanlar nasıl elde ediyorlardı, kazandıkları bu güçte emek var mıydı?
Aklımıza takılan bu sorularla boğuşurken, aslında en önemli noktayı kaçırıyorduk. Bu gücü insanlar neden çevre için, hayvanlar için ya da açlıktan ölen çocuklar için kullanmak yerine, neden bencillik gömleğini giyiyorlardı? Dünyaya sesini duyurabilme gibi bir fırsatı varken neden tek kendisini düşünüyordu? Ve her seferinde daha fazlasını istiyordu. İnsanoğlunun bu bitip bilmeyen gücü kötüye kullanışı bana Leigh Bardugo’ nun bir sözünü hatırlattı. ‘Dünyada sonu olmayan tek şey insanların açgözlülüğüdür’.Aslında bu söz her şeyi özetliyordu. İyi bir şekilde kullanılabilecek bir güç insanların bencilliği yüzünden maalesef farkedilemez bir hâl almıştı.