Gün batımı gerçekleşip gündüz yerini geceye bıraktığı zaman şehrin gerçek yüzü ortaya çıkmaya,her zaman geçtiğin sokaklar daha cazip gelmeye başlar.Gece,saçlarını uçuşturan bir rüzgar,şehrin kalabalığının sesi ve tüm bunlara tanık olabileceğin insanlardan uzak bir gözlemevi misali yer bu manzarayı daha da cazip kılacaktır.Bakışların sanki en uzak noktada bir şeyler bulabilmek için kendini zorlar.Sonra ışıklar dikkatini çekmeye başlar.Yoksa sana göz mü kırpıyorlar?
Geceleri şehrin ışıkları titriyor,yanıp sönüyor,hareket ediyor gibi görünür.Aslında olan şey nedir?Sintilasyon(Kırpışım).Işık kaynağından çıkıp gözümüze ulaşıncaya kadar farklı engellerle (basınç,sıcaklık,nem,rüzgar gibi) karşılaşır ve kırılmaya uğrar. Bu da ışınların düz bir yol izleyip bize ulaşmasını engeller ve ışık zikzaklı bir yol izler.Yayılan ışınlar bazen gözümüze isabet eder bazen de etmez.Böylece ışığın görebildiğimiz miktarı sürekli değişir ve ışıkları titriyor,hareket ediyor gibi görürüz.Yıldızları da böyle görmemiz buna bir diğer örnek.
Her ne kadar bilimsel bir açıklaması olsa bile uzaklara dalıp giderken yanıp sönen ışıkların bu atmosfere katkısı büyük.Aynı zamanda açılıp kapanan göz kapakları,alınan derin bir nefesin vücutta ilerleyişi ve kırılmaya uğrayan ışıklar kafanı dinlemene yardımcı birer eleman.