NEYE BAKTINIZ

Yazıma değil, sanırım? Siz fotoğraflara, videolara bakarsınız. Ya da magazin haberi olursa bakıyorsunuz. Şöyle gündemden inmeyen bir ünlünün dikkat çeken resmi olsa okursunuz. Sanattan, insan ilişkilerinden bahsetsem ve kitaplı, güzel atasözlü yazılar yazsam bakmazsınız, değil mi? Basit şeyleri anlamak kolaydır tabi. Ama siz niye basit olasınız? Biraz daha beyninizi kullandıracak yazılar okumak zor gelir.

Konuyla ilgili resim koymadım yazıma. Çünkü siz ne yazıldığıyla değil, fotoğrafın sizin hoşunuza gidip- gitmediğine göre bakıyorsunuz yazıya. Okumuyorsunuz bile. Sadece resimlere bakarak geçiyorsunuz. Bakmayın! Görün. 3. Kitabımda da sizleri uyandırmak istemiştim. AYNA olayım, AYNA tutayım demiştim ama AYNA hiç ortalara çıkmadan, yok oldu. Susturuldu.  Ben susmadım. Başka kitaplar yazmaya devam ettim. Siz de suskun kalmayın. Okuyun. Bakmayın. düşünün. Düşünceleriniz olsun. Kelimeye dönüşsün. Bakıp geçmeyin, okuyup öğrenin.

Resimlere bakıyorsunuz sadece. Okumaktan, öğrenmekten kaçıyorsunuz. Siz zaten gereken herşeyi bilerek doğdunuza inanıyorsunuz. Sorunlarınıza çözümü de bulursunuz kendi kendinize. Birierinin sizinle dertleşen yazılar yazması da önemli değildir. Niye yardım edip de canınızı sıkacaksınız ki zaten? Hatta siz bu hayatta hata bile yapmazsınız! Herşeyi biliyorsunuz ne de olsa. Okumanın mutluluğunu da bilmenize gerek yok! Okuma engelli olun. Siz herşeyi bilensiniz zaten.  Resimlere bakmak daha eğlenceli gelir. Altına Türkçe’yi katleden kelimeler de yazılmışsa daha da çok eğlenirsiniz. Ne gerek var bilmeye, öğrenmeye?  Kim zaman ayıracak o kadar çok yazıyı okumaya! Hayat zaten sıkıcı, insan eğlenmek- gülmek ister değil mi? Okumayın siz. Resimlere bakın sadece. Sonra bu yazıyı da yorumlamayın.Zahmet olur.  Düşünmeniz gerekir. Resme “beğen” yapıp çıkarsınız

Bakıp da görmeyenlerden olursanız hayatı eksik yaşarsınız. Okumadan, yaşarken hayatın büyük bölümünü ıskalayıp, öğrenemeden yaşayıp tüketirsiniz.  Herkes bir hayat yaşar. Kitap okuyanlar o kısacık ömürlerine çok hayat sığdırırlar. Okumak mutluluk kaynağıdır. Tadını  alan için tabi.  Siz yine trafikte yolcu olduğunuzda yanınızdan geçen arabaları sayın,  inşaat makineleri arasında yol yürüyün. Birileri sizin hayatınızı elinizden çalsın, özgürlüklerinizi kısıtlasın ama siz okuyup da öğrenmeyin!  Düşünemeyin! gerçekte ne olduğunu anlamadan yaşayın! Ot gibi! Haberiniz- bilginiz olmasın!  Sizi yıpratan herşeyle meşgul olun da yazılarla, kitaplarla ilgilenmeyin. Bir tek okumak kötü bir davranış zaten! Kendinizi okumakla yormayın.  Boşa zaman ayırmayın okumaya! Paylaştığım gibi saçma sapan resimlere bakın. Seversiniz siz!

Haa. Ne demek istediğimi anladıysanız ve sadece resme bakmayıp, yazımı da okuyabildiyseniz bravo size. Belki siz yorum da yazabiliyorsunuzdur. Ha? Eleştirmek kolay. Hadi siz de bir yorum yazmayı deneyin bakalım, nasıl yazılıyor? Okuyanları seviyorum.  Aynı yolda ilerlerken bir yerlerde yollarımızın kesişmesi ve tanışabilmek dileğiyle…

Dans Eden Kelimeler
Bale Sanatçısı, yönetmen Kağan Can Odabaşı ile eşi Editör, kitap yazarı Ayşegül Toker Odabaşı olarak yaşadıklarımızı, yaşam denen sahnede karşımıza çıkanları sizlerle paylaşmak istiyoruz.(Böyle diyerek başladık ama maalesef ben Ayşegül, tek başıma sürdürmek zorundayım. Eşim artık bu boyutta değil.)
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
^Kadınları severim^ diyen ve 13 kadını katleden bir seri katil Albert DeSalvo

^Kadınları severim^ diyen ve 13 kadını katleden bir seri katil Albert DeSalvo

Sonraki
RAHAT BIRAKIN

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.