KISA. KISA. KISA
3. kitabım Ayna’da da böyle bölümlere yer vermiştim. Bazı şeyler tadında bırakıldığında güzeldir. Yazı olabilsin diye boş yere uzatmadan, kısa notlar halinde de mesaj verebilir yazarlar. Ben de size 3. Kitabım AYNA’da olduğu gibi burada da kısa, kısa yazıcıklar yazıp paylaşacağım. Umarım beğenirsiniz.
ÖLDÜĞÜNÜZDE NE OLACAK?
Hiç düşündünüz mü? Öldünüz ve bu dünyadaki varlığınız ortadan kalktı. Artık 3 boyutlu bir varlık değilsiniz. Siz nerede olursunuz bilemem ama sizin arkanızdan üzülenler sadece en yakınlarınız olacaktır. Belki siz gittiğiniz için yalnız kalacak bir eş ya da bir anne en çok üzülen kişi olur. .
Yokluğunuzu dört duvar arasında hissedenlerin yalnızlığa alışması acı verici bir süreç olabilir ama yanlarında başka insanlar da olacağından (çocukları, çalışanları, kardeşleri, iş arkadaşları, eşi, akrabaları vs. olanlar) siz olmasanız da – bir süre sonra- aynı hayatlarına devam edecekler.
Tatilde gittiğiniz o dondurmacıda şimdi siz yoksunuz diye kimse yok mu? Başkaları dondurma yemiyor mu sanıyorsunuz? Gittiğiniz o güzel adada dolaştığınız yerleri dolaşan başkaları yok mu şimdi? O mekanda bir tek siz mi yemek yediniz ya da kahve içtiniz? Siz yoksunuz diye oralar boş mu kaldı? Yine birileri yemek de yiyor, dolaşıyor da, kahve de içiyor.
İnternette onca zamanınızı harcadınız da profilinizdeki fotoğraflarınız, yazışmalarınız, oyunlarınız öksüz kaldı diye bir şey mi olacak? Saatlerinizi tükettiğiniz profil hesaplarınız da öylece kalakalacak. Bir yerden sonra size yazılacak mesaj ve yorumlara yanıt da veremeyeceksiniz. Ne oldu? Ne geçti elinize?
Alışveriş çılgınlığına kapılıp, çok sevip, özenerek aldığınız onca bot, kazak, mont, çizme, çanta, takı, bakım ürünleri, mobilyalar, arabalar, ev ve araç aksesuarları da öylece kalacak. Harcadığınız ya da sakladığınız paranız, tasarrufunuz da size bir gün daha yaşama şansı veremeden kalacaklar. Bir daha onlara da el süremeyecek, kullanamayacaksınız. Belki eşyalarınızdan paylaştığınız ve ihtiyaç sahiplerine verdikleriniz varsa; onlar yüzünden adınız güzel anılır. İyilikle bahsederler sizden. Sadece o kadar. Onlar yaşadığı kadar ‘iyi biriydi’ olarak tanımlanırsınız.
Midenize indirdiğiniz o en lezziz yemekleri, içecekler…. Arkadaşlarla gülüp eğlenirken sınırsızca tükettiğiniz içkiler, sigaralar, mezeler de siz yoksunuz diye üretilmeyecek değil. Sizden sonra da birileri tüketirken tükenecek. Siz yok olacaksınız ama onlar her zaman var olacak.
Velhasıl kelam; siz öldünüz diye başkalarının da yaşamları durmuyor. Olmadığınız her yerde başkaları olacak ve yaşam döngüsü devam edecek. Dünyadaki varlığınız ortada olmadığında da herkes bildiğini yapmaya devam edecek.
Tarihe adınızı bırakacak işler, eserler yapmadınızsa zamanla sizi tanıyanlar da öldükçe siz de temelli unutulacaksınız, adınız da silinecek. Bu yüzden hatıralarda ölmeyecek güzel işler, güzel anılar, iyilikler bırakmak, yaptıklarınızdan yararlanacak insanların sayısını artırabilecek olmak; sizi ölseniz de unutulmaz kılacaktır. Bu dünyaya temelli veda etmeden önce yapabildiğiniz kadar iyilik ve güzellik katın ki; adınız iyilikle, hayırla,dua ile anılsın. Çok insanın unutamayacağı, kalplerine ve akıllarına kazınmış bir isim olun. yaptıklarınızla anılın ve yaşayın! Küfürle, beddua ve lanetle anılan isimlerden olmayın. Doğayı, canlıları, insanları, her hayvanı sevin ve koruyun. Onlar da can. Onlar da sizi iyi bir can olarak düşünebilsinler, anabilsinler.
İyiliklerinizle, eserlerinizle, onarıp yaptıklarınızla anılarak yaşayın- yaşatılın!