Türk edebiyatını Çinceye ve Uygur Türkçesine çevirmesi ile tanınan Rukiye Hacı’nın dilimize kazandırdığı ”İz’ romanı, Uygur edebiyatının büyük yazarı Abdürrahim Ötkür tarafın tarafından yazılmış ve 1986 yılında Çin’de yayınlanmıştı.
Abdürrahim Ötkür’ün ”İz’ romanı, 1911’de Kumul şehrinde Uygur Türklerinin Mançurya istilacılarına karşı Timur Halife (Tömür Helpe) liderliğinde isyan girişimini anlatır. Ötkür’ün eserinde, yaşanmış gerçek bir isyanı bir belgesel titizliğinde okuyucusuna aktarmaya çabalar.
Kumul köylü isyanını anlatırken, Ötkür, Uygur geleneklerini, kültürünü ve tarihini de neredeyse titiz bir üslupla romanın içinde harmanlar. ”İz’ romanı bu yönüyle de, antropologlar, kültür araştırmacıları, halk bilimciler için kıymetli bir hazinedir.
Timur Halife dağlarda yaşayan Türkleri kendi etrafında birleştirir, örgütler ve bir isyana liderlik yapar. Uygur Türklerinin ”yeniden doğuş’ olarak tanımladıkları bu isyan hem Ming hanedanı ile işbirliği içerisindeki yerli beylere, hem de Doğu Türkistan topraklarındaki Mançur askeri birliklere karşı büyük bir zafer kazanmıştır.
Aynı dönemde Çin’de ilan edilen cumhuriyet ile birlikte, Uygur Türklerine kendi kaderlerini tayin etme sözü verilmişse de, Sun Yat Sen’in yerine geçen Çan Kay Şek ile birlikte Uygur Türkleri de ihanete uğramıştır.
Uygur köylülerin feodalizme, yerli gericilere karşı mücadelesi bu isyanın bastırılması ile son bulmadı. Aksine, yükselerek devam etti. Ötkür bu romanın başında yer alan ve ne yazık ki, Türkçe çevirisinde bulunmayan şiirinde, tam da bu mücadelenin sürekliliğini anlatıyor:
Abdürrahim Ötkür’ün ”İz’ romanı üzerine yazılan çok sayıda bilimsel makalenin yanında Derya Ersöz yüksek lisans tezi, Özgür Ay doktora tezi hazırlamıştır.
Uygur edebiyatı ve halk bilimi konusunda ülkemizde en geniş araştırmaları yapan Prof. Dr. Alimcan İnayet de makalesinde ”İz’ romanında verilen folklorik unsurlara özellikle dikkat çekiyor. ”İz’ romanı, bir bakıma Uygur yaşantısı, düğün ve ölüm adetleri, inanç ritüelleri, halk hekimliği gibi halk bilimi araştırmaları için çok değerli bilgilerin aktarımını da yapıyor.
Eseri edebiyat yönüyle, tarih yönüyle olduğu kadar kültür ve halk bilimi yönüyle de değerli kılan unsurlar, ”İz’ romanını son zamanlarda yayınlanmış en ilginç romanlardan birisi yapıyor.
Romanın özeti kısaca şöyledir: Kumul kent merkezinde, Ming hanedanı ile işbirliği içerisinde hüküm süren Şah Maksut, güzeller güzeli Kazak kızı Aykız’ı kendi oğluna almak ister. Aykız ise, başkası ile sözlüdür. Şeyh Maksut’un adamları buna töreleri de ayaklar altına alarak Kazak kızını ele geçirmeye davranınca Kumul dağlarında isyan ateşi yanmaya başlar.
Aykız yüzünden başlayan gerilim, ardından ağır vergilere ve sebepsiz eziyetlere karşı büyüyen ve sonunda doğrudan Ming hanedanını hedef alan bir isyana dönüşür. İsyana önderlik yapan Timur Halife, çevre köyleri ve kentleri de birleştirmeyi başarır. Ancak, böyle bir isyanı başarıya ulaştıracak donanıma sahip olmadıkları için, sonunda Urumçi’deki yönetici sınıfın kurnazlıklarına teslim olurlar. İsyan büyük bir katliamla bastırılır.
Abdurehim Ötkür (1923-1995): Abdurehim Tileşup Ötkür, 1923 yılında Kumul’da ticaretle uğraşan orta halli bir ailede dünyaya gelmiştir. Anne ve babasını küçük yaşlarda kaybeden Ötkür’ü, dedesi, ticaretle uğraşan dostu Osman Hacı’ya evlatlık verir. Osman Hacı, yabancı ülkelere gidip gelen, güngörmüş ve okumuş bir kişi olarak Ötkür’ün eğitimine özen gösterir. Ötkür’un dini okula gittiği yıllarda Hoca Niyaz Hacı liderliğinde 1931’de gerçekleşen Kumul ayaklanması sırasında Kumul’daki bütün okullar kapatılır ve halk, bu şehri terk etmeye başlar. Kumul ayaklanmasının bitmesiyle Ötkür, 1936’da lise tahsili için Urumçi’ye gider. Liseyi bitirdikten sonra 1939 yılında Şincan Üniversitesine girer. Sovyetler Birliği’nden gelen Türk aydınları da bu Üniversitede okumaktadır. Ötkür, Rus edebiyatı ve diğer Türk edebiyatlarıyla üniversitede tanışır. Lutpulla Mutallip ile çağdaş olan Ötkür’ün asıl edebi faaliyeti 1939-1940 yıllarında başlar. Yeŋi Cungo Gülistaniġa “Yeni Çin Gulistanına”, Cin-Japon savaşının devam ettiği bu dönemde vatanperverlik duygusuyla yazılmış ilk şiiridir. Daha sonraki yıllarda Çinli bilim adamlarından aldığı felsefe, siyaset ekonomisi ve edebiyat dersleri onun sanat hayatında etkili olur. 1942’de Eğitim Fakültesini bitirir ve eğitim/kültür işleriyle ilgilenmeye başlar. Öğretmenlik mesleğini daha sonra gazetecilik izler. 1942-1943 yıllarında Keŋ Kanat Lacin “Geniş Kanatlı Şahin” ve İyul Boranliri “Temmuz Fırtınaları” adlı şiirleri yazar. Tamce Kandin Milyon Çeçekler “Bir Damla Kandan Milyon Çiçek” adlı bir perdelik oyun ve L. Mutallip’le birlikte yazdığı Çiŋ Moden dramı yine bu yılların ürünüdür. Doğu Türkistan Türkleri 1943-1944 yıllarında Şeng Şisey hükümetinin politikalarına baş kaldırması, Üç Vilayet Ayaklanması’nı beraberinde getirir. Bu ayaklanmaya öncülük edenler ve şiirleriyle milliyetçiliği destekleyenler tutuklanır. Ötkür de 1944 yılında hapse girer ve bir yıl sonra serbest bırakılır. 1945’ten sonra yazdığı şiirler de milli ruhla kaleme alınmıştır. Bunlar arasında Taŋ Şamalliri “Tan Rüzgarları”, Boşuk Elliyi “Beşik Ninnisi”, Dėŋizdin Sada “Denizden Seda” sayılabilir. Şiir kitaplarından Yurek Muŋliri “Yürek Sıkıntıları” 1946’da; Tarim Boylari 1948’de yayımlanır. 1947-1948 yıllarında edebiyat ve sanat araştırmalarıyla daha fazla ilgilenir ve Nevai ile ilgili bilimsel makaleler yazar. 1949’da başlayan Komünist Çin döneminde diğer Uygur şair ve yazarları gibi yazma hürriyeti kısıtlanan Ötkür, aynı zamanda uzun yıllar hapis hayatı yaşar ve 1968’e kadar fazla yazamaz. Mao Zedong döneminde gerçekleşen on yıllık Kültür Devrimi (1966-1976) boyunca zor günler geçiren şair, Mao ile birlikte Dörtlü Cete’nin yaşattığı sıkıntıları şiirleriyle dile getirir. Küz Kėcisi “Güz Gecesi”, Yaŋġusi Taŋ Meş’ili “Yanacak Tan Meşalesi” bu şiirlerdendir. 1980’lı yıllarda Çin Komünist Partisi tarafından alınan bir kararla yazar ve şairlerin yazma hürriyeti geri verilir ve 1980’li yıllar Ötkür için oldukça verimli bir dönem olur. Ötkür’ün Ömür Menzilliri “Ömür Menzilleri” (1988) adlı şiir kitabı ile İz (1985) ve Oyġanġan Zemin “Uyanan Toprak” (1989) adlı tarihi romanları bu yıllarda yayımlanır. İz romanında Uygur halkının 1907’deki Kumul Çiftçiler Ayaklanması ve 1912’deki Timur Helpe (Timur Halife) İsyanı ile yaşadığı sıkıntılar anlatılır ve bu yaşananların gelecek nesillerde “iz” bırakması amaçlanır. Şairin İz şiiri, İz adlı tarihi romanın girişinde yer alır ve adeta romanı özetler niteliktedir. Ötkür’ün eserleri ders kitaplarında da yer almış ve bazı eserleri Japonca ile birlikte Özbek, Kırgız ve Kazak Türkçelerine de çevrilmiştir. Şair, Kutadgu Bilig, Divanu Lügati’t-Turk ve Kısasu’l-Enbiya gibi tarihi eserleri komisyonla birlikte Yeni Uygur Türkçesine aktarmıştır. Ötkür, 5 Ekim 1995’te Urumçi’de vefat eder.
İZ (Uygur Türkçesi)
Yaş iduk uzun seperge atlinip cikkanda biz,
Emdi atka mingudek bop kaldi ayna nevrimiz.
Az iduk müşkül seperge atlinip cikkanda biz,
Emdi çoŋ kavran atalduk kaldurup çöllerde iz.
Kaldi iz çöller ara, gahi davanlarda yene,
Kaldi ni-ni arslanlar deşti çölde kevrisiz.
Kevrisiz kaldi dimeŋ, yulġun kizarġan dalida,
Gül cicekke purkinur taŋna baharda kevrimiz.
Kaldi iz, kaldi menzil, kaldi uzakta hemmisi,
Çiksa boran köçse kumlar hem kömülmes izimiz.
Toḫtimas karvan yolidin gerçe atlar bek oruk,
Tapkusi hic bolmisa, bu izni bir kün nevrimiz ya evrimiz.
İZ ( Türkiye Türkçesi)
Genç idik uzun sefere atlanıp çıkanda biz,
Şimdi ata binecek kadar oldu işte torunumuz.
Az idik müşkül sefere atlanıp çıkanda biz,
Şimdi büyük kervan olduk bırakıp çöllerde iz.
Kaldı iz çöller arasında, kâh geçitlerde yine,
Kaldı nice nice arslanlar çölde kabirsiz.
Kabiriz kaldı demeyin, ılgın ağacının kızarmış dalında,
Gül çiçeğe bürünür tan vakti baharda kabrimiz.
Kaldı iz, kaldı menzil, kaldı uzakta hepsi,
Çıksa fırtına savrulsa kumlar gömülmez izimiz.
Dönmez kervan yolundan gerçi atlar pek zayıf,
Bulacak hiç olmasa bu izi bir gün torunumuz veya torunumuzun çocuğu.
Abdurehim Tileshüp Ötkür, Uygur modern edebiyatındaki önemli isimlerden biri, yazar ve şairdir.