Sustum en iyi yaptığım şeyi yaptım belkide. Bazen farkında bile olmadan bazen de bilerek. Yapılan yanlışları siğneye çektim, görmezden geldim. Kendi yanlışlarıma da katlanamadım. Yaptığım yanlıştır diye sustum, ses çıkarmadım.
Bu gün yine yaptığım yanlışlar yüzüme vuruldu, elleriyle değil belki de ama sözleriyle öldürdüler beni. Ben yine onlara karşı sustum. Onlar üzülmesin diye, onlar incinmesin diye.
Susmaktı benim dostum, ben sustuğumda dahi onlar beni yargısalar da, ben yine de sustum. Susmak neydi benim için bir kaçış mı yoksa kışkırtma mıydı.
Susmak neydi biliyormusunuz, susmak: kendimi saklamaktı, kaçıştı, biraz da kışkırtma.
Sessiz, susan kişiler sizce güçsüzmüdür? Güçsüzlük nedir?
Kafamda yanılgılar, sessiz, sakin en çokta suskun birisiyim. Ama şunu biliyorum ki güçsüz değilim. Bedenen güçsüz olabilirm ama ruhen değilim.
Şöyle bir alğı var, sessiz insanlar güçsüzdür diye, bir de şunu derler ya” sessiz atın tekmesi sert olur” diye. Kime ve neye göre söylemişler ki.
Kişilerin güçsüzlüğü zihinde başlar, sen kendini aşşağılar, kendini küçük görürsen güçsüzsündür. Çünkü en başta sen kendini ezmeye izinveriyosun. Başkaları ise görüp sesin güçsüzlüğünden yararlanıyor.
Sustum izinverdim kırmalarına. Biliyorum bu da bir imtihan. Bunu da atlatırım hayırlısıyla.
Hayır ve şer yan yanadır. Şerrini veren Allah hayrınıda tattırır. Şerrin Allahtan geldiğini inanan bizler, hayrın da geleceğine inanmalıyız. İnancımızı kaybetmemeliyiz.