Duygularını Tut, Bırakma!

Hiç korkmamak ister miydin? Ya da hiç kaygılanmamak…Peki ya hiç üzülmemek, ağlamamak…

O hissettiğinde kendine kızdığın kıskançlık duygusunu hiç yaşamamak… Ve en güzeli de hiç öfkelenmemek ister miydin? Evet diyorsan, o halde yanlış yerdesin!

Çünkü cehennemde yaşamıyoruz.

Hayat bazen durgun bir su gibi olsun isteriz. Stressiz, kaygılardan uzak, huzur dolu bir göl… Dışardan bir şey almayan, içerden bir şey vermeyen yağmur sularına el açmış, sınırları çizilmiş, kim bilir ne zaman kuruyup yerini boşluk alacağı belirsiz olan da bir göl aynı zamanda. Eğer sen öfkeni, hüznünü, kaygını içinden çekip atacak olsan bu kuru gölden farkın kalmayacak. Çünkü seni maceraya, heyecana, yeniliğe, dönüşüme götürecek olan gemiye hiç atlamamışsındır. O gemi bilinmezlerle dolu ve sen bildiğin rahatlıktan çıkmak istemiyor olabilirisin. Peki bilmediğin rahatlıklarda olamaz mı?

Bazı duygularımızı olumsuz sepetine atarız. Onların sesi çıktığı an ya susturur ya da susturuluruz ya da nasıl susturacağımızı bilemeyerek çırpınıp dururuz. Peki neden böyle hissediyorum diye sordun mu kendine? Belki binlerce kez sordun ya da o duygu hiç yokmuş gibi davrandığından oralı bile olmadın. Ama orada sesini duyurmak isteyen bir duygu var. Seni sen yapan hisler yeşeriyor içinde.

Şunu unutma ki duygularımız bize yol gösterirler ve başımızı çevirirsek yönümüzü yanlış tarafa döneriz. Eğer bir şey hissediyorsan sadece o an öyle hissetmen gerekiyor  çünkü bu gayet normal. Öfkeli mi hissediyorsun ondan kaçma. Hemen bir küçük açıklama git öfkelendiğin insandan hıncını al demiyorum ya da orayı burayı yumrukla falan da demiyorum. Dediğim tek şey öfkeni kucakla çünkü sana yaşadığının kanıtını sunuyor. Bazen yerinde ve zamanında gösterilen öfke asıl anahtar olabilir. Onu kullanmasını bil. Neden böyleyim, böyle hissetmemeliyim, ben garip bir insanım, duygularımı bastırmalıyım gibi cümleler kurma. Eğer insan olarak içimizde tüm bu duyguları taşıyorsak bir sebebi olmalı değil mi? Mutsuz mu hissediyorsun? Olabilir, hepimiz bu duyguyu tadarız zaman zaman. Kimi resme döker mutsuzluğunu, kimi şiire sen neden içinde tutasın ki?

Bakış açımızı değiştirmemizle ilgili bize iyi gelen perspektiften bakarsak hayat daha yaşanabilir olur. Olduğumuz yeri güzelleştirmek düşünce şeklimizde gizli. Bırakın kendinizi kaygının kollarına ve en fazla ne yapabileceğini görün kaygınız doruklara çıktığında yere inişini izleyin sonra. Ve kaygınızın şaşkınlığını izleyin onu doyurduğunuz için artık eskisi kadar bağırmayacak. Ve bir mahkum olmadığını anlayıp sesini duyurabilmenin rahatlığına kavuşacak.

Kaçmaya çalıştıkça peşimizi bırakmayacak sinsice bir köşeden izleyecek o duygular bizi.Bastırdıkça güçlenecek ve patlayacak en sonunda.Geride bırakacağı tahribatı senin hayal dünyana bırakıyorum.Her ne hissedersen hisset ona sırtını dönmek yerine üstünde düşün ve onu duyduğunu, gördüğünü, anladığını belli et. Görmezden gelmek bir çözüm sunmadığı gibi problemin asıl sebebidir.

Eğer kontrol etmekte çok zorlandığın bazı duygular varsa öfke patlamaları ya da kaygıdan uyuyamamak veya stresten sağlık sorunları yaşamak gibi  unutma ki uzmanlar bunun için var.  Gerekli yardımı almak kendimize yapacağımız en iyi şey olabilir.

FirarPerest
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Zincirlerimi Kırmaya Geldim
Sonraki
Holistik Mimari Anlayışı Tüm Boyutlarıyla İfade Eden Büşra Tunç ile Röportaj

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.