Etrafınızda, çözülmesi gereken bir sorun olduğunda sadece olumsuz düşüncelerle kafanızı dolduran ve hiçbir şey yapmadan sorunun öylece kalmasından şikâyet duymayan bir insan var mı? Yoksa o kişi siz misiniz?
O zaman bu yazımı anlamak size kolay gelecektir.
Küçüklükten atıldığımız bu hayat yelpazesinde, her döneminde giderek artan bir tempo ve herhangi bir zamanda sorumlu olmadığımız anların peşini kovaladığımız bir yaşam döngüsü söz konusu. Bu ekonomik koşullarda ve iş hayatındaki sahtekârlığın düzenine ayak uydurmakta zorlanmak da üstüne eklenirse bu ülkede çalışma isteğinden çok, hayatını idame ettirme çabası daha çok.
Peki, bu insanlarımıza gelecek olursam. Örneklerle daha tanıdık gelmesini umarak bu tipteki insanların aslında neden böyle olmaması gerektiğini anlatmak istiyorum.
Diyelim ki evinizde su bitti. Bu tipte bir insan son bir su damlası kalana dek ki başka arayacak insan olma ihtimali varsa tek diyeceği şey neden aramadın olacaktır, hiçbir yerden su istemeyecektir.
Başka bir örnek… Evde bir ampul patlamıştır. Buna çözüm olarak evde bir ampul aramak veya ampul almak oldukça basit çözümler olarak görülse de bu kişiler öylesine etrafa bir göz gezdirdikten sonra bir ara alırım ibaresiyle oturup bırakma potansiyeline sahiptir.
Bazı insanlara göre bu üşengeçlik olarak tabir edilse de toplumumuzda belli bir yaşa gelmiş ergin bir bireyin iş başa düştüğünde yapması gereken birkaç küçük ev sorunu örneğinden bile kaçtığını görmekteyiz bu tipte olmaları sayesinde.
Bunu kısa vadede düşündüğünde bazen insanın kaçmak istediği anlar olacağından cazip gelecektir bunu okuyan sizlere ama uzun vadede, hayat gayesi bu olan insanlar sadece çevresini karamsarlaştıran bu hayattan hiçte rahatsızlık duymayan tipler olmaktan vazgeçmeyeceklerdir.
Bazen ben bile çalışmama hakkım olsa aylarca hiçbir şey yapmadan yatardım dememe rağmen, böyle zamanlarda kendimi bir şeyler üretme çabası içinde buluyorum.
Sorunlarımızdan sürekli kaçarsak, çözmek yerine sürekli söylenip akıl verirsek karşımızdakine zarar vermekten başka bir şey yapamayacağımızı ve artık beklemek yerine bir adım bile ilerlememenin hayatınızdaki başarısızlıkların sebebi olduğunu görmenizi temenni ederim bu insanlara.
Unutmayın dışarı adımınızı atmadan aradığınızı bulamazsınız ve hayatta her şey bildiğiniz gibi işlemez. Bir kötü olay olduğunda da bir daha aynısı yaşanacak da diyemezsiniz. Bazen sadece harekete geçmek gerekir ve umarım bir gün o rahatsız olmadığınız hayatın içinde kaçtığınız sorumlulukların aslında hep yanı başınızda ve yığınla durduğunu fark edersiniz. Herkes özgürlüğüne düşkündür ama özgürlüğü tam anlamıyla tadabilmek için bile biraz emek vermek gerekir.