Yazma isteğiyle dolup taştığım şu günlerde her kuşu siktim bi’leylek kalmıştı diyerek blog açtım sonunda. Twitter falan kesmiyor artık. Bir şey hakkında konuşmak için yazmaya başladığım an harf kotası pat diye önümü kesiyor. Kısıtlanmayı sevmem dostlarım. Özellikle kelimelerimin engellenmesi beni ayar eder. Velhasılı kelam eski usul günlük tutamayacak kadar sorumsuz olduğum için burası bir nevi günlük olacak benim için. Önemsiz ve yazdıklarını kimsenin ciddiye almayacağı bir insan olmak? Bunu sevdim. Heeeey, başlayalım.
Agresif ve tahammülsüzüm epey zamandır. Hatta o kadar uzun süredir bu haldeyim ki yeni benliğim olarak kabullenmeye başladım bile bu kıl cynep’i. Gamsız, nadir bir iki kişi harici kimseyi dinlemeyen, en pis tabirle mahallenin delisi gibi sikini sağa sola sallaya sallaya volta atan biriyim artık. Bakın buraya dikkat dostlarım ben bu raddeye kolay gelmedim. Ha zannedilmesin bana şunları yaptılar, bana bunları yaptılar, ühüü ben bunları hiç haketmedim diye zırlayacağım size. Kendi kendime yeterince zırladım zaten sizin de başınızı ağrıtmaya hiç niyetim yok. Ama biraz edebiyat kasmak çekiyor canım. Delikanlı paltomu bir süre askıya asacağım. Herkesin dönüm noktaları olur denir ya hani valla klasik bir laf ama yiğidi öldür hakkını yeme şimdi dört dörtlük haklılık payı olan bir söz. Şimdi önceden de naif, masum, sakin bir kızdım ayağı çekemem hiç size. Bi’kere külliyen yalan olur böyle bi’şey demem, Hep içinin delisi dışında olan biri olagelmişimdir. Bu halimle çok gönül kazandım tabii. İnsanlar seviyor tek başına cesaret edemedikleri şeyler için başkasının peşinde zorla sürükleniyor gibi davranmayı. He, özel yeteneğimin ölümüne sır tutma olduğunu söylemiş miydim? Ağzıma sıçıldığı çok olmuştur ama karşımdaki asla sırrıyla vurmamışımdır. Bunu da kendimi övmek için söylemiyorum yanlış anlaşılma olmasın. Bence mallık hatta bu yaptığım. Senin dalını kıranın ağacını kökünden sök ki bir daha sana zarar vermeye cesaret edemesin. Ama işte canum anam beni böyle yetiştirmedi. Zannediyorum ki ölene kadar da başkasının sırrında ağzım kilitli olmayta devam edecek.
Her neyse konuyu çok dağıtıyorum farkındayım ama yazmayı o kadar çok özlemişim ki….. Salak salak sırıtıyorum klavyenin üzerinde parmaklarım dans ettikçe. Olaya bi’girebilsem önemli şeyler (benim için önemli lan benim için önemli!!!) anlatacağım. Bİ’sal cynep.
Sadece tek bir gün dönümünde biri sevdiğim adam, biri üç yıllık dostum ve biri de sırdaşım olan üç insan tarafından yüz üstü bırakıldım. Yüz üstü bırakıldımdan kastım edebiyat kasmak falan değil ha baya evlerinden kovdular. Öyle siktir git laaaan tarzı bir kovma değildi tabi ama benim gibi itlik gururunu apolet gibi omzunda onurla taşıyan birine inanın ki o tarz bir kovma daha şerefli gelirdi. Dostlarım, çok koydu be. Bir gece yarısı elinde tekeri bozuk bir valizle nereye gideceğini bilmeden göt gibi ortada kalmak çok koydu. İtlik gururumun raddesini kavrayabilesiniz diye anlatıyorum ki yolun ortasında biri görür aman diye ağlamak zoruma gittiği için bir kamyonun altına girip hüngür hüngür ağlamıştım. Ey gidi. Ulan sen sütten çıkmış ak kaşık mısın durduk yere üç tane yakının seni kapının önüne koyduysa sende bir bok yemişsindir illaki demeniz gerekiyor tam bu noktada. Dostlarım, benim sütten çıkma bir masumiyet abidesi olduğum yönünde bir iddiam olmadı hiç, teessüf ederim. Hatta hayatına girdiğim herkesi bir şekilde sıkıntıya sokarım bile isteye. Sıradan şeyleri absürtlüğe çevirip kendine eğlence yaratma konusunda da üstüme tanımam. Ancak şunu tüm açık yürekliliğimle söyleyebilirim ki insanlar bana güvenirler. Ateşi sadece kendini yakan bir deliden daha sıcakkanlı birini de bulamazsınız üstelik.
Sizin sorduğunuz ne bok yedin acaba sorusunu kendime bin kere sormuşumdur. Hep böyleyimdir kahretsin ki bana bir yanlış yapıldığımda ilk olarak ne yaptım da böyle bir şey yaptı diye sorgularım. Kendi içimde karşıdakini affetme çalışır, kendi kendime kırılır yine kendi kendime tamir olurum. O kadar sorguladım ki ben ne yaptımda böyle davrandılar bana diye kafaları kıracaktım. Kendimi suçlayacak bir şey bulsam inanın ki rahatlayacaktım. Değer verdiğim kişilerdi ve kendime çamur atamazsam eğer insanlara olan inancım büyük hasarlar alacaktı. Aldı da. Hatta olayların yakınında olup tarafsız kalmayı seçmiş bi’kaç kişiyle de münakaşa ettim. Onlar da benim herhangi bir suçumu bulamadılar maselef… Durun durun akıl hocam beni suçlu bulmuştu. Ama bir sorun ne konuda diye? Saçma sapan insanlara bu derece değer verip beni göt edebilecek cesareti onlara verdiğim için…Ben karşısında sümüklerim aka aka ağladıkça salak diyip yüz buruşturduğunu eklemesem de olur :’)
İşte üç yıllık veafkar dostum ona yeterince ilgi gösteremediğim ve evini otel gibi kullandığım için arayta kızkardeşini sokarak ”kibarca” einden kovdu. Bakın sokakta kalma şu bu hepsini sallayın bunlar benim için önemli mevzular değil. Çok geceler dışarda kalmışlığım, monta sarılıp atm kabininde uyumuşluğum vardır. Benim mahveden nokta benimle olan sorununu karşıma geçip kendisinin söylememiş olmasıydı. Ben hayatım boyunca biriyle derdim varsa araya gereksiz birini sokmak yerine direkt onunla muhattap olarak, karşımdakine gerekirse ağız dolusu küfrederek sorunumu sadece o kişiye aksettirmişimdir. Bu bana göre karşındaki insana saygı duymaktır. Bana bu saygı gösterilmedi dostlarım. İşte bu en şiddetli sarsıntılarımdan biri oldu.
Kendinin farkında olan kafi derecede ego sahibi bi’gencim. Kendimi yetiştirmek için götümü yırttığım günlere sırtımı yaslayarak dünün boku bugünün kokanı bir şıllığa da bana laf etme hakkını vermem. Karşıma geçmişler; asıl konuşması gereken susarken, vasıfsızın birinin cır cır öterek size kendince had bildirmeye çalıştığı anı düşünün. Bi’ürperdiniz, bi’sinirlendiniz siz de değil mi? Beni düşünün hele. Benim gibi fevri, agresif ve kendisi için önemli olanlar hariç hiçbir insanı umursamayan birini?
Korkmayın hiçbir şey yapmadım. Efendi gibi eşyaları aldıktan sonra anahtarı vestiyere bırakacağımı söyleyip masadan kalktım. Yav hani deliydin, şöyle eserim böyle gürlerim ayağı çekiyordun demeyin hiç. O an kıpkırık bir kalbim vardı :’d Onların karşısında ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ve herhangi bir tartışmaya girersem vanaları sonuna kadar açacağımdan emindim. Ne kadar çabuk kaçsam o kadar kardı yani.
anam ben yeni fark ediyorum. Burda da harf kotası varmış ya la. Bütün hevesim kaçtı şu an he :/
Güya duygusallaşacaktım falan. Zırto yazmaya başlayınca kalem zırto devam ediyor. Dursun bu böyle. Anı manı işte ay