Hani sormak istersin de bir adım atarsın
Araya bir şeyler girer de unutur kalırsın
Onca telaş uğraşı iş güç hayat böyle geçer
Soramadığınla kalırsın bir bakarsın yolda
Soracak kimseyi bulamazsın birde o anda
İlk Tokat’ı mı yedin ya da öylemi sandın?
Yoksa yıkılırken bir destek mi bulamadın?
Köstek olanlar yıkmıştır desteği böylece
Ararsın anın içinde bir neşe bulamazsın
Devam et yoluna bulmak için belki çok ararsın
Gecenin içinde gündüzü ararım aydınlık için
Aydınlık karanlığın içine saklanmış bekler gibi
Beklemek lazım der karanlık sabaha kadar azıcık
Bir yerden bir ses mi gelir aydınlığa hoş geldin
Elim boş bazen karşılarım hoşlukla doldurmak için
Anlayan sensin bazen anlamayansa anlatamadan
Bir tık anlatmayla adım atamadın işte sorun bu
Kurunun yanında yaşta yanarmış eyvah ki eyvah
Öyle derin bir mevzu ki kelimeleri anlatamamak
Sessiz anların feryadıdır anlatamamak bakarsın
Gözlerimdeki seni anlatmak isterdim işte o gün
Anlatamadım anlamadın sen ya kırgınım ben
Senin nereden haberin olacak ki sende suç yok
Açan bir papatya gibi gönlümde açıldın habersiz
İşte hep gelişini sana sözler söylemek için ben bekledim
Şimdi bunları beyaz bir kâğıda yazdım belki okursun
Sana söyleyemedim buruşturmadan okursun
Vazgeçmek kolay değil birde söylememenin sancısı var ya
Belki okurken bir kelebek misali gönlüme konarsın
Alır uçurursun aşk diyarına sahillere böyle gülüşünle
Şu an aramızda yollar olsa da sen okuyunca yok olacak eminim
Sensizliği düşününce yanıyorum çöllerde anlatamam
Bir eksikliğim var oda sensin gelince olurum tamam
Tohum diye seni gönlüme diktim laleler gibi yeşerdin
Gerisini anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır bilirsin
Sen gel kendi gözlerinle gör içinde gezin hayret et
Ben bekliyorum seni yolların başında sonunda kavşağında
Mehmet Aluç