Türkler bugün İran’da kalabalık nüfuslarına rağmen Anadilde eğitim hakları olmayan Farslaştırılmaya çalıştırılan bir millettir. Fars işgal rejimi Kürtlere, ve küçük bir azınlık olan Ermenilere Anadilde eğitim hakkı vermişken, Türk milliyetçiliğinin güçlenmesinden korktuğu için Türklere anadilde eğitim hakkı vermemiştir
.
Karahanlılar’ın Mavearaünnehir bölgesine hâkim olmaları İran’da yaklaşık 9 asır sürecek olan Türk hâkimiyetinin habercisi olmuştur.[1] Bölgede Türk hâkimiyeti ilk olarak askeri gücün Türklerden oluştuğu Gazneliler ile başlamıştır. 1040’taki Dandanakan Muharebesi’nden sonra Büyük Selçuklular kısa sürede İran’ın büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdir. Büyük Selçuklular dönemi sonrasında Harezmşah Devleti, Timur Devleti, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Afşar Hanedanı ve Kaçar Hanedanı ile devam eden 900 yıllık Türk hâkimiyeti bugünkü İran topraklarında var olmuştur.
İran’daki son Türk hanedanlığının sonunu İngilizlerin Türkiye’den Güney Azerbaycan, Azerbaycan ve tüm Turan coğrafyasına uzanan bağdan rahatsız olup özellikle Hindistan’da bulunan kolonilerinin tehlikeye düşmesi korkusuyla desteklediği Pehlevi Darbesi getirmiştir. 1921 yılında İngiltere’nin desteklediği darbeyle siyasi sahneye çıkan Rıza Pehlevi 1923’te başbakan, 1925’te ise İran şahı olmuştur. (1953’te Pehlevi Hanedanlığının sonunu getiren darbenin de yine İngiltere ve Amerika’nın eliyle olduğu iddia edilmiştir. Amerikan desteği kanıtlansa da İngiltere sessizliğini korumaktadır.
1925 yılında gerçekleşen darbeyle birlikte Türk düşmanlığıyla paralel olarak Fars faşizmi doruk noktalarına ulaşmıştır.
Güney Azerbaycan’da son olarak 1946’da Sovyetler Birliği desteğiyle başkenti Tebriz olarak Azerbaycan Millî Hükümeti kurulmuştur. Devletin başkanı da Seyit Cafer Pişeveri olmuştur. Fakat Sovyetlerin Doğu Avrupa’daki çıkarları nedeniyle bölgeden geri çekilmesiyle Azerbaycan Millî Hükümeti İran’ın baskılarına dayanamamış ve tekrar İran’a bağlanmıştır. Bugün İran’ın 900 yıllık hükümdarı Türklerin durumu bu kısa tarihin ürünüdür.
İRAN’IN ETNİK YAPI HARİTASI
Güncel haliyle 83,867,329[6] nüfusa sahip İran’da CIA raporlarına göre nüfus, Zagros ve Elburz Dağları’nın konumuyla paralel şekilde kuzey, kuzeybatı ve batıda yoğunlaşmıştır; ülkenin merkezindeki ve doğu bölgelerindeki Deşt-i Kebir ve Deşt-i Lut çöllerindeki geniş kuru alanların nüfus yoğunluğu çok daha düşüktür.[7] Deşt-i Kebir ve Deşt-i Lut Çölleri dolayısıyla yerleşmeye elverişli alanlar kısıtlanmaktadır. Ülkenin kuzey batısında yer alan Güney Azerbaycan bu bakımdan yerleşmeye elverişli bölgeler arasındadır.
Güney Azerbaycan’ın demografik özelliklerini anlamak için İran’ın etnik yapısının bilinmesi gerekmektedir. İran’da Farslardan sonra, en büyük grup Azerbaycan Türkleridir. Ayrıca Kürtler, Araplar, Beluciler, Türkmenler, Kaşgaylar, Afşarlar, Halaçlar, Lorlar, Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler İran’da yaşayan diğer etnik gruplardır. Fakat İran resmi kaynaklarında bu etnik gruplar hakkında yeterli bilgi paylaşılmamaktadır, bu alanda resmi istatistik bulunmamaktadır.
Hiçbir ülkenin bünyesinde yaşayan milletlerin nüfuslarını, etnik yapılarını, köklerini bilmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Burada belirtilen istatistik bilgi bulunmaması, bilginin yok olmasından dolayı değil, bilginin yok edilmesinden ya da kamuyla paylaşılmamasından dolayıdır. İran’ın bu politikası nüfus ve etnik grupların toplam orana olan yüzdesinde şaibeler yaratmakta ve farklı kaynaklarda farklı verileri karşımıza çıkarmaktadır. Bu kaynaklarda tahmini sayılar veya yüzdeler önemli ölçüde değişiklik göstermektedir ve belirtilen birçok tahminin altında politik motivasyonlar yatmaktadır.
Nitekim İran harici kaynaklarda tahmini Türk nüfusu belirtilmiştir. Fakat bu kaynaklarda yine Türk nüfusunu olduğundan az gösterme politikası güdülmektedir. İran’daki Azerbaycan Türklerinin sayısı tartışmalıdır. CIA ve Amerikan Kongre Kütüphanesi tahminleri yüzde 16 ile yüzde 24 arasında değişmektedir. Azerbaycan Türkleri ise, toplam nüfusun yüzde 50’sine yakın Türk olduğunu savunmaktadırlar.
Azerbaycan Türklerinin tahminiyle, İran’daki Türkler 35-40 milyonluk bir nüfusla, İran’ın kuzeybatısı, merkezi, güneyi ve kuzeydoğusunda yaşamaktadır. Bu tahminleri doğrulayacak resmî açıklama ise eski İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi’nin 18 Ocak 2014 tarihinde Türkiye’ye yaptığı ziyarette, Türk basınına İran Türklerinin nüfusuyla ilgili yaptığı açıklama olmuştur. Bu tarihte Türkiye’yi ziyaret eden Salihi, Türk basınına “İran nüfusunun %40’ı Türk’tür ve bu rakam iki ülkenin ilişkilerini pekiştirmekte iyi bir potansiyele sahip etkendir” şeklinde önemli bir demeç vermiştir.
Türk nüfusu üzerine yurtdışı kaynaklı yapılan tahminler yine dönem dönem farklılıklar göstermektedir. Türk nüfusunu %16 şeklinde gösteren CIA raporlarının 2016 yılında düzeltilmesi bunun bir örneğidir.[11] Türk nüfusu üzerinde çeşitli değişiklikler yapan bu kaynaklar dahi Türklerin İran’daki en kalabalık ikinci millet olduğunu belirtmek zorunda kalmışlardır.
İRAN’DA TÜRK NÜFUSUNUN DAĞILIMI
İran’da Türkler, Azerbaycanlı Türkler haricinde Kaşkay Türkleri, Horasan Türkleri, Afşar Türkleri ve Karay Türklerinden oluşmaktadır. İran’da din ve mezhep farklılıklarına dayanan sınıflandırma Sünni ve Şii Türklerin de birbirinden ayrı sınıflandırılmasına neden olmuştur. Bu da Türk nüfusunun azaltılmasına ve Türkleri birbirinden ayırmaya yönelik bir başka politikadır. Nitekim Azerbaycan Türkleri “Azeriler” olarak ayrılarak diğer Türk toplulukları “Diğer” başlığı altında Türk olmayan milletlerle birlikte küçük yüzdelerle belirtilmektedir.
Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi Lideri Çehreganlı 2011 tarihli bir röportajında bu durumdan şöyle bahsetmiştir: “İran, 77 milyon nüfusa maliktir. Bunun 35 milyonu Güney Azerbaycan Oğuz Türkleridir ve Güney Azerbaycan sınırlarından uzak yaşayan; Hazar denizi sahillerinde, Türkmenistan sınırlarında 2.5 milyon Türkmen, Horasan bölgesinde yaşayan bir buçuk milyon Oğuz Türkleri ve Fars adlı eyalette yaşayan 2 milyon Kaşkay Türkleri gibi Türkler yaşamaktadırlar.
Etnik grupların gerçek nüfus oranlarının açıklanmaması İran’daki etnik grupların içlerinde de rejime karşı şüphe yaratmaktadır. Nitekim yine Çehreganlı “İslam’ın bölgeye gelişinden beri Türkler İran’da güç sahibidirler. 70 yıl öncesine kadar Türkler İran’ın %51,5’ini oluşturmaktaydı. Azerbaycan Türklerinin nüfusu hızla yükseliyor olmasına rağmen rejim bize %25lere düştüğümüzü söylemektedir.” demiştir.
İran Azerbaycanlıları esas olarak İran Azerbaycan vilayetleri (Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Erdebil ve Zanjan) gibi kuzeybatı illerinde ve ayrıca Hamadan, Doğu Hamadan Eyaleti ve Kazvin Eyaleti’nde bulunmaktadır. Ayrıca Azerbaycan Türkleri Markazi, Kordestan, Gilan ve Kirmanşah eyaletlerinde yaşamaktadır.
İran Türkmenleri kuzey doğudaki Türkmensahra bölgesinde Gülistan ve Kuzey Horasan eyaletlerinde yoğunlaşmış durumdadır. Türkmensahra şehirleri olarak tanınan Kümüş Tepe, Bender Türkmen, Siminşehr, Akkale, Anbar Alum, İnceburun, Hütten Küren,
Neginşehr, Günbedkavus, Kelale, Meravetepe, Deregez ve Razavi Horasan eyaletinin Türbet Cam şehrinde ve onun çevresinde de yaklaşık beş bin Türkmen yaşamaktadır. Bölgedeki Türkmenler Sünni-Hanefi mezhebine mensupturlar.
Kaşkay Türkleri ise esas olarak Fars ve Güney İsfahan eyaletlerinde, özellikle Fars’taki Şiraz şehri çevresinde ve Güneyde Basra Körfezi’ne paralel Zagros Dağları çevresinde yaşamaktadırlar. Türk dil ailesinin bir üyesi olan Kaşkay dilini konuşmaktadırlar. Göçebe Kaşkaylar, her yıl Şiraz’ın kuzeyindeki yazın kullandıkları yaylalardan yaklaşık 480 km güneyde bulunan Basra Körfezi yakınındaki daha sıcak topraklara, Şiraz’ın güney batısındaki kışlaklara göç ederler. Ancak çoğunluk şimdi kısmen veya tamamen yerleşik hale gelmişlerdir. Yerleşim eğilimi 1960’lardan bu yana belirgin bir şekilde artmaktadır.
Azerbaycan Türklerinin en çok bulunduğu Güney Azerbaycan coğrafyasında eyaletten eyalete farklılık gösteren çeşitli etnik azınlıklar ve mezhep grupları yaşamaktadır. Güney Azerbaycan coğrafyasının neredeyse %85’ini oluşturan Batı Azerbaycan, Doğu Azerbaycan, Erdebil ve Zencan eyaletlerinin nüfusunun salt çoğunluğunu Azerbaycan Türkleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda İran Genel Kültür Konseyi’nin 2012 yılında Ülkenin Genel Kültürü Endekslerinin Araştırma ve İnceleme Projesi adı altında yaptığı nüfus ve kültür araştırmasına göre Batı Azerbaycan eyaleti nüfusunun %76.2’si Türk, %21.07’si Kürt ve %0.8’i Fars ve %1.08’i Ermeni, Asurî ve diğer etniklerden oluşmaktadır. Batı Azerbaycan eyaleti Türklerinin çoğunluğu İmamiye Şiileridir ve Sünni, Alevi, İsmaili, Musevi ve Bahaî inançlarına mensup Türkler azınlıktadır. Bu bölgedeki Türkler çeşitli Türk boylarının birleşmesiyle meydana gelmiştir, Avşar ve Yıva boyları diğer Türk boylarına kıyasla daha kalabalık nüfusa sahiptir.
Doğu Azerbaycan eyaleti nüfusunun %97,8’i Türk, %1,4’ü Fars, %0,3 Kürt, %0,5 diğer (Tat, Ermeni vb.) etnik gruplarından oluşmaktadır. Doğu Azerbaycan eyaletinin Bahaî Türklerinin merkezi Tebriz kentinin 50 kilometresinde bulunan Bostan Abad kentinin çevre köylerdir. Günümüzde Bostan Abad kentine bağlı olan Sisan ve Metnek köyleri en çok Bahaî nüfusa sahip olan köylerdir. Tebriz kenti merkezinde de Bahaî nüfusun olduğu bilinmektedir. Doğu Azerbaycan eyaletinin Alevi Kızılbaş Türklerinin merkezi Tebriz kentinin 25 kilometresinde bulunan İlhçı kentidir. İlhçı kenti dışında Sofyan kentinin Gerus köyü, Gogan kentinin Şişevan köyü, Şebister ve Marağa kentlerinin çevre köylerinde de Alevi Kızılbaş Türklerinin yaşadığı bilinmektedir. Erdebil eyaletinin nüfusunun %98,2’si Türk, %1,1’i Tat, %0,4’ü Kürt ve %0,4’ü diğer etniklerden oluşmaktadır.
Güney Azerbaycan’da ezici bir nüfus çoğunluğuna sahip olan Azerbaycan Türklerinin siyasi ve kültürel ayrımcılıkla karşılaştığına yabancı kaynaklı raporlarda rastlanılmaktadır. Yine politik nedenlerden dolayı bu tarz raporlar sıklıkla Amerikan ve İngiliz raporları olduğu görülmektedir. Örneğin, ABD Dışişleri Bakanlığı hükümetin Azerilerin okullarında kendi dillerini konuşmasını yasakladığını, Azeri aktivistlerini taciz ettiğini ve Azeri kasaba adlarını değiştirdiğini bildirmiştir.
Ayrıca yine ABD Dışişleri Bakanlığı 2004 raporunda:
“Azeri grupları, İran Azerbaycanlıları için kültürel ve dil haklarını savunmaktan hapse atılan bir dizi Azeri siyasi mahkûmun da olduğunu iddia etti. Hükümet, birçoğunu “İslam devletine karşı ayaklanma” ile suçlamıştır.” yazılmaktadır.
ABD ve İngiltere gibi ayrımcılığı raporlayan ülkelerin siyasi kaygılar sonucu yazdıkları raporları bir yana bırakırsak bölgedeki Türklerin ifadeleri, tepkileri, protestoları raporları doğrular niteliktedir. Bu tepkilerin en somut örneği Güney Azerbaycan Türklerinin bir nevi simgesi haline gelmiş, dünyanın en kalabalık taraftar gruplarından birine sahip olan Tractor Kulübü’dür. İran’da Türklüğün simgesi olan ve tribünlerde “TEBRİZ, BAKÜ, ANKARA! BİZ HARA FARSLAR HARA!” sloganını kullanan bir kulübün yaklaşık 35 milyon taraftarı olması İran Türklerinin nüfus oranları konusunda iddialarını da doğrular niteliktedir. Tractor Kulübü bu bağlamda, bir nevi İspanya’da Katalanları temsil eden Barcelona Kulübü ile benzerlik göstermektedir.
İran tarihine bakıldığında 900 yıllık bir Türk yurdu olduğu açıkça görülmektedir. 900 yıldır Türk yurdu olan bir bölgede Türk nüfusunun toplam nüfusun en az yarısını oluşturması gayet doğaldır. Bölgede hâkim olan millet olmanın en büyük şartlarından biri nüfus çoğunluğuna sahip olmaktır. Bu nedenden ötürü Türk nüfusunu açıklamama, daha az gösterme gibi politikalar güdülmektedir. Türklerden sonra onların eski yurtlarında –vatanda- hâkimiyeti devralan toplulukların bu tarz politikaları anavatan Türkiye’de bile işe yaramıştır.
Yüzyıllarca üzerinde yaşadığımız vatan topraklarını üzerindeki hâkimiyetini kaybettiğimiz zaman değil, vatanı unutursak kaybederiz. Bugün arsızca hayal olarak görülen Turan coğrafyası yüzyıllarca bize vatan olmuştur. Bu çalışmada kısıtlı resmi ve yabancı kaynaklardan derlenen istatistikî bilgiler kullanılarak gerçek Türk nüfusu açıklanmaya çalışılmıştır.
Bu nüfus değerleri yalnızca Azerbaycan Türklerini değil, İran’da bulunan Kaşkay Türkleri, Horasan Türkleri, Afşar Türkleri ve Karay Türklerini de içine almaktadır. Açıkça görülmektedir ki Türkler, Güney Azerbaycan’da en kalabalık nüfusa sahip millettir. İran’ın bünyesinde bulunan etnik grupların nüfuslarını ve oranlarını objektif biçimde açıklaması ilerde yapılacak olan çalışmaların resmi değerlere dayandırılarak yapılmasını sağlayacaktır.
Bugün İranın en büyük korkusu uyanan Güney Azerbaycan Bağımsızlık hareketinin gittikçe güçlenmesidir. İranın parçalanmasına yol açacak bu dalgayı durdurması imkansızdır.İranın küllerinden yeni devletler ortaya çıkabilir.