Tarihin en karanlık ve acımasız saldırısının yaşandığı bu gün insanlık tarihine en acı şekilde geçmiştir. Batı Japonya’nın Çugoku bölgesinde bulunan Hiroşima, nükleer saldırıya maruz kalan ilk şehir olarak dünya tarihindeki yerini aldı. On binlerce insanın bu saldırı sonucu hayatını kaybettiği, yaralandığı ve doğan çocuklarda genetik bozukluklarına yol açtığı bu saldırının etkileri günümüzde bile devam etmektedir.
Asırlarca büyük devletler tarafından dışlanan Japonya’nın, Hawai yakınlarındaki Pearl Harbor limanına 7 Aralık 1941 tarihinde saldırmasındaki amacı ezici bir şekilde ABD’nin donanmasını yok etmek, savaşa girmesini önlemek ve Asya’daki adalara hakim olarak hem Pasifik’te tam kontrol sağlamak hem de adaların doğal kaynaklarını kullanarak zenginleşmekti. Bu tarihe kadar savaşa girmeyen ABD, bu baskın sonucunda tüm gücüyle savaşa girmiştir. Avrupa’da olduğu gibi 2. Dünya Savaşı Pasifik’te de en ağır ve yıldırıcı bir şekilde devam etmektedir. Çin- Japon Savaşı ile başlayan Pasifik Savaşları Pearl Harbor’la birlikte savaşa ABD’nin dahil olması ile daha da şiddetlenmiştir. Savaş tüm hızıyla devam ederken 1943 yılında ABD Başkanı Roosvelt’in desteği1943’te New Mexico eyaletindeki Los Alamos laboratuvarının başına bilim insanı Robert Oppenheimer getirildi. Manhattan Projesi’nin direktörü olan Oppenheimer ABD, İngiltere, Kanada ve Nazi Almanyası’ndan kaçan Avrupalı fizik dehalarıyla atom bombası projesini başlattı. Fizikçiler atomun içindeki gizli gücü ortaya çıkarmak için yoğun çalışmalar yapmaya başladılar. Nedeni ise bu silah sayesinde her ülkeye diz çöktüreceklerine inanıyorlardı. II. Dünya Savaşı başlamadan hemen önce Einstein, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’e gönderdiği mektupta atom moleküllerinin parçalanmasının büyük bir yıkıcı etki yarattığından bahsetmiş fakat dinlenmemiştir. Savaş tüm hızıyla devam etmektedir. ABD Japonya’nın teslim olmasını istemekte fakat muhafazakar Japonlar teslim olmayı reddetmektedirler. Halkın açlık ve sefalet içinde yaşaması, insanların açlıktan ölmesi gibi durumlar bile Japonya’yı teslim olmaya ikna edememiştir. 1945 yılına gelindiğinde Oppenheimer’ın ekibi yaklaşık iki senelik bir çalışma sonucu atom bombasının yapımını tamamladı. Oppenheimer’a o dönemde 5 bin 700 kişilik bir ekip eşlik ediyordu. ABD, 16 Temmuz 1945’te New Mexico çölünde ilk denemeyi gerçekleştirdi.
Atom bombasının yapımı esnasında ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt 12 Nisan 1945’te vefat etti. Yerine ABD Başkanı seçilen Harry S. Truman çalışmaları yakından takip ediyordu. Atom bombası bulunduktan sonra ABD yönetimi bu silahı ilk olarak Almanlara karşı kullanmayı düşünüyordu. Ancak Almanların savaşın sonlarında direnci düşmüş ve geri çekilmeye başlamışlardı. Bu sebeple Washington yönetimi hedef değiştirerek Pearl Harbour’a saldıran Japonya’yı seçti.
Başkent Tokyo yerle bir olmuştu ve alternatif üretmişlerdir. İlk seçilen şehirler Kyoto, Hiroşima, Yokohama ve Kokura oldu. Ancak daha sonra Japonya adasının güney kesimlerinde kalan Hiroşima ve Nagazaki’de karar kılındı. Kyoto şehri tarihi yapısı ve kültürel mirası sebebiyle son anda listeden çıkarılmıştı
9-10 Mart 1945’te Amerikan ordusuna ait uçaklar Tokyo ve Japonya’nın diğer büyük şehirlerini bombalamaya başladılar. Bu saldırılar sebebiyle sadece Tokyo’da 100 bin kişi hayatını kaybetmişti.
26 Mart 1945’te Japonya’nın en güney noktası olan Okinawa Adası’nda büyük bir savaş başladı. Çatışmalarda 100 bin Japon askeri hayatını kaybetmişti. ABD’nin verdiği kayıp ise 12 bin civarındaydı. ABD yönetimi bu savaşı atom bombasını kullanmak için bir neden olarak gösterdi.
Bu dönemde Roosevelt’in ölümünden sonra ABD Başkanı olan Truman, Manhattan Projesi’ni öğrenmişti. Almanya 8 Mayıs’ta teslim oldu ancak Asya ve Pasifik ülkelerinde savaş devam ediyordu.
Mayıs ve temmuz ayları arasındaki dönemde atom bombasının bileşenleri Japonya’nın güneyinde Filin Denizi açıklarındaki Marianas Adaları’na getirildi ve buradaki Tinian adasına nakledildi. Bu sayede Amerikan B-29 bombardıman uçakları Japonya adasına ulaşabilecekti.
16 Temmuz’da New Mexico Çölü’nde yapılan atom bombası denemesinin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti. Başkan Truman 25 Temmuz 1945’te Japonya’ya atom bombası atılması önerisine onay verdi. 26 Temmuz 1945’te İngiltere, Çin ve ABD Potsdam Deklarasyonu ile Japonya’yı teslim olması, aksi halde ülkede büyük bir yıkım yaşanacağı konusunda uyardı. Tokyo hükümeti bu uyarıyı dikkate almadı ve şu cevabı verdi: “Mokusatsu…” Yani “yorum yok.” 6 Ağustos tarihinde ABD ordusuna ait B-29 uçağını kullanan savaş pilotu Enola Gay yaklaşık 5 ton ağırlığındaki little boy (küçük adam) adındaki atom bombasını sabah saat 8.15’te Hiroşima semalarına bıraktı.
9 Ağustos’ta Nagasaki’ye sabah saat 11.02’de ABD ordusu fat man (şişman adam) lakaplı ikinci atom bombasını bıraktı. Şehirde dakikalar içerisinde 70 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. 1945’in sonuna kadar Hiroşima’da atom bombası saldırısından dolayı yaklaşık 140.000, Nagasaki’de ise 80.000 kişi öldü.[1] 2007’de, Nagasaki belediyesinin resmî listesine göre, o an öldürülen veya daha sonra atom bombasının etkisiyle ölenlerin toplam sayısı 143.124’e ulaşmıştı. ABD önceden Japonların hayat ve hareket tarzlarını araştırarak onların en çok dışarıda oldukları saat olan sabah 08:15 olarak kararlaştırmıştı. Uranyum katkılı atom bombası, merkezinde 3 bin santigrat derece ısı oluşturarak 1,5 kilometre çapındaki alanda her yeri dümdüz etti. Hiroşima’nın yüzde 70’ini yok eden bomba, 1945 yılı sonuna dek ise 140 bin kişinin ölümüne yol açtı. Tıbbi yardım alamayan çok sayıda yaralı ölüme terk edilirken, şehre yardım götüren insanlar da bomba sonrası oluşan radyoaktif yağmura maruz kalarak can verdi. Nagazaki’ye atılan bombanın yıkım gücünü şehrin etrafını çevreleyen tepeler sınırlarken, şehirde ilk aşamada 70 bine yakın kişi öldü ve Nagazaki’nin yarısı yok oldu. ABD için nükleer silah geliştirmek üzere kurulan Manhattan Proje Komitesi resmi rakamlarına göre bombalama öncesinde Hiroşima’da 255 bin kişi yaşıyordu. Hiroşima’da ilk etapta 66 bin kişi ölürken 69 bin kişi yaralandı. 195 bin kişinin yaşadığı Nagazaki’de ise 39 bin kişi öldü, 25 bin kişi yaralandı. Yıl sonuna dek toplam ölü sayısı Hiroşima’da 135 bin, Nagazaki’de 75 bine çıktı.Ancak Japonlar, iki şehirdeki ölümlerin toplam 500 bine yakın olduğunu açıkladı. Bombalar, çok sayıda insanın vücudunda başta kanser olmak üzere tedavisi zor şekil bozukluğu ve sakatlık gibi hastalıklara sebep oldu.Ayrıca mağdurların psikolojik çöküntü ve yaraları günümüzde de devam ediyordu.