Geçmişten süre gelen ve çağımıza yön veren gençlerimiz, bu sefer sosyal medyanın tuzağına düştü!
Teknolojinin hızlı yükselişiyle birlikte, 2010 yılından itibaren ülkemizde sosyal medya platformları rekabet haline girdi. İnsanlara daha fazla etkileşim ve daha fazla para kazanma fırsatları yaratan bu platformlar, kısa zamanda ülkemiz gençlerinin en büyük hayali haline geldi. Son zamanlarda corona virüsün artmasıyla birlikte de sosyal medyayı kullanım oranı zirveye ulaştı.
Kolay yollarla para kazanmak, ülkemiz insanlarını özellikle gençlerimizi tembelleştirdi. Bundan daha önemlisi gençlerimizi köreltti. Okumanın ve kendini geliştirmenin çok önemli olduğu bu dönemde, gençlerimizin çoğu kolay yolları seçmeye çalışarak cahil kaldı. Ancak bunun farkına vardıklarında, hayatlarından yıllarca kaybetmiş olacaklar. Önemli olanın para kazanmak değil kendini eğitmek ve geliştirmek olduğunu fark edecekler.
Gençlik Nereye Gidiyor?
Etrafımızdaki büyüklerimizden duymuşuzdur. “Gençlik nereye gidiyor?”
Bu sorunun cevabını bulmak çok basit aslında. Çevremize bakalım. En son ne zaman bir delikanlı yada genç bir kızla sohbet ettiniz ? Onlarla hiç herhangi bir kitap hakkında konuştunuz mu ? Ya da bir kitabı tartıştınız mı ? Hadi buunları görmezden gelelim. Kaç gencin ağzından gençliğe hitabe duydunuz ? Peki ya İstiklal Marşı ? İşte bu sorunun cevabı bu kadar basit. Geçmişi okumayan bir gençlik, geleceğe yön veren kişiler olamaz.
Atatürk’ün: “bütün ümidim gençliktedir” sözünün ağrılığını fark edemeyen kişiler var. Bu söze layık olamayan gençlerimiz var. Savaşın ortasında bile okumaktan vazgeçmeyen bir önderin, bu kadar cahil kalmış torunları var.
Bütün bu olayları düşündüğümüzde hâlâ geç kalmış değiliz. Değişim ilk önce kendimizde başlar. Biz kendimizi değiştirirsek çevremizde değişir. Çevremiz değişirse dünya değişir..