Şemsi Paşa Pasajında İletişemeyenlerden misiniz?

Farklı insanlar girer hayatımıza zaman içinde.
Kimi kalır gönlümüzde, kimi gider hiç görmemişiz gibi ömrümüzde…
Bazısı sevabımıza, bazısı günahımıza ortak olur,
Kimi kalır gönlümüzde, kimi armağan olur ömrümüze.
Farklı insanlar, farklı imtihanlardır hayatın içinde…

Karşılaştığımız her insan bizi bir sınava tâbi tutuyor aynı zamanda. Bazısının boynuna, bazısının boğazına sarılmak istiyoruz en kuvvetlisinden. Çünkü onları ancak tanıyabiliyoruz tavırlarından ve sözcüklerinden. Ağzımızdan çıkan kelimelerin ve birbirimize neyi nasıl söylediğimizin büyük önemi var. İnsanların birbiriyle konuşabilmeleri, konuşarak anlaşabilmeleri ve en önemlisi de hep dendiği üzere konuşmayı bilmeleri gerekiyor.

Bunun için candan söylemeyi, can kulağıyla dinlemeyi, haddini bilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Davranışlarımızın, tavır, hal ve hareketlerimizin alçakgönüllü, hoşgörülü ve zarif olması gerektiğini aklımızdan çıkarıveriyoruz. Yoksa diğer türlüsü, bunları gerçekten bileni çileden çıkarıyor.

Düşünüyorum bazen, güzel hissetmek ve güzel sözler sarf etmek çok mu zor geliyor acaba insanlara? Güzel konuşabilmek, “konuşmayı bilmek” ne kadar zor olabilir ki?

Birinin anlattığını diğerinin dinleme süresi, kısala kırpıla sekiz saniyeye düşmüş, biliyor musunuz?. Yani, sekiz saniye sonunda karşımızdaki kişinin anlattıkları bize “Şinanay da yavrum şinaşinanay!” şeklinde geliyor. Dinlemeyi de bilmiyoruz. Aslında dinlemek istemiyoruz desek daha doğru olur. Sevmeyi bilmiyoruz ki bunları bilelim?

Nedir sizi bu kadar suratsız, tahammülsüz, insafsız yapan şey? Nedir bu sevgisizlik, saygısızlık, çokbilmişlik hadisesi? Niçin bu derece kin, nefret dolusunuz? Neden tahammülsünüz sizin istediğiniz formatta olmayan şeylere ve insanlara karşı bu kadar? Niye herkesi olduğu gibi, sadece insan olduğu için sevemiyorsunuz, saygı gösteremiyorsunuz kendiniz beklerken bencilce?

Sevgisiz, saygısız insanlar olup çıktık. 

Sevgiyi, sevmeyi seçtiğimiz ve uyguladığımız sürece daha güzel hayatlar yaşayağız. Çünkü sevgi, her şeyi halleder. Sevmeyi seçin. Kendinizi sevilmeye bırakın. Kötü sözlerden, kem gözlerden uzak kalın.

Bugün, kendinize bir iyilik yapın ve kendi iç huzurunuz için neler yapmanız gerektiğini seçin. Güzel olanı seçmek, sizin sorumluluğunuzda. Çünkü hayatı daha katlanılabilir hale getirmek için, bunu yapmak zorundayız.

Hayatın her anını değerlendirmeyi ve o anları da doyasıya yaşamayı öğrendiğinizde, aslında çok da zor olmadığını göreceksiniz zamanın ve sevmenin kıymetini bilmenin.

Hayat upuzunmuş gibi gelebilir ancak değil.
Evet hayat uzun bir ömür boyu ama aynı zamanda çok kısa çünkü bir nefeslik sonu.

Hayat çok kısa a dostlar, Kooploglular, Romalılar, Yurttaşlar!
Zaman gerçekten az.
Yapabileceğiniz çok şey, kullanabileceğiniz az bir zaman var.
Hayatı an be an yaşayın.
Atlayın şimdi hayatın kucağına sevgiyle ve  cesurca.

Sarılın sevdiceklerinize sıkıca…

İklim Dora
Yazıyorum, Paylaşıyorum. Hayatın Sevmek, Inanmak Ve Paylaşmak Olduğunu Düşünüyorum. Az Öz Dostum, Ruh Ikizim Ve Kitaplarım Olduğu Sürece Benden Mutlusu Yok. Dünyalıyım. İçi Dışı, Özü Sözü Bir Olmak; Istediğim. Hadi O Zaman, Okuyalım Güzelleşelim. ツ
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
kabus
Sonraki
Bedenimiz ruhumuzun hapishanesi

Bedenimiz ruhumuzun hapishanesi

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.