Kurtulmak nedir? Dinlediğim şarkının ilk sözü. Aslında çok şey anlatıyorda benim kelimelerim kifayetsiz kalıyor.
Ruhum çok darbe aldı.
Kalbim insafsızca defalarca kez kırıldı.
Beynimin içinde dolaşan düşünceler her defasında beni daha çok yaraladı.
Düşünmek, gerçeklerin farkına varmak, bocalamak, düşmek, kalkmak, boş vermek, inanmak, düşünmek… Bu döngü böyle devam ediyor. Çok yorucu öyle değil mi? Çoğumuz zaten bunu yaşıyoruz. Kurtulmak istiyoruz ama elimizde değil ki.
Severken alıştım gidenler herhalde zamanla gider heralde.
Bekledim boş yere akıl etmiyordum da.
Hani böyle kafandan milyon tane şey geçer ama onları cümlelere dökmek o kadar zor gelir ki elinden sadece boş boş bakmak gelir. Her defasında aynı duruma düşüyorum. Boğuluyorum, yüzeye çıkıyorum çabalıyorum nefes alıyorum ama sanki bir güç beni çekiyor ve ben yine batıyorum. Pes etmiyorum ama çabam boşa gibi geliyor. Ölümü beklesem olmaz, çabalasam da olmuyor. İşte öyle bir şey.
Bir gün bir tanıdığım bana şey demişti yaşından büyük gösteriyorsun yoksa sırtında çok mu yük var. Anlamamıştım o gün. Ama şu an az çok anlıyorum. Benim sırtımda, omuzlarımda kalbimde, ruhumda çok yük var, çok acı var. Herkes kaldırabileceği acıyı alırmış. Benim de bunları yaşamam gerekiyormuş demek ki. Bu şekilde düşünmezsem bazı şeyleri aşmak çok zor.
Hayattan bir beklentim yok ama umudum var.