“İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. Hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet sanıyor. Evren dediğimiz bütün içerisinde, kendisini diğer canlılardan ayrı tutuyor. Çevreyi istediği gibi kullanıyor. Yıkıyor, yok ediyor. Halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. Bunu reddederek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük. Tabii bu da tam olarak mümkün olmayabilir ama bu çabanın kendisi de bir özgürlük. ~ Albert Einstein”
Kafesteki kuş özgür müdür? Peki ya hayvanat bahçesindeki hayvanlar? Elbette ki hayır. Doğal olarak bütün canlılar özgür olmak ister. Doğasına uygun yaşamak ister.
Zaten hiç anlayamadığım bir şey vardır. Neden hiçbir suçu olmayan hayvanları hayvanat bahçesi denen hapishaneye koyarlar? Yerlerinden, yurtlarından ayırıp, ömür boyu zindanlara mahkum ederler? Diğer yaptıklarımız yetmiyormuş gibi. Hayvanları kesip etlerini yiyoruz, sütlerini içiyoruz. Derilerinden giysi yapıyoruz.
Kendimizi biraz onların yerine koysak, hayvanların aynı şeyleri bizim için yaptıklarını düşünsek, çok korkunç değil mi?
Aslında belki de dünyadaki hayat, kendinden güçsüz canlıları kontrol altına almak, onları ezmek, onlardan faydalanmak üzerine kuruludur.
Aynı şey insanlar için de geçerlidir. Dünyadaki bütün zengin ve güçlü insanlar, diğer insanlara hükmeder. Para ve güç kimin elindeyse dünyadaki bütün nimetlerden faydalanır, insanları kullanır, her şeyi onların ellerinden çekip, alır.
Bir tarafta insanlar müthiş bir zenginliğe kavuşurken, diğer taraftaki insanlar ise giderek yoksullaşır. Zengin ve yoksul arasındaki uçurum, günümüzde korkunç bir şekilde büyümektedir.
Üstelik, insanlar teknoloji ve bilimi kullanarak geliştikçe yine bu imkanlardan zenginler faydalanmaktadır. Yoksullar ise bu imkanlara ya ulaşamaz, ya da belki haberleri bile olmaz. Tıpkı şu anda covid-19 aşısında olduğu gibi. Sonra da onları bazı şeylerin farkına varmasınlar diye yalanlarla, yasaklarla, savaşlarla, cezalarla oyalarlar. Her şey yolundaymış gibi. Onlar hiç yokmuş, hiç yaşamıyormuş gibi…