Ben aslında eskiden beri hep ne istediğimi bilirdim ama bir şekilde dengeyi kaybettim. Dengeden kastım, yaptığını severek yapan, haz alan, sorumluluklarını, artısını eksisini üstlenen bir tiptim. Aslında bahsedildiği kadar da hırslı ve kaygılı da değildim. Mesela canımın istemediği sınava çalışmaz, ortalamadan 50-60 almaya da razı olurdum. Beraberinde resim yapmayı, saatlerce dans etmeyi de ihmal etmezdim.
Yolumu kendim keşfederek öğrenmeye bayılırdım. Başkalarının kalıp öğreti ve yollarını uygulamak yerine kendim keşfederek yol almak en büyük zevkimdi mesela. Koklayarak hayatı tatmaya çalışan kedim gibi. İnsanlara önyargısız yaklaşmak herkesi olduğu gibi kabul etmek temel prensibimdi. Çağdaş yaşam derneğinden arkadaşım da vardı ve benle derdini paylaşabilecek ya da muhabbet edecek kapı aralığını bulurdu bende .
Lise yıllarımı hep özledim. Hasretini çektim yıllar boyu.Tüm bunları hep ergenliğimde yapabildiğim için ben o yılları çok özlüyormuşum meğer. Daha başarılı olduğum için değil. Evet başarı benim için önemli ama dışardan bakıp da bana çok hırslı diyenlerin zannettiği kadar değil. Bana inek ya da hırslı diyenler hep sınav kaygısından olduğunu zannettiler. Ben de şu an kendime baktığımda öyleydi diye anlatıyordum. Ama bu yazıyla anlıyorum ki aslında ben içine dala dala derinine ine ine çalıştığım şeyde başarılı oluyordum . Çünkü zevkine tadına varıyordum. Basmakalıp yöntemlerden uzak kendime bana özgü yolu seçiyordum .
Dengede Kalmak
Başından beri denge diye kastettiğim şey de bu. Kendimi stabilize etmem ya da aldığım eleştiri ve önerileri hayatıma uygulamaya kalktığımda buralar bir eksildi , hayat rengini kaybeder oldu. Ama böyle olmak zorunda değil. Yine kendi yolumu seçebilirim. Kendime işkence etmeden ve zevk alarak tutkuyla aşkla hayata sarılabilirim. Kendimi sevebilirim yeniden. Kendime küstürmüşler beni sanki de yeniden barışıyormuşum gibi hissettim mesela bu yazıda.
Ben böyleyim diye işin içinden , hatalardan sıyrılma hali değil bu. Geçmişiyle bir barış imzalama yazısı . Kendini affetme yazısı. Kendimi affediyorum. Af da etmiyorum aslında kabul ediyorum. Duygularımla düşüncelerimle buradayım. Egolulardan, ön yargılardan genellemelerden nefret ediyorum. Üslubun ve saygının hayatta en olmazsa olmaz olduğunu bilirim. Yemeği zevk aldığım için yiyor, ders çalışmadan önce 1 saat tepine tepine dans ediyorum. Eğlenebilen , ortamı yumuşatan biraz gerginlikten kaçan ve kavgadan hoşlanmayanım. Kendisiyle dalga geçenim. Samimiyim.
Ben Ne İstiyorum?
Ne istediğime gelince biraz konfor, çokça huzur. İçinde zeka felsefe fikir barından derin sohbet arkadaşları. Bittiğinde geliştiğin ve değiştiğini hissettiğin hani. Seni her halinle kabul eden, kendi akışında besleyerek değiştiren minik bir çevre . İnsanı dürtükleyip duran, yaralayan, olumsuz yargılardan ve yorumlardan uzak.. Kendini gerçekleştirebilen parasal anlamda da minik lükslerini ve konforunu karşılayabilen bir iş. En derinimde kalbimde beni benden daha iyi bilen , içimde görünmeyen bir zırh olarak bulunan, hayatımı hiç olmadığı kadar anlamlı kılan inançlarım , Allah’ın halifesi olmanın getirdiği fiil ve sorunluluklarla dolu dolu yaşanmış bir hayat istiyorum.