Ah bır görsen dışarıyı her yer yemyeşil kuşlar uçuyor demek için çok geç.
Benden daha deli esen rüzgar var, o esiyor ben kırılıyorum o gürlüyor bense parçalanıyorum. Aykırım diyorum hâlen sana, hâlâ bendesin hâlâ bensin hâlâ benimsin. İnsan ne kadar yalnız bir yaratık değil mi şimdi sen gittin ben orda burda sarhoş demek doğru olmaz yarı ölü. Sana neler anlatırım ne güzel anlatırdım şimdi sen yoksun ve ben bu ayazda yola çıkıp sana gelmek isterdim aykırım yalnız bilmiyorsun ki ne güçlü zincirler dört elle sarılıyor bana. Gelemiyor olmamın sebebi ne buz ne kış ne de dışarıdaki ayaz sadece senin sana gelmemem için beni tutsak ettiğin o kuvvetli bağlar. Ne tuhaf değil mi? Beni özlüyor ve seviyorsun sana gelmemem için beni tutsak ediyorsun, istediğin kadar et korkmuyorum ben zaten esirim en kimsesiz olanından. Ötesine geçebileceğini mi sanıyorsun sen. Güldürme beni bir kere ölen tekrar ölmez. Bu kaçıncı yıkılışım bu kaçıncı ortada bırakışın. Aynalara da küstüm her baktığımda yüzüme dokunuşun beliriyor. Onlarda senden yana hani nerde benden taraf olanlar. kimse mi tutmaz soğuk elimi. O kadar yaşlanmadım halbuki görsen ilk günkü gibiyim, peki neden bu kadar ağırlık neden bu kadar Yorgunluk. Umutlar göz yaşları ile akıyor sonu gelmez boşluğa ve evet ne kadar aksa da gözyaşı, umut yine yolum sana çıkıyor galiba hep seni seveceğim senden vazgeçmiş halde. Sen ise mutlu ol kendinden geçercesine.