Duygular mı, özgürlük mü, iyi tahminler ama TEMEL değiller. Bana kalırsa temelde mahremiyet yatıyor. Bir düşünün robotun herhangi bir şekilde bir şey gizlemesine gerek var mı? Her şeyi herkes tarafından veya bir zümre tarafından kayıt altında tutulan bir alanda değil mi? Herhangi bir kondansatörünün ya da transistörünün mahremiyeti mi olur? Peki insan için mahremiyet ne ifade eder? Şöyle ki insanın robotlaşması düşüncesi temelinde bu yatıyor git gide insanlar arasındaki gizlilik azalıyor bilgileri çalınıyor-satılıyor bu gizliliğin azalması sonucunda insanlar özgürlük anlamında “zayıflaşıyorlar”. Artık bir şeyleri saklamak-gizlemek zorunda değil buna bağlı duygu-durum değişikliklerine girip çıkma sayısı azalıyor sonuç olarak monotona doğru evriliyor insan. Bu durum kimilerine başlarda iyi anlamda gelebilir ama unutmayınız ki mahremiyetiniz sizi oluşturan temel şey olarak kalacaktır ne kadar az bilgi o kadar rahat bir yaşam sürmenizi sağlar. Zamanla bu fark azaldıkça hayatımızda herhangi bir dönemeç kalmayacak, yaşamak artık belli bir çizgi üzerinde ilerleyecek nasıl bilgisayarda elektrik akımı doğrusal akarsa hayat o derece tek yönlü akacak. Ardından renkler solacak çünkü gerek var mı? Sanattan söz etmeye peki ne gerek var? Hiçlik semalarında yüzen terimler olarak kalacaklar. Ama en sevdiğim kısmı bunun devletler üzerine yapılacak olanıdır mahremiyetini yok ettiğinizi düşünsenize devletlerin! Alın size kaostan doğan gerçek düzen.
“Dust to dust, ashes to ashes.”