Leonardo da Vinci’nin ustalık eseri Mona Lisa tablosu Rönesans döneminin günümüze yansıyan en büyük örneklerinden bir tanesidir. Günümüze kadar ismiyle birlikte evlerimize de konuk olan Mona Lisa tablosunun tarihçesi Rönesans’a dayanmakta. O dönemde İtalya’nın Floransa şehrinde yaşayan ve tarihe ünlü ressam olarak kazınacak olan Leonardo da Vinci nereden bilebilirdi ki onun kavak bir pano üzerine Sfumato tekniği ile resmettiği Mona Lisa’sı asılar çağlar atlayıp 21’inci yüzyıla kadar gelebileceğini bilemezdi elbette 16’ıncı yüzyılın en ünlü yağlı boya portresi olarak tarihte yerini alan bu tablonun bir çok gizemi bulunuyor.
Günümüze kadar gelen ve bir çok kişinin evinde bulunan bu Mona Lisa tabloları elbette imitasyon 16’ıncı yüzyılın ünlü tablosu halan Paris’teki Louvre Müzesi’nde Francesco del Giocondo’nun karısı, Lisa Gherardini Portresi başlığı altında sergilenmektedir. Tabloya bakıldığında ana tema olarak oturmuş bir kadının resmedildiğini görüyoruz. 21’inci yüzyılda olmamıza rağmen halen daha bu kadının yüzünün kime ait olduğu ise gizemini koruyor ne kadar da gizemli değil mi?.
Her yıl yaklaşık olarak 6 milyon kişi tarafından ziyaret edilen bu müzedeki tablo; çoğu zaman aldatmaca olmuş olan gizli şifreler ile ilişkilendirilmiş bazıları komik taklitleriyle yapılmaya çalışılmıştır. Mona Lisa tablosunun bu kadar popüler olmasının nedeni içerdiği sırlar ve taklitler olarak mı yer almasıdır?
Mona Lisa tablosu ünlü ressam Leonardo Da Vinci’nin yapmış olduğu ve dünyanın en ünlü resmi olmasının yanı sıra bu tablo bir şekilde Leonardo Da Vinci’nin başyapıtı olarak yıllardır kabul görmektedir. Mona Lisa tablosunun değerli olmasının tek nedeni bu değildir Leonardo Da Vinci’nin bu tabloyu 1500 ve1506 yılları arasında yattığı düşünülmektedir. Ancak tablo 1911 yılında kaybolduğunda daha fazla ün kazanmıştır. XX. yüzyılın en büyük sanat hırsızlığı olarak kabul edilmiş olan Mona Lisa tablosunun çalınmasını gerçekleştiren kişi Louvre Müzesi’nin eski çalışanı olan Vincenzo Peruggia olmuştur.
