Bilindik bir Latince deyiş olan ‘Carpe Diem’ Horace’un bir şiirinde geçmektedir. Anlam olarak :anda kalmak, gününü gün etmek anlamına gelmektedir. Peki ne kadar anda kalabiliyoruz? Yarın için kaygılanmadan, geçmiş için pişman olmadan…
Her insan yaşadığı toplum tarafından az çok hatları çizilmiş bir hayatın içinde yaşar ve ona göre hedefler oluşturur. Bu da insanların hep geleceği düşünmesine ve dileklerini geleceğe bırakmasına neden oluşturuyor. Geçtiğimiz yılda Covid-19’un hayatımıza girmesiyle ölümün bize sandığımızdan daha yakın olduğunu hisseder olduk. Bütün biriken mallar ve ertelenmiş güzel günler bazıları için geride kaldı ne yazık ki. Geçmişi geriye getirme şansımızın olmadığı gibi bir an sonrası için bilmeden planlar yapıyoruz. Sanki daha öncekiler emeklerinin karşılığında dilediğince yaşayabilmiş gibi…
Anda kalıp sadece yaşasak ,sadece yürüsek , sadece orda olsak çok mu şey kaybederiz geleceğe dair. Biz neyiz ki ? Ayarlanmış makinelerden ne farkımız var? Ha geriye kalmış saat ha bizim geçmişimiz, ha saatini bilmediğimiz yolcu treni ha bizim geleceğimiz. Yanlış gösteren saate bakmayı bırakmalı ve gelmeme olasılığı olan treni beklememeli.
İnsan bunu ne kadar yapabilir bilinmez bu kurulu düzenin içinde ama yolda giderken bir etrafına bakmayı ihmal etmemeli, kahve içerken lezzetini fark edebilmeli en önemlisi de günleri birbiri ardından tespih tanesi gibi birbirinin aynısı olmamalı. Günlerden hangisi olduğunu neden unutuyoruz acaba? Belki de diğerinden bir farkı olmadığı içindir.
i