Ben esma
sonbaharın kızı eylül diyebilirsiniz. Insan doğduğu mevsimi benim gibi benimser mi ? Ah ne çok severim som baharı dökülen yaprakların son çırpınışlarını. Bu arada devrik cümle hastasıyımdır. Can sıkmayı severim gülmek bende bi uzuv yerini almıştır. O zamaan
Hoşbulduk diyelim sevinelim degil mi Kendimi ve kimliğimi kaybettiğim 11 yıl geçirmiş ve kendini hep başkalarının mutluluğuna adamış biri olarak yeni bir ben ile bir blog kurmak ve içimde ne var ne yok dökmek istedim. Lakin tek dileğim gönlümden geçen her cümleyi beni yargılamıyacak bi dünyaya bırakmaktı.
SANIRIM o dünya benim için kooplog sen olucaksın. Deli saçması olucak belki dediklerim yada depresif bir durum belirtisi kızdıgım koca dünya hakkında atıp tuttuğum cümleler olucak amacımız tamda kendimiz olmak degil mi ?
Hayatımın bir çok kısmında severken kendini kaybeden biri oldum. Arkadaşımı belli bir çiçegi hatta bir kitabı bile severken tüm ruhunu verenlerdenim. Benim gibi hep veren tarafta olanlarımızın sayısı hayıflanamıcak kadar çok…
Severken bu kadar kendini kaybetmek bir tünele girip sonunun ışık olmasını beklemekle aynıdır. Asla sonunda bi ışık varmı bilemezsin ama umarsın.Bu umutlu bekleyiş Polyana ile en iyi arkadaş olma gücüne sahiptir. Kafamıza taş atılır önümüze civilerden set kurulur ama yinede vermek için can atariz. Ruhun beslenmesi için almakta gereklidir. Sevgi ilgi , hoşgörü ve daha bir çoğunu
Sonra yavaş yavaş içimizde verecek bir ben kalmaz. Yok olur benliğimiz işte bu yok oluş derin karanlık bir yola sokar. Uyann uyanınnn bi uyanış gerekir. 11 yıl dile kolay degil mi ?
Bu uyanış için geç kaldığımı düşünmeyin.
HERŞEY yeni başlıyor bir ben doğuyor içimden başka bir BEN Beni sarıp sarmalayın.
Ben geldim.
Kimse için geç degil
Biraz dertleşisez biraz sitem edicez biraz kitap okuyup gelişicez. Kalp kırıklıklarını döküp yeniden yeşericez. Varmısınız iyi birer arkadaş olmaya …